İlkokul ikinci sınıfta okuyan kızım şöyle bir soru sordu: "Anne biz Einstein (Anştayn) mı olacağız? " Böyle bir soru karşısında ne cevap vereyim diye düşünmekten çok, neden bu soruyu sorduğunu idrak etmeye çalışırken sorunun devamı geldi: "Anne bizim okulda hep tebeşirli tahtalar var. Ben bir kitapta görmüştüm Aynştayn da tebeşirle yazı yazıyordu tahtaya. Diğer okullarda akıllı tahtalarla ders yapılıyor. Onlar mı yanlış yapıyor yoksa biz mi? Acaba sadece bizim mi Aynştayn olmamızı istiyorlar bunu yapanlar??"

Vee bitmeyen sorular yumağı...

Haydi buyrun siz cevap verin sayın yetkililer!

ZİYA GÖKALP İLKOKULU HENDEK

Bu işte bir yanlış olduğunu yedi yaşındaki çocuk sorguluyor ve yetkililer ısrarla anlamak istemiyor. Yarın öbürgün biraz daha büyüdüğünde bu durumları değerlendirmeye aldığı zaman, nefret etmesin bu çocuk hepinizden! Her geçen yeni günde ileriye gidebilmenin şevkiyle büyüsün çocuklarımız. Bilsinler ki; şimdi adlarını bilemediği o büyükleri; her zaman çocukların iyiliği ve güzel günler görebilmeleri için çabalayacak. Çok zor değil hepimiz biliyoruz. Lütfen ama lütfen kıymayın bu çocuklara.

Bir defa daha, çocuklarımızın en temel hakkı olan eğitim ve öğretim hakkının, şartlarının ivedilikle değiştirilip düzeltilerek sağlanmasını istirham ediyorum. Sayin vali, sayın kaymakam ve sayın milli eğitim müdürümüze bir kez daha seslenmek istiyorum.

Asla ilkelerinden ayrılmayacağımız baş ögretmenimizin sözleri ile bitireceğim yine; " Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bu günün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir." Mustafa Kemal ATATÜRK.

Okuduğunuz için teşekkür ederim,

Zeynep MERÇAN.