Hatırlar mısınız? Hani, şöyle bir sandalye ya da koltuğa otururken dizlerini birleştiren, eteğini nazikçe bacaklarının altına sıkıştıran, babası işten eve döndüğünde, bir çırpıda terliklerini ayağına getiren, yine babasının çıkardığı ceketi elinden alıp, yerine asıveren, biri su istediğinde suyu ikram edip, durup bardağın boşalmasını bekleyen ve o bardağı mutfağa geri götüren, boş zamanlarında evde örgü ören, büyüklerinden hizmet bekleyen değil de, büyüklerine hizmet eden, yemek yapabilen ve yaptığı bu işten keyif alan kızlar vardı, o kızlar şimdi nerede?

Ağzından argo ve küfür çıkmayan, anne ve babasının üzerine söz söylemeyen, dışarıda sesinin ve kahkahasının tonunu ayarlayabilen, günlük tutan, aşık olan, bu itirafını sadece en yakın arkadaşına ya da annesine yapan, ilişkim var, bitti ve yine başladı diye de beyanat vermeyen o kızlar nerede Allah askına? Aşık olduğu o delikanlıyla evlenen, ilişkiden ilişkiye koşmayı maharet saymayan, utanmayı bilen, ailesi ile zaman geçirmekten, onlarla beraber yaşıyor olmaktan mutluluk duyan, yaşının gereği ya da üstü yetenek ve maharetlere sahip, başkaları tarafından da fark edilip, gıpta ile bakılan, hani olabildiğince hanımefendi ve kıymetli bulduğumuz, gözümüzden sakındığımız ve kız olsun da çamurdan olsun diye düşündüğümüz o kızlar, yüzlerine her baktığımızda, her defasında duruşlarına ve bakışlarına hayran kalıp, kırk bir kere maşallah dediğimiz o kızlar nerede? Sahi bilen var mı ne oldu onlara?

BİR FORMÜLDE BENDEN

Birçok formülü var mutluluğun. Her zaman hali hazırda ve aklımızda olmuyor sadece. Ve bazen her şey öyle üst üste geliyor ki, istesek de bir çıkış yolu bulamıyoruz sanki. Halil Sezai’nin şarkısın da ki gibi ‘’Nerden bulur bu insanlar, ben mutsuzken gülünecek şeyleri ‘’diyerek de depresif bir ruh haline bürünebiliyoruz, hepimiz zaman zaman.

Ama hayat ve zaman ikisi de çok kıymetli ve ikisi de akıp gidiyor ne yazık ki… Her şey, her zaman güzel ve de yolunda gitmiyor olabilir. Hiç olmaz dediğimiz sevimsiz ve sıkıntılı şeyler, hiç beklemediğimiz bir anda gelip bizi de bulabilir Böyle zamanlarda mutsuz olmamak için, iyi ve kötü en çokta kötü yaşanmışlıklarımdan yola çıkarak kendimce bir formül geliştirdim ben ..

Ben, benden (asla geri gelmeyecek) alınanların, istediğim ama bir türlü gerçekleşmeyen dileklerimin, çetelesini tutmuyorum artık. Yaratanla pazarlığa girmiyorum mesela, sitem etmedim ve etmiyorum hiç. Ben onun, benim için yarına ne planları olduğunu kafamda kurup, bugünden sorgulamıyorum, belki yarın olmayacak ve nefeslerin sayılı olduğu gerçeğini biliyorum. Onun, bana bugün verdiklerine ve bu yolla sahip olduğum her şeye şükrediyorum. Konuşup, yazabiliyor oluşumdan tutunda, yürüyebiliyor oluşuma kadar şükür ve mutluluk içerisindeyim. Her defasında, mutlu olacak ne kadar çok şeye sahip olduğumu görüyorum.

Bu gün sizde bir deneyin. Sahip olduklarınıza bir bakın, dilerse onları verenin bir gün alabileceği inancı ve de farkındalığıyla, sizde olan ama başkasında olmayanları görün. Şükredeceğiniz her şeyin, aslında sizi mutlu edecek şeyler olduğunu fark edeceksiniz...

Bu bir evlat, bu iyi giden işiniz, yerinde sağlığınız, sahip olduğunuz iki el ve iki bacağınız olabilir. Bu sizi seven eşiniz, arkadaşınız, yardımınıza koşan biri, suladığınız bitkinin çiçek açması bile olabilir. Mutlu olmayı seçer ve sahip olduklarınızı görmeyi başarabilirseniz, sizin için mutluluk her daim kaçınılmaz olacaktır.