Rahmetli Bülent Ecevit bu ülkede Başbakan olarak 5 kez Hükümet kurmuş.İlk Başbakanlığı 26.01.1974-17.11.1974 tarihleri arasında Rahmetli Erbakan ile kurduğu ortak Hükümetti.

Tarihe geçen, Kıbrıs Barış Harekatını yapan; Kıbrıs Türklerini katliamdan kurtaran; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurduran Hükümet.

**

1.Ecevit Hükümeti Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra ancak 4-5 ay yaşayabildi?

Çünkü; Ecevit Hükümeti, uluslar arası antlaşmalardaki Garantörlük Hakkı’nı kullanma cesareti gösteren Bağımsızlık Karakterli bir hükümetti.

Yunanistan’daki askeri cuntanın desteklediği Rum çeteci Nikos Sampson, Kıbrıslı Rumları da öldürerek Papaz Makarios’a karşı darbe yapmış, kendini Cumhurbaşkanı ilan etmişti.

Ecevit Hükümeti bu darbe ve katledilen Kıbrıslı Türklerin can güvenliği için tüm dünyayı ve ABD’yi ısrarla uyardı. Dünyadan hiçbir müdahale olmadı.

Kıbrıs Türklerini katliamdan kurtarmak, uluslar arası antlaşmalara dayanarak Garantörlük haklarını kullanan Türkiye’ye düştü;

Ecevit Hükümeti Kıbrıs Barış Harekatı’nı yaptı; Bağımsız KKTC kuruldu.

Dünya ambargosu uygulanan KKTC Türkiye’nin desteği ile yaşama tutundu.

**

Hiç, ama hiç kuşkum yok; bu günün iktidarı AK Parti’yi kuranlar yazdıklarımı ezbere bilirler. Çünkü, Onlar Erbakan Hoca’nın talebesiydiler.

Her şeyi hatırlar, O tarihi de bilirler. Ama, şu gün bile iktidarda ne zaman başları sıkışsa, “ 2002 yılında Hükümet olduğumuzda ülke ekonomisi iflastı. Bugün ise Bizim Hükümetimiz dünyada söz sahibi bir ekonomi yarattı.” derler.

Düne iftira eden, bugün ekonomide ayakları dolaştığında“ Dış güçler ! İçerdeki hainler.” diye bas bas bağırması caiz mi?

İki rahmetli Ecevit ve Erbakan aynı Dış Güçlere karşın, Kıbrıs Barış Harekatı’nı yaptı. O Dünya Onlara bir daha gün yüzü yaşatmadı, iç siyaset neler söylüyor.

Bugünün İktidarı 2002 Yılında, Kıbrıs intikamı için ambargolar altında inletilen Hükümetin yerine geldiğini elbette bilir.

Ecevit’in 2002 Hükümeti için, “ İflas etmiş Hükümet Bütçesi devraldık !” sözü ayıplıdır. İyi bilirler ki, Bağımsız KKTC’nin bedeli ödendi; kendileri de ödüyor.

Hepimizin, özellikle de İŞ DÜNYAMIZIN Uluslar arası tüm başarılarını kendine; tüm başarısızlıkları da kendinden başka herkese yüklemek günü kurtarır.

Siyasi Hasetsiz birbirine sarılan 80 milyon ise Türkiye’nin geleceğini kurtarır.

“ VAY BE, RUSYA’DAN,

S.400 SAVUNMA FÜZESİ ALMIŞIZ ?”

Ankara’da nihai anlaşma yıl sonunda imzalanmış. Türkiye iki sistem 4 bataryadan oluşan S.400 Savunma Sistemi’nin tamamı için 2,5 milyar dolar ödeyecekmiş.

2,5 Milyar doların % 45’i Türkiye tarafından ödenecekmiş. Ön ödeme de daha önceden yapılmış. Kalan % 55 ödeme için Rusya Ruble kredisi açmış.

**

Yani, eğer çok olağanüstü siyasi zigzaglar yaşanmazsa, oldukça çetin bir yola daha girmişiz.

Düşünsenize, Rusya’dan uzun menzilli savunma sistemi alan ilk ve tek NATO Üyesi olmuşuz.

NATO ülkesiyiz ve NATO silahları ile Rus Savunma Sistemleri birbirini karşıt-düşman gibi tanımlıyor. Bu iş nedir, nasıl olacak anlayamıyoruz tabii.

Kaygılıyım; çünkü olan biten hiçbir şeyden 80 milyon insanımızın da bilgisi olamaz. Ancak, duyan kaygı da duyacaktır.

**

İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’in, çok doğru zamanlı, “NATO Sistemleri ile RUS Sistemleri’nin birbirini düşman görme kaygısı” nı, tv. de dinledim. Çok da hak verdiğim bu yazıdan da anlaşılacaktır.

5.Ecevit Hükümeti’nden enkaz ekonomisi devraldığını sıkça kullanan bir hükümet, uluslar arası ambargo ne demek elbette bilir.

Avrupa’da, yani Batı’da 8-10 bin Cami olduğunu da bilir. Hayata oralarda tutunmuş milyonlarca Müslüman’ın huzurunun ne demek olduğunu da bilir.

Ki; Türkiye’yi bugün ki ekonomik zenginliğe taşıyan İŞ DÜNYAMIZIN en büyük ihracat kapısının Batı olduğu da bilinir.

**

“ Sonumuz hayrolsun !” deyip, kulağımın üstüne huzurla yatamam. Kaygımı yazmadan olmaz. İstişare de, “ Konuşmayın, Susun !” denilince susulur mu?

N’olduğunu izlemeye, öğrenmeye çalışırım. Hükümet, aklımızı her gün yeni bir gündemle şaşırtma sistemini işletse de böyle. Kısacası, hiç huzurum yok!