Sevgili okurlar,
Bir yandan ”asrın depremi”, ya da “ büyük deprem felaketi” sonrası, bölgeye yardım akışlarında büyük bir duraksama oldu..
O ilk gündeki, ”yardım duyguları” nedense, birdenbire frenlendi?
Acaba ne oldu?
İnsanımızın canını açıtan, büyük üzüntüye sevk eden, “bu büyük felaket” karşısında, “neden duygusal bir fren ve güvensizlik” ortam doğdu ki?
Soru, bu ya, acaba cevep verecek olan bir iktidar mensubu olur mu?
Sanmam?

HALA SAVUNMADA OLMAK?
Zira, iktidar bildiğini okumakta, burnundan dün olduğu gibi bugün de kıl aldırmıyor!
Siyaset bu ya, anlayana?
Bildik tavırlar, aynı hızla devam ediyor!
“Biz biliriz, biz yaparız” noktasındaki anlayışlardan,” zerre kadar geri dönüş” yok!
İktidar tarafında, hala  ülkenin Güneydoğusu’nu vuran ve on ili kapsayan bu  yıkıma, bu büyük depreme, bu büyük enkaza, “zamanında yetiştik, asker de oradaydı, devlette oradaydı, siyaset te oradaydı” türünden söylemleri, hala duyar olmamız, neyi, hangi gerçeği değiştirebilir ki?
Zira, “feryatlar, yardım istekleri, enkaz altından gelen mesajlar ve kurtarın bizi çağrıları” hala kulaklarda değil mi ki!..
Bu saatten sonra, neyi değiştirebilirsiniz ki?

TEPKİLERİN ODAĞINDAKİ KURUMLAR?
Gerçekleri, “6 Şubat 2023 Tarihi itibarı ve saat 04,17 itibari ile artık bilmeyen, öğrenmeyen mi” kaldı?
“Bu geç kalmışlığı, sağır sultan bile duymuşken, hala bu tür, algıya dayalı mesajlar, açıklamalar”, inanın insanı üzüyor..
Maalesef, “bu büyük felakete müdahalede, iktidarı ile muhalefeti ile geç” kaldık!
Bunu yalanlasanız ne olur, yalanlamasanız ne olur?
Sonuçta, “bu depremde 46 Bin vatandaşımızı” kaybetmedik mi?
Yıkılmadı mı, o büyük kentler, köyler?

YARDIM ÇIĞLIKLARI?
Şimdi, şöyle sadete gelirsek, bölgeden hala birçok alanda isteklerin yükseldiğini görürüz!..
İktidar ve yandaş kurum ve kuluşlar bir yanda, muhalif ve bağımsız kurum ve kuruluşlar bir yanda, bölgeye yardım ulaştırmaya devam ediyor..
Acilen, “cadır, konteyner, ısıtıcı, jeneratör, seyyar tuvalet ve banyo ihtiyacı kadar, hala su ve diğer ihtiyaç maddeleri konusunda istekler olması” dikkat çekicidir..
Burada, “iktidara en büyük güvensizliğin sembolü olarak, öne çıkan Kızılay ile AFAD” adı, hala sorgulanıyor..
Gerek yönetim biçimi, gerekse depreme müdahale ve gerekse yardıma koşma konusunda, “bu iki kurumun güvensizlik sembolü olarak öne çıkması, bölgeye yapılacak yardımların azalmasına neden olduğunu söyleyenler”, haksız değiller?

İKİ KURUM MERCEK ALTINA ALINMALI?
İktidar ortaklarının, yani “Cumhur İttifakının” öncelikle, “bu iki kurumu tekrar mercek altına almalı ve kötü imajın nedenlerini öğrenmeli ve ona göre tedbir almalı ve yeniden bu iki kuruma güveni tesis” etmelidir..
Bu vesile ile “istifa” müessesesi çalıştırılmalıydı?
“İstifa” müessesesi!
O da mı, ne?
Madem ki, ülke genelinde böyle büyük bir “güvensizlik var”, ayrıca deprem alanlarına müdahaledeki geçikmeyi herkes gördü, o zaman gereği yapılmalıydı?..
Gereği neydi?
Elbette, “bu iki kurumun başkanının görevden el çektirilmesi, bu güvensizlik ortamının, ortadan kaldırılmasına”, vesile olunabilinirdi..
Ama, bu yapılmadı, yapılamadı?
Zira yapılan yardımların, “hedefine ulaştırılmasındaki anlayışlar, sıkıntılar ve ortaya çıkarılan farklı gelişmeler”, hala giderilmiş değil!

BİZ YAPARIZ, BİZ BİLİRİZ?
İktidarın, “ biz bunun altından kalkarız, hemen kalıcı konutların temelini atarız, bu işi bir yılda bitiririz” mesajları, halk nezdinde pek te kabul görmedi..
Bölgeden göç sürüyor..
Bölgede, “hala çadır ve su” peşinde olanlar çok!..
Hala, “kayıp çocuklar konusunda, aileler bulunmuş, bu kayıp çocukların kimlikleri belirlenmiş” değil!?..
Hastaneler yaralı dolu!
Kurulan çadır kentlerde ve sonrasında, konteyner kentlerde yaşam nasıl olacak?
Bakınız, yardımların büyük bir hız ve istekle devam ettiği Avrupa ülkelerinden bile , bir geri adım geldi?..
Belçika’da hazır bulunan ve “bölgeye gönderilmek üzere bekleyen konteynerler, parasızlık nedeni” ile gönderilemiyor?
Bizim de desteklediğimiz, “Avrupa Fenerbahçeli Derneklerin Konteyner Kenti” yardım kampanyası da, beklenen ilgiyi görmüş değil?..

GÜVENSİZLİK DİBE VURDU!
İlk gün, özellikle  “güvensizlik” bağlamında, “AHBAP”a yönlendirilen para yardımları da “şıp” diye kesildi!..
Bu depremin bir fırsata dönüştürülmesinde, “aziz ve yüce milletimizin gösterdiği birlik ve beraberliği, iktidar ve kurumlarının gösterememesi, bugünkü bu durumu oluşturdu” diyenlerin haklılığı ortada!
Görülüyor ki, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” de, bu büyük deprem karşısında, gereken kararların, hızlı ve etkin bir şekilde alınmasına hükmedemedi!
İşte durum, her yönü ile ortada!
İktidarın, devletin imkan ve kabiliyetleri yanında, bölgeye belediye imkanlarının da sevkedilmesi noktasında kararlar alması, durumu açık ve net izah etmeye bile yetiyor!
Bütün dünyaya yapılan “acil yardım çağrısı” karşısında, yardıma gelen, arama ve kurtarma ekiplerinin, ülkelerinde yaptıkları açıklamalarda, Türkiye’de yaşanan “yardım kaosunu” açık ve net ortaya koyuyor..

SAKARYA GEREĞİNİ YAPTI MI?
Bir deprem bölgesi olan Sakarya’nın, Sakarya Büyükşehir Beledi Başkanlığı ve diğer belediyeler ile “bölgede yardım çalışmalarında bulunması”, elbette takdire şayandır..
Ancak, “Sakarya’dan bölgeye, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanlığı ötesinde, gereken yardımları” ulaştırabildik mi?
Ayrıca, “Sakarya’ya gelen depremzedeler ile ilgili, gelecek açısından ne gibi tedbirler” alınıyor?..
Sorular çok, kaygılar ve nedişeler çok!
Bunları yazmaya, irdelemeye devam edeceğiz!..
Zira, görünen köy, kılavuz istemez!

MUHALİF KANATTA ÇATLAK!?
Ancak, son gelişmeler bağlamında, “muhalif kanatta, meydana gelen çatlağın”, deprem acılarının önüne geçmesi manidardır!
Zamanımıydı, “bir bardak suda fırtına koparmanın” alemimiydi?
Gerçekten, değdi mi?
Bakalım, bu konuda ne gibi gelişmelere tanıklık edeceğiz?
Bu alandaki “güvensizlik” nasıl atlatılacak?
Bu konuyu da, öncelikle takip edeceğiz!

BURSA’DA NELER OLUYOR?
Son olarak, Bursa’da yaşanan olayları ”es geçmek” olmaz?
Bursaspor-Amedspor müsabakası öncesi ve sonrası büyük bir “ırkçı saldırıda” bulunulması ve stadyuma, “bir takım mafyavari, tehdit amaçlı pankartların açılması, kabul edilemez, tahrik içerikli sloganların atılması” düşündürücüdür..
Sosyal medyaya yansıyan görüntüler, gerçekten can yakıcı ve durumun boyutunu göstermesi bakımından önemlidir..
Bu olayn müsebbibleri mutlaka yakalanmalı, adalete teslim edilmeli ve gereken yapılmalıdır..

İŞTE TERÖRE DESTEK BUDUR?
İşte, “ülkemizi yıllardır yaralayan, meşgul eden  PKK Terör örgütünün, büyümesi, palazlanması ve taraftar bulması”, bu tür olaylardandır!..
“Bu organize, bu planlı, kanlı saldırının faillerini tez elden yakalayarak, adalete teslimde”, üstümüze düşeni yapalım!.
“Bu fay hattını da bilerek kırarsak”, vay halimize!
Öyle, hafife alınacak bir olay değildir!
Lütfen itidal, lütfen sağduyu!
Yusuf Cinal yazıyor, 7 Mart 2023