Akşener’den umudu ve beklentisi olan arkadaşlar dün çok kızdı bana.

‘Cumhur cemaatinin Akşener’in kalmasını isteyen açıklamaları, İYİ Parti ve Akşener’i manipüle etmek içindir, senin gibi sazanlar da hemen atlıyor’ diyenler oldu.

Yapmayın…

Hoş beni kandıramazsınız da kendinizi kandırmayın.

Bu iddianız züğürt tesellisinden başka bir şey değil ayrıca…

Kaldı ki partinizin yabancı değilim, Akşener Ortak Masa’dan kalktığı ana kadar İYİ Parti üyesiydim.

Sonra dönüşü, sözde İmamoğlu ve Yavaş’ı dayatması, Masa’yı kontrolü altına aldı görüntüsü vermesi, seçim boyunca gösterdiği samimiyetsizlik, dün dediğim gibi üst düzey yöneticilerin Kılıçdaroğlu’na oy vermemesi ve parti içinde yaşanan tartışmalardan haberdar olmam, sazanlığı benim değil, aksine düşünen arkadaşların yaptığının delilidir.

Hadi Kılıçdaroğlu’na çok kızdınız ve bu partinizin Millet İttifakından ayrılma gerekçesi oldu diyelim. Değil ama öyle kabul edelim.

CHP bu ve benzeri iddiaları göz önüne alıp, kendisini başarısız bulup genel başkanını değiştirdi.

Bu değişim, eğer ittifaktan yanaysanız, sizi niye etkilemedi?

Neden seçimlerin ertesi gün bir baraj kurdunuz?

Neden Özgür Özel’in samimi ve saygılı çağrılarına kulak tıkadınız?

Neden, Cumhur cemaatini silkeleme fırsatı varken ‘özü başına’ seçimlere gireceğiz diye tutturdunuz?

Bütün bu yaptıklarınızla Cumhur cemaatinin ekmeğine yağ sürmedi mi?

Şimdi o Cumhur cemaati ya Akşener giderse diye niye korksun kardeşim?

Kalmasını neden istemesin?

Bakın, Akşener Altılı Masa’dan ayrıldığını ilan ettiği 3 Mart 2023’te “Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız” demişti.

Netice? 13 ay sonra tarih oldu.

Şimdi, İyi Parti’nin 27 Nisan’daki olağanüstü kurultayında aday olmayacağını açıklıyorsa, bu bir nebze onun adına artı yazar.

Tabii ki samimiyse…

Tabii ki bir danışıklı dövüşün içine girmiyorsa…

Ve elbet Cumhur cemaati ortaklarından medet ummuyorsa…

Tarihi Akşener değil, millet yazdı.

Seçmen, o dağıttığınız ortak masaya rağmen tabanda ittifak yaptı ve iktidara dersini verdi.

Peki siz ne kazandınız?

14 Mayıs’ta yüzde 9.9 oy alan partinizi yüzde 4.76’ya gerilettiniz.

Gerilemeniz doğaldı çünkü tabanınız sizi değil ortak aklı destekledi.

Nevşehir aldık ya?

Geçin kardeşim be, Rasim Arı hangi partiden olursa olsun kazanırdı.

Yani siz ona değil, o sizin partinize kazandırdı, kendinizi kandırmayın.

Dediğim gibi partinizin yabancısı değilim.

Haliyle bu siyasi yıkımın en temel sebebinin, Akşener ile İyi Parti Genel İdare Kurulu’nda (GİK) çoğunluğu elinde tutan dar bir kliğin benimsediği ‘özü başına’ kararı olduğunu biliyorum.

Partide ‘Hür ve Müstakil’ ve ‘Üçüncü Yol’ diye de tanımlanan bu politika ile CHP’den ayrışarak, büyüyeceğiniz masalına, zorla koyduğunuz adaylarınız bile itibar etmedi.

Hatta daha önce de yazdığım gibi, bu adaylık inatlaşması ile seçmenin çok sevdiği, başta Turan Çömez olmak üzere partinizi en saygın isimlerinin de karizmasını çizdirdiniz maalesef.

Söyledik, hatta yalvardık…

Yapmayın, İyi Parti’nin kantara çıkacağı seçim, kendini deneyeceği seçim bu değil dedik.

Hele kurulduğu günden beri CHP ile bir şekilde iç içe geçmiş, bu ilişkide CHP’ye borçlanmış bir partinin, ahde vefa göstermek yerine CHP’ye sırtını dönmesi hiç hoş değildi, hoş karşılanmadı ve oy oranınızdaki düşüşe bakılırsa tabanınız da bu politikanızı tasvip etmedi.

Hepsini geçtim, İmamoğlu ile Yavaş’ı hırsızlıkla suçlamak neydi arkadaş?

Bu açıklama bile tek başına partiniz için intihardan ibaretti.

Nitekim bu intiharı gerçekleştiren liderinizi bugün savunmayın bana.

Bilmeyenler ve hala anlamayanlar için, içeriden biraz daha bilgiler aktarayım, belki faydası olur.

İttifakı bozma ve özü başına takılma kararı, parti içinde ortak bir akılla verilmedi.

81 il başkanınızdan 60’ı, Ankara’da 25 ilçe başkanından 21’i, İstanbul’da 39 ilçe başkanından 22’si bu seçime ittifakla girilmesini, aksinin intihar olacağını söylemişti.

Benim şahsen tanıdığım hiçbir milletvekili, bu özü başına stratejisini beğenmedi.

Ama sonuçta Akşener’in dediği oldu.

Haliyle size de olanlar oldu.

Şimdi önünüzde bir fırsat var.

Allah aşkına, MHP’deki iç mücadelesiyle, ardından kuruluş aşamasıyla ve son dönem siyasete mühür vurmasıyla gönüllere taht kuran bu partiyi heba ettirmeyin.

Partinizi değil, partinizi intihara sürükleyenleri cezalandırın…