Demokrasilerde erken seçimi muhalefet ister, iktidar direnir.

Biz de böyle olmadı, saray koalisyonunun düğmeye basmasıyla bizzat iktidar, erken seçim kararı aldı.

Hem de öyle ki, erken değil baskın seçim denilse yeridir.

CHP’nin -o da bazı belediye başkanlarının hiç de demokratik ve hukuki olmayan yöntemlerle görevden alınması ve pek çok belediyenin kayyumla yönetiliyor olması gerekçesiyle- yerel seçimler bir an önce yapılsın dışında bir beklentisi ve teklifi yoktu.

İYİ Parti ise, zaten kurulum aşamasında, kendisiyle meşgul bir parti durumundaydı.

Beklentileri yoktu ama böyle ayarsız bir hükümetle muhatap olmalarından dolayı her ikisi de erken ya da baskın bir seçime de hazırlıklıydılar.

Dediğim gibi, şaşırtıcı olan iktidarın erken seçim kararı almasıydı.

Neydi gerekçeleri?

Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle; “Değerli basın mensupları bugün, MHP genel Başkanı Devlet Bahçeli ile oldukça verimli bir görüşme gerçekleştirdik, oldukça geniş yelpazede istişare ettik. Bahçeli'nin ön açması ile yönetim değişikliğini hayata geçirme fırsatı bulduk. Türkiye hala 16 Nisan'dan sonra eski diye ifade ettiğimiz sistemle yönetilmektedir. Cumhurbaşkanı ile hükümetin uyumu sayesinde sorun yaşanmıyor gibi görünse de eski sistemin hastalıkları ortaya çıkıyor. 2019 Kasım seçimlerine kadar dişimizi sıkmaktan yanaydık ama Suriye ve Irak merkezli yaşanan tarihi önemdeki hadiseler. Türkiye'nin belirsizlikleri bir an önce aşması gerekmektedir. Yeni yönetim sistemine geçiş giderek aciliyet göstermektedir. Bahçeli'nin çağrısını, ülkemizin karşı karşıya bulunduğu sorunlar nedeniyle olumlu bulduk.”

Bir vatandaş olarak bu gerekçelerin hiç birisine katılmıyorum.

Katılmıyorum çünkü; iktidarın, sistem ve yetki anlamında hiçbir sıkıntısı yoktu.

Türkiye referandumun kabulüyle birlikte yeni sisteme zaten geçmişti.

Ve ortada yapılacak seçimle birlikte kimlerin gidip kimlerin geleceği dışında bir belirsizlikte yoktu.

Ha, ya biz gidersek, ya seçilemezsek korkusu yaşıyor ve gelecekleriyle ilgili belirsizlikten endişe duyuyorlarsa o başka…

‘Suriye ve Irak merkezli gelişmeler’ gerekçesi de pek makul ve mantıklı değil.

Değil çünkü Başkomutansınız, tek yetkilisiniz, ordu emrinizde, iktidarı ve muhalefetiyle bütün Türkiye de arkanızda… Anayasa Mahkemesi’nden tutun bütün yargı emrinizde, parlamento istediğiniz yasaları anında çıkarıyor, istediğiniz alanda bir KHK çıkarıp önünüzü açıyorsunuz, OHAL’den dibine kadar istifade ediyorsunuz, medya yüzde 90 elinize geçmiş, süper yetkilisiniz yani…

Ama yetinmiyor, çıkıp diyorsunuz ki, eski sistemin hastalıkları var, yeni sisteme geçmek aciliyet arzediyor falan.

Peki, bu kadar acil diyelim, buna, selamlaşma, hal hatır sorma falan derken hepi topu 20 dakika süren bir görüşme sonucu mu karar verdiniz?

Yoksa Bahçeli’nin teklifi, görüşme ve ardından yetkili kurulları toplayıp karar verdik diye 24 saat sonra açıklama yapmalar, hepsi düzmece mi?

MUHALEFETİN ERKEN SEÇİM YORUMLARI

Gelelim muhalefetin görüş ve eleştirilerine;

İYİ Parti’den Ümit Özdağ;

“Bu kararın iki temel sebebi var. Birincisi erken seçim kararı korkunun eseridir.

123 bin kişinin katıldığı coşkulu Büyük kongremizi gördüler. Kimsenin taşınmadığı, herkesin kendi imkanlarıyla geldiği o kongre ezilen yığınların çığlığı oldu adeta ve saraya da büyük bir korku aşıladı.

Korktuklarını biliyorduk ama bu kadar korktuklarını yeni öğrendik.

İkincisi, Türkiye ekonomisi ağır bir kriz içindeydi. Bu kriz finansal sisteme de sıçradı ve büyük bir çöküş süreci yaşanıyor. Büyük holdingler Türkiye’den ayrılıyorlar, mal varlıklarını yurt dışına transfer ediyorlar.

Türkiye’nin önde gelen sektörleri olan büyük şirketler borçlarının yeniden yapılanmasını istiyorlar. Ekonominin öncü gücü inşaat sektöründe büyük çöküşler başladı. Ekonomi artık kontrol edilebilir noktasından çıktı. Mehmet Şimşek bunu defalarca söyledi, cumhurbaşkanı tarafından kamuoyu önünde üç kere azarlandı, üç kez istifa etti, istifası kabul edilmedi, tam anlamıyla ekonomik bir yıkım geliyor. Şimdi Erdoğan seçimlere kadar bu ekonomik yıkımı erteleyecek, seçimden sonra da sivil sıkıyönetim önlemleriyle, KHK’ler ile durumu kontrol edebileceğini umuyor” derken sair muhalefet de, erken seçim kararı gerekçelerini ekonomik yıkıma, bütün yetkilere rağmen, bu yetkileri doğru kullanmama ve tercih hatalarını gerekçe gösterdiler.

Ama bütün muhalefet, önemli sebeplerden bir tanesinin İYİ Parti’nin yükselişi olduğu yönünde fikir belirtiyor.

Evet, İYİ Parti bu kararın alınmasında önemli bir etken gibi görünüyor.

Neredeyse bütün medya İYİ Parti’yi konuşuyor.

Bütün kanallar İYİ Parti ile yatıp kalkıyor ama işin acı ve ilginç tarafı, İYİ Parti’nin konuşulduğu, tartışıldığı, gündem olduğu bu kanalların hiç birisinde İYİ Parti’den bir yetkilinin olmaması…

Seçim yasakları bugünden başladı demek ki!!!