GELİNCİĞİ ÖLDÜRMEDEN ÖNCE... 

 

     Başarının ve mutluluğun bir sırrı varsa eğer ve saklanıyorsa bir yerlerde, olaylara ve insanlara kendi penceremizden değil  de, bir diğer pencereden de bakabilir olmamızda saklıdır diye düşünüyorum.

  

       Esnafa, belediyeye, hastanelere yada tanıdığımız,tanımadığımız kişilere karşı  fazlasıyla önyargılı yaklaştığımızı düşündüğüm için  bu konuyu burada irdelemek istedim.

       Anlaşılmamak veya yanlış anlaşılmak,kendini ifade edememek veya yanlış ifade etmek hepimizin başına gelebilecek olası bir durum.Ama tüm bunları düzeltme şansını  birilerinin önyargısı yüzünden ,bir daha yakalayamamak ise hemen herkes için  büyük bir mutsuzluk nedenidir.

     Zaman zaman sorarım ben kendime,Olaylara bir başkasının gözüyle de bakabiliyor muyum? Ne kadar empati kurabiliyor, ne kadar önyargısız hareket edebiliyorum?Kaç kişiyi bir görüşte öldürdüğümü,kaç kişiyi ilk görüşte göklere çıkardığımı düşünüyorum.Ya siz  kendi pencereniz  dışında da pencereler olduğunu  ne sıklıkta aklınıza getirebiliyorsunuz?İstisnalar kaideyi bozmaz ama  genel gözlemim şu ki   yediden yetmişe yerleşmiş, önyargılı bir düşünce biçimimiz var.

         İlk görüşte, ilk günde aceleci davranarak önemli tespitlerde bulunup,belki de yaşamımızı etkileyecek kararlar alıveriyoruz. Alışveriş yaptığımız esnafı bir tek davranışıyla, basına açıklama yapan bir siyasetçiyi tek bir cümlesiyle, yerel bir yöneticiyi bir iki eksiğiyle hemen yargılayıveriyoruz. Bir kez sözünde duramayanı güvenilmez, bir işinde başarısız olan personeli  artık işe yaramaz yapıyoruz. Arkadaş oluyoruz biriyle, kısa sürede dost ilan ediyoruz onu, sonrasın da hayal kırıklığı yaşıyoruz. Ve ön yargılarımız yüzünden bazen bir yönetici , bazen bir personel, bazen bir esnaf, bazen de bir eş, bazen koca bir şehir yanıltıyor bizi ve  yaşamımız ve içinde ki güzellikler önyargılarımızın kurbanı oluveriyor.

     Aslında tüm yapmamız gereken öncelikle  diğer insanların, diğer fikirlerine saygı duyabilmek,bizimle aynı düşünceyi paylaşmayanlarında gerçekliğini ve geçerliliğini görebilmek belki de... Olaylara onların penceresinden de bakabilecek duyarlılığı  gösterebilmek ve  en önemlisi sağduyularımızla önyargılarımızı karıştırmamak diye düşünüyorum.

       Bir musibet bin nasihatten iyidir derler ya,bende şahsım adına söylüyorum biraz musibet birazda Doğan Cüceloğlu’ nun  kitapları sayesinde önyargılarımı şu sıralarda en aza indirdim. Doğan Cüceloğlu’nun kitabından önyargı ile ilgili  güzel bir öyküyüde sizlerle paylaşmak istiyorum.

     

     SİZ DE GELİNCİKLERİ ÖLDÜRENLERDEN MİSİNİZ ?

 Uzaklarda bir  köyde, kocası çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın vardı. Kadın kendisine arkadaş olması için, dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başladı. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşmıştı. Birkaç ay sonra kadının çocuğu doğdu.Tek başına tüm zorluklara  göğüs germek ve yavrusunu tek başına büyütebilmek oldukça zordu.

   Günler geçti.Kadın bir gün birkaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kaldı. Gelincik ve bebek evde yalnız kalmışlardı. Aradan biraz zaman geçti ve anne eve geldi. Gelinciği ve kanlı ağzını gördü. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırdı ve oracıkta öldürdü. Tam o sırada içerdeki odadan bebeğinin sesini duydu. Anne odaya yöneldi ...Ve odada beşiği, beşiğin içinde bebeğini ve bebeğinin yanında duran gelincik tarafından parçalanmış yılanı gördü...

    İşte böyle ön yargısı tarafından görüşü kapanmış bir kadın. Yaptığı yanlış ve vicdan azabı, kimbilir gün içerisinde, yada yaşam boyu bizler ne gelincikler öldürüyoruz?Etrafımızdaki yılanları farkına varmıyoruz bile.

  Gerçeğin her zaman görünen olmadığını unutup, tek bir pencereden bakıp ne arıyorsak onu görüyoruz. Ama biz yılanları görmesek de, gerçek olduklarını unutup, gelincikleri öldürsek de, hem gelincikler hem yılanlar yaşamımızda her zaman olacak ve ön yargılarımızdan kurtulmadıkça yılanları bırakıp hep gelincikleri öldüreceğiz,ve ölen her bir gelincikle biraz daha utanacağız.

HEPİMİZ ÖNYARGIYI KÖTÜLERİZ,AMA HALA  ÖNYARGILIYIZ. ( Herbert Spencer )