‘’İnsan ne zaman bir şeyler eksik, bir şeyler yanlış hissine kapılır, işte o zaman geçmiş ve eskiler hatırlanır. Bir daha yaşanmayacak, yaşanamayacak geçmiş özlemle anılır.Ne geri gidebiliriz, ne de silebiliriz geçmişi, ama özledikçe izleyebiliriz’’dimi?

 Sahi eski Türk filmlerini sever misiniz? Ben izlerken çok keyif alırım. Şimdi ki dizi ve filmlerin aksine pek sıcak gelir bana ve her daim özlediğim en az bir duyguyu mutlaka bulurum o filmlerde.

Bazen merhamet, bazen şefkat, bazen samimiyet ve dürüstlük olur bulduğum. Bazen bir aşk hikâyesi, bazen bir başarı ve yükseliş öyküsü bazen sıcacık komşuluk ilişkisi bazen de sadece gerçek bir tebessüm bulurum. Ben bu filmleri çocukluğumuza, en çokta dönemin o samimi insanlarına ve ilişkilerine götürdüğü için de huzurlu buluyor olabilirim.

 Düşünsenize şimdiki film ve diziler öylemi ya… Her dizi de, içine şeytan kaçmış, gerilim yaratan, dehşet saçan bir adam, entrikaların mucidi,  ya bir anne, ya bir kardeş ya bir eş var. Her cadde, her sokakta bir şiddet, her filmde bir ihanet… Of yazarken yoruldum.  Böyle olunca da gerçek yaşamın keşmekeşi yanında, her molanızda birde bu dizilerin ve filmlerin stresi, haber programları zaten malumunuz, oldukça can sıkıcı değil mi?

MUTLU SON KEYFİ…

 Entrikaların minimumda olduğu, her zaman iyiliğin ve iyilerin kazandığı, henüz aile ve komşuluk ilişkilerinin bozulmadığı, maddiyatın değil de maneviyatın kıymetli olduğu, şehirlerin beton binalara teslim olmadığı o zamanlara gitmek bana çok iyi gelir mesela. İhtiyaç duyanlar için söylüyorum; Dolgulu ve botokslu birbirinin aynı, estetiğe teslim olmuş o ekran yüzlerinden, kimin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan magazin programlarından, çarpık ilişkilerin, kayıp hayatların reyting malzemesi yapılmasından, stil yarışmalarının vitrin mankeni muamelesi yaptıkları, stil uğruna şekilden şekle giren  o zavallı  kızların, işte benim stilim dedikleri acayiplikten sıkıldıysanız eğer, eski Türk filmlerini izleyin.Gerçek yaşamda da, etrafınızda ikonluğa soyunan insanlar varsa, onların izlensin diye sahneledikleri yapay mutlulukları görmek durumundaysanız ve yapay davranışlar içerisinde, yine birbirini taklit eden ve birbirleriyle yarışan insanların şovlarını görmekten yorulmuşsanız, açın bir Türk filmi, girin içine.

Eskinin, ulvi, insani değerlerini, betonlaşmamış şehirlerini ve yüreklerini, birbirine benzemeyen o  oynanmamış yüzlerini izlemenin tadına varın.

O siyah beyaz filmleri yalın bulabilir, başından sonu belli diyebilirsiniz. Ama en çokta ona ihtiyacımız yok mu şu sıralar, başından belli mutlu sonlara, anlık da olsa bu huzura ihtiyacınız yok mu?… İnanın şu anda ekranlarda ve etrafımızda gördüklerimizden daha iyiler.  Günümüzün basit siyasi  repliklerinden, ülke de ve de üzerimizde oynanan oyunlardan , akıbeti meçhul iğrenç senaryolardan anlıkta olsa,  kaderimize oynayan  bu kötü oyunculardan uzaklaşacaksınız…Onların yazıp oynadığı kötü filmler yerine, eski Türk filmlerini izleyin ve huzur bulun.  İyi gelecek göreceksinizJ