Yay gibi gerilmiş kaşlarıyla buz gibi bir ‘poker face’ bakış attı.

Seviyorum dedim.

Olabilir dedi.

Gitme dedim.

Giden gider dedi.

İçim acıyor dedim.

Ne kadar zayıfsın diyen bir tebessüm kondurdu buz mavisi göz denizinin kıyısına.

Yıldırım gibi kalktı masadan, 3’ten sonra takibini bıraktığım, bilmem kaç numaralı iPhone’nun beyaz kulaklıklarını narin kulaklarına yerleştirdi. Kendi müziğini açıp çekip gitti…

***

Kafamın içinde kendi müziğimle masada çakılı kaldım. Gözümün önünde bir Nazan Öncel, bir Zuhal Olcay klibi canlanıyordu adeta. Gönlümün koridorlarında bir Umay Umay şarkısı yankılandı.

                                   Seninle bir aşk yazmıştık ama

                                   Çabuk uzaklaştık

                                   Dinle dur gitme kal

                                   Gitme kal çok yalnızım

                                   Gitme kal sevmiştim ben

                                   Gitme kal ne olursun

                                   Ayrılığa hazır değilim

***

Ben müzikle bu denli melankoliye bağlamışken o müzik dinlerken nasıl bu kadar acımasız olabiliyordu? Müzik ruhu beslemez mi? Son dönemlerde dinlediği şarkıların playlisti gözümde şekillendi.

Demet Akalın, Hande Yener ama çok da Gülşen şarkıları. Bana evin yollarını mı öptürecekmiş, ben mi onu öpecekmişim… bi’şeyler bi’şeyler tam da kavrayamıyorum.

***

Ne ara böyle oldu. Makas ne zaman açıldı. Ben Sezan Aksu’lu ‘Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk’lı şarkılarla boğuşurken karşımda ‘Seviyorum sevmiyorum / seni kopardım attım / kendimi toparladım / kendimi bunun için mi yorcam ben / kalbimi bunun için mi yorcam ben’li sert bir blok dikiliverdi hep. Sonra tek taşını kendisimi almış, kızlarla toplanmış çocuk mu bakmışlar, kariyer toplantısı mı yapmışlar tam da anlayamıyorum.

***

Şarkılarla kuşak çatışması yaşıyorum. Bu giderli, asabi şarkılar ve onun asi şarkıcıları ilişkilerime sirayet ediyor.

Böyle değildi eskiden. Elimi tutar, gözüme bakar ‘benden daha iyilerine layıksın’ der giderdi.

Şimdi böyle bir incelik göremiyorum.

Facebook duvarımda tuhaf mesajlar: “Yüzüğü attım, özüme döndüm / Kendime verdiğim sözüme döndüm / Yokluğumda gülemez o demişsin / Bak en çok da ona güldüm.”