Çok gençti, şarkılarda sözü edilen yaştaydı. Daha on yediydi. Bir çocuğu sevmişti. Çocuk ondan iki yaş büyüktü, o da kızı seviyordu. Belirli bir süre sonra bu ilişkinin yürümeyeceğini, ayrılmak istediğini çocuğa söyledi. Çocuk tamam dese de tamam değildi. Ertesi gün okula gitmek için evinden çıktığında çocuğu karşısında buldu. Konuşacaklarını düşünerek yanına gitti. Çocuk cebindeki bıçağı çıkardı ve kızın karnına sapladı. Tam kızın çocuğa sarıldığı anda yaptı bunu. Gerekçesi de ‘’Ayrılıktı!’’ Bir hayat, bir umut, bir de yaralı bir kalp orada duruverdi…

*

  Üşüyordu. O üşüyorsa çocukları da üşüyordu. Eşi işsizdi. Paraları çok azdı. Bu durumu kocasına söylediğinde yemediği azar, işitmediği küfür kalmıyordu. Bir gün bulduğu altı lirayla odun almaya çalışsa da ‘’Bu paraya odun olur mu?’’ cevabıyla umutsuz bir şekilde eve döndü. Aklına geçici olsa da bir fikir geldi. Evde çeyizinden kalan saç kurutma makinesi ile çocuklarını ısıtmaya çalıştı. Geçici bir çözüm gibi gözükse de etkili olmadı. Çocukları üşümeye devam ediyordu. Kendi üşümesini unutmuştu. Güçlü kadın yüreğiyle, anne yüreğiyle dayanamadı bu duruma. Isınmak için çocuklarını alt kat komşusuna yolladı. Evde tek kalınca tavana bir ip bağladı ve sonsuz boşluğa kendini salladı…

*

  Sabah kalktı, buzdolabında bir şey olmadığını gördü. Aslında biliyordu ama bir umutla dolabın kapağını açıp kahvaltı hazırlayacak bir şeyler aradı ama yoktu. Kocası kalktı. Adam elini yüzünü yıkadı. Mutfağa geldiğinde yiyecek bir şey olmadığını söyledi kadın. Adam sinirlendi, önce birkaç ağır küfür etti sonrasında da kadına vurmaya başladı. O kadar sert vurdu ki kadın olduğu yerde yığıldı kaldı. Adam kadının bayıldığını düşünse de, bayılmamıştı. O gözler sonsuzluğa kapanmıştı…

*

  Sokakta sevgilisiyle el ele yürüyordu. Çok mutluydu. Adamı karşılıksız seviyordu. Sağlarından sollarından insanlar geçiyordu. Kısa bir süre sonra adam durdu. Kadının elini bıraktı. Kadın ne olduğunu anlamamıştı. Adamın yüzüne baktı. Adam içine canavar kaçmış gibi sokak ortasında ‘’Sen ona, buna nasıl bakarsın?’’ diye kadını azarlamaya başladı. Azarlamalar küfre dönüştü ve hakaretleriyle sokak ortasında kadını yerin dibine soktu. Kadın ağzını açamadı, çünkü adamı çok seviyordu. Bu durum adamın daha da ileri gitmesine sebep oldu ve adam on dakika boyunca kadına bağırmaya devam etti. Sanki hakkı varmış gibi…

*

  Şiddetin fizikseli, sözlüsü, ölümle sonuçlananı veya öldürmeye teşebbüs edeni olmaz. Şiddet şiddettir. Unutmayın ki bağırdığınız, çağırdığınız, vurduğunuz, sövdüğünüz, öldürdüğünüz veya ölümüne teşebbüs ettiğiniz kişiler bir bireydir. İnsandır. Kadındır. Kadın emektir, haktır, dünyaya getirendir, hayattır, yaşamdır, sevgidir, umuttur, gelecektir.

Bütün kadınlarımıza saygılarımla…

#KadınaŞiddeteHayır

*Her paragraf gerçek olaylardan esinlenerek yazılmıştır.