Sevgili okurlar,
Elbette yaşadığımız yörede, çevrede, kentte, ilçede, köyde, bizi yakından etkileyen önderler, liderler, güzel insanlar vardır..
“Bunlardan etkilenmedim” diyen yalan söylemiş olur!
Bu etki, bu sıcaklık, bu sevgi eğer kalbinizin derinliklerinde yer buluyorsa, vicdanınızdaki muhasebelerden, adalet terazinizden geçip olumlu bir not alıyorsa, orada iş tamamdır..
İşte bugün sizlere, sevgili Karasulu dostum, bir gönül insanı Muzaffer Tatlı’nın “Karasul Mahmut Hocası” hakkında yazdıklarını paylaşıyorum..
Sizlerde çevrenizde, böyle kültür, buyle gönül, böyle güzel insanlar olup olmadığını düşünerek, sizleri etkileyenleri bize yazınız..
Yazınız ki, onların güzellikleri, yeni nesile, gençlerimize, hatta büyüklerimize ders niteliği taşısın..
Gelin Muzaffer Tatlı’nın kaleminden Karasu’nun Mahmut Hocası ile ilgili yazdıklarına gözatalım..

KARASU’NUN MAHMUT HOCASI?
“"Allahın elçisi Hazreti Muhammed ve müminlerin, kendilerine indirilen  yüce kitap, Kuranı Kerime iman ettiklerini" vurgulayan ve "müminlerin, bizden önce yaşayan kavimlere yüklenen

ağır yükleri bizlere de yükleme" diye yalvardıkları,
"Amenerrasulü" duasını  (huşu içinde) okuduğu bir yatsı

namazı sonrası tanımıştım seni...

*

Öyle yürekten, öyle candan  okumuştun ki, her yatsı  namazından sonra,(maalesef)  bazı hocaların geçiştirerek

okuduğu "Amenerrasulü" duasını, kala kalmıştım cami ortasında...

*

Namaz sonrası gidip de ; " O kadar güzel okudun ki Hocam,

Allah senden razı olsun... Karasu'ya hoş geldin, Allah

yardımcın olsun" diyerek, 1989  yılının soğuk bir mart gecesinde,  böyle sıcak bir ortamda, seninle  tanışmam, bu dünyadan ayrıldığın  geçen Cuma gününe kadar,  daha sıcak, ama bazen de, benim  politik kişiliğimi ziyadesiyle öne

çıkarmam sebebiyle, çatışarak,  ama sonunda da, mutlaka uzlaşarak,  devam etmişti arkadaşlığımız...

*

Dinlediğim vaazlarında, diğer  vaaz veren din adamları gibi,

yok cehennemde bin yıl  yanacaksın(!?), yok, yanarken   etleriniz o ateşin altında kavrulacak(!?)  gibi, olmayan Allahın korkutucu  yönlerini değil de, daha yumuşak,

daha hoşgörülü, sevgi ve barış  dolu güzelliklerini anlatman,

solcusuna da, sağcısına da,  camiye gidenine de, gitmeyenine de, aynı hoşgörü ve sıcaklıkla yaklaşarak,  (Tıpkı altlarını çizerek, tüm kitaplarını  okuduğum ve İslam Dininin aydınlık

yüzünü öğrendiğim merhum Yaşar  Nuri Öztürk gibi), İslam Dinini  sevdirmen, Karasu'da ses getirmişti...

*

Yıllar geçtikçe. Merkez Cami  İmamı olarak, yalnız cami

cemaati değil, toplumun her  kesimiyle oturarak, çay içerek,  her türlü muhabbeti rahatlıkla yapabilecek alışılagelmiş din

adamlarından farklı ve artık Karasu'da "ortak değer" olmuştun

Mahmut Hoca...

*

Bin yedi yüzlü yıllarda yapılan  eski caminin, merkez cami olarak  artan nüfusa yetmediği ve yeni  bir cami ihtiyacı ortaya çıktığında,  CHP li Belediye Başkanı sayın  Sedat Büyük'ü da yanına alarak,  kendisine çok güvenen Karasu  Halkının katkılarıyla, çok kısa  zamanda, yeni caminin bitirilmesi,  hep onun kişiliğine olan güven  sayesinde olmuştu...

*

Merkez Cami İmamlığında üzerine  tek bir leke kondurmadan, on iki,  on üç yılını doldurması ve Karasu  Halkı tarafından da bu derece sevilmesi,  yobaz-bağnaz çevrelere, hatta hiçbir tarikata paçayı kaptırmaması, düşmanlarını da huzursuz ediyordu...

*

Nitekim hakkında uydurulan bir  dedikodu sebebiyle, on üç yıl

görev yaptığı çok sevdiği  Karasu'dan, kırgın ve gözü  yaşlı ayrılıyordu Karasu Halkının  gönüllerinde her zaman yaşattığı

Mahmut Hoca...

*

Tabii ki, bu kadar bilgili, değerli bir Hoca, İstanbul'un en yerleşik ve güzel semti Ortaköy ve onun tarihi  camiine tayin ediliyordu...

*

Bağnazlığın ve yobazlığın giremediği  Ortaköy semti sakinleri, görev yaptığı  yedi-sekiz senede, mini eteklisinden  madde bağımlısına kadar, herkese koşmuş ve yardımcı olmuştu...

*

Şarkıcı Mine Koşan, sabah namazlarını değişik camilerde kılarak vatandaşının derdini orada dinleyen Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Beşiktaş Belediye Başkanı MuratHaznedaroğlu,

Mahmut Hocayı, hep sevgiyle saygıyla anan ve dostlukları Ortaköy'deki görevini tamamladıktan sonra da devam eden

sıra dışı nitelikli kişilerden sadece birkaçı....

*

Bir-iki defa camisine gelip namaz kılan CB.Tayyip Erdoğan bile, Mahmut Hoca gibi bir kişilik karşısında "Gel, seni, yeni

açacağımız Çamlıca Camii'nin baş imamı yapayım" teklifine rağmen, teşekkür ederek, bu camide çok mutlu olduğunu söyleyerek, kabul etmemesi, Mahmut Hoca'nın, ne büyük bir değer olduğunu gösteriyordu...

*

Emeklilik hakkı geldiğinde, bir saat bile beklemeden, bir türlü içinin ısınmadığı Diyanet teşkilatından emekli oluyordu...

Kendisine çamur atmaya kalkanlara rağmen, Karasu Halkının geniş gönlünde edindiği sevgi sebebiyle, Karasu'ya yerleşiyordu...

*

Emekliliğinden sonra, çok sevdiği Hasan Kokoz, Ahmet Özcan ve benim de katıldığım sabah sohbetlerinde, karşılıklı çok hoş anlarımız oldu...Hatta bu anılar öyle bir dostluğa dönüşmüştü ki,2005 yılında düştüğüm mali sorunları duyduğunda beni bir kenara çekerek arabasının anahtarlarını verip de; "al, sat,

bu arabayı abi...Benim arabaya binmem şart değil....Paran olduğunda ödersin demesi…(Tabii ki, ben teşekkür

ederek almamıştım).

Ayrıca içlerinde benim de bulunduğum keskin ve iflah olmaz üç CHP liye her sabah namazı sonrasında imam odasında hiçbir karşılık olmadan Kuranı Kerim okumayı 15 gün gibi kısa bir zamanda öğretmesi… nasıl Karasu Halkının gönlünde

hep yaşayacağına dair iki örnek sadece...

*

Ve geçen hafta Mahmut Hocanın kalbine yenik düşerek vefat ettiği haberini aldığım telefon görüşmesinde, içimden adeta bir büyük bir parça koptu...

*

Mübarek Cuma gününe rastlayan cenaze namazını Merkez Camiinde kıldıran tıpkı Mahmut Hoca gibi aydın (Eski Karasu Müftüsü) şimdi Sakarya Müftüsü Hasan Başiş'in kıldırması ve hakkında söylediği güzel sözler, misafir gelen kendisiyle birlikte

uzun zaman görev yapan Ortaköy Müftüsünün konuşurken, sözcüklerin boğazında düğümlenmesi, Mahmut Hoca gibi

bir değerin, toplumda ne kadar büyük bir boşluk yarattığının göstergesiydi...

*

62-63 yaşında vefat eden Mahmut Hoca'ya tüm Karasu Halkı adına ben de bu satırlar aracılığıyla yüce Allah'tan rahmet diliyor, Güle güle, yüreği güzel insan diyorum...”
Bu ne güzellik..
Bir insanın ardından, bu kadar güzel yazı yazılması, anılması bir başka güzelliktir..
Mekanı cennet olsun!

Hele de gönüllerde taht kuran Mahmut Hoca olması temennimizdir..
Sağlıklı güzellikler dileriz!
Yusuf Cinal yazıyor, 24 Aralık 2022 Brüksel