Karasu Hürriyet Mahallesi’nde, Günün Amcamları Taş Ocağı kurmak istemiş.

AK Parti, siyaseten işine gelen yüzyıllık köyleri bile mahalle yaptı. Bu İŞ’lerin önünü kesemeyen, tüm köyler farklı konularda sanki bir talan yaşadı.

Geyve Boğazı’nın dağlarında orman ve taş yağması kanser yarası gibidir. Sapanca Yanık’ta, İstanbullu Doğa Severler O yanlışa hukukla dur dediler.

**

Karasu Hürriyet Köyü’nün, doğasına, tarihine ve çocuklarının geleceğine sahip çıkarak, Taş Ocağı kurulmasına karşı çıkması ise şahane ve özel bir örnek.

Köylerindeki (mahallenin) evlerinin 500 metre ilerisinde Taş Ocağı açmak istenmiş. Ağaçlar kesilecek, para kazanmak için taş ocağı açılacak.

İki üç kişi servet kazanacak. Taş Ocağı, orada yaşanan hayatı bitirecek. Halk, ağaçlarının kesilmesine direniyor. Çünkü, Ağaç köy için hayat. Çürüyen dalı, kuruyan yaprağı, suyu tutması, her şeyi ile ağaç hayat.

**

İki üç kişiye servet olacak Taş Ocağı; açılan yollarla, gece gündüz gelen giden iş makineleri ile kaostur.Yaban ve tehlike ayrı; toz toprak, pislikler evler içinde.

Köyün Eski Azası:” Şu Alanı köylü yıllardır özenle ağaçlandırdı. Gözü gibi baktı. Kesim zamanı yakacak olarak kullandı. Orman İşletmesi şu çamları dikti. Bu Taş Ocağı için ağaçları kesmeye geldiklerinde karşı çıktık.

SONUÇ: Sakarya 2’nci İdare Mahkemesi geçen ay Taş Ocağı Ruhsatı’na iptal kararı vermiş. Köy; Muhtarı, Ziraat Odası Delegesi; tüm köyün katılımı ile şahane bir Kır Şenliği düzenleyerek sevinçlerini paylaşmışlar.

Yöneten Siyaset, bu şenliği doğru anlamalı. Taş Ocağı benzeri çevreye zararlı iş konularının yapılacağı alanları İş Ehilleri’ne tespit ettirip izin vermeli.

Hürriyet Köyü; Hendek, Geyve, Sapanca ve tüm Sakarya’ya çok güzel örnektir.

MHP ADAY ADAYINDAN,

ADAPAZARI EKSPRESİ İSTEĞİNİ DUYMAK : -)

MHP’den Aday Adayı olan Ahmet Kazıcıoğlu’nun, Adapazarı Ekspresi’nin yeniden şehir merkezine kadar gelmesi için yaptığı çağrı nefis bir atılımdı.

Sakarya’da, siyasette, ülkesinin ve şehrinin gerçeklerini her şeyden değerli bilen gençleri görmek herkesin beklentisi olmalı.

Kendi geleceğini ve sadece borçlusu-bağımlısı olduğu siyaseti önceleyen genç-yaşlı siyasiler devri ülkeye ve şehre bir şey kazandıramaz.

**

128 Yıllık Osmanlı Yadigarı Adapazarı Garı’nın, ülke ve şehir ulaşımının kangrene döndüğü günlerde Yok Edilmesi işte öyle bir örnek olacaktır.

Kazıcıoğlu’nun, şehrin dar gelirli nüfusunun % 80’i ve çalışan, okuyan çocukları için çok büyük maddi kazanım olan Adapazarı-H.Paşa Treni’ni gündeme taşıması Erken Seçim’de Siyasette ön alacaktır.

**

Adapazarı Raylı Sistemi-Kent Tramvayı- de, Siyasetin baş köşesine oturmalı.

Şu gün özel otonuzla evinize zor gidiyorsunuz; çarşıya çıkamaz hale geliniyor.

İddiam biliniyor: İki yıla da kalmaz, Serdivan’da ne yayan, ne de arabayla dolaşmak çekilir bir yaşam olmayacak. CADDE 54 de tüy dikecek!

Hiçbir şeyi sinsice, gizli saklı köşelerde fitne yaparak anlatmıyorum; Yönetenlere yanlış yola girdiklerini testi kırılmadan tüm Sakarya önünde yazıyorum. Asla, bir tek kişisel talebim de olmadan..

Geldik gidiyoruz; hepimizin çocuklarına yaşayabilecekleri bir şehir kalmalı.

SAÜ DEVLET KONSERVATUVARI’NA

VEREMEYEN BİR ŞEHİR !..

Sakarya’da biz, Üniversite gibi akla gelebilecek hayata dair her şeyin üretilip, konuşulabileceği, yaşanacağı en büyük zirveyi bile yeterince kucaklayamadık.

Fen’de, Kültür ve Sanat’ta, Sosyal, Ekonomik bilimlerde; hatta İlahiyat’ta bile.

**

SAÜ bir öğretim yılının sonuna daha geldi. Konservatuvarımız, hemen her bölümü ile şahane Sanat Günleri düzenliyor. Davetlerini alıyorum.

Konservatuvar Müdürü Prof. Dr. Nilgün Sazak’a çok teşekkür borçluyum. Küçük sağlık sorunları nedeniyle, hayranı olduğum Konservatuvarımızın gösterilerine gidemedim. Ama, büyük ilgiyle haberlerini okudum.

Çünkü; Şehrimle O Kültür Sanat Hazinemizin bütünleşebilmesi benim için en büyük hedefti. Ulusal Bayramlar’da, Kurtuluş Şenlikleri’nde ve tüm Sakarya etkinliklerinde SAÜ Konservatuvarı zirvemiz olmayı çok hak eder…

Öyle böyle değil; Onları izleyen tüm öğrenci çocuklarımız kendilerine sosyal ve kültürel hedefler çizeceklerdir.

SAÜ Konsetvatuvarı’nı tekrar tekrar kutlar, teşekkür ederim.

**

Gerçek Yaşamda; Siyaset Halka tabidir. Sakarya’da ve hatta ülkemizde, yarım yüzyıldan fazla zamandır; Halk Siyasete tabidir. Yok denilemez!

Halkın tüm kesimlerinde, dünyada yaşanan çağdaş gelişmeleri kendi yaşamına taşımak istese de; “Ya, siyaset bunu istemez, bana taş koyar!” kaygısı vardır.

halk siyasete hak etmediği gücü verirken, o tavır siyasetin sonunu hızlandırır. Doğruyu söylememek; korkaklık, çıkarcılık, sinsilik bizi bitirir.