DÜN VE BUGÜN...

       Büyük bir hızla sessiz  ve sakin,  huzurlu sokaklarımızın yerini alan, artık araçların sahibi olduğu  ve ne yazık ki  bununla gurur duyulan gürültülü caddelerin artmış olması, balkonunda oturanların bize gülümsediği o sıcacık ve  tanıdık evler yerine ,güven vermeyen her an üzerimize yıkılacakmış gibi hissettiğimiz binaların gelmesi,tanımadığımız  tanıyamadığımız komşular,etrafımızın güvenmediğimiz güvenemediğimiz insanlarla çevriliyor olmasımutsuz ve endişeli,egosunu besleyen insanların  günden güne artıyor , her an kapısını çalabileceğimiz dostların sayısının gün geçtikçe azalıyor  olması,günün yorgunlukları,rutin stresler,bozuk düzen,istemediğimiz halde değiştirilmeye çalışılan sistem,gelecek kaygısı,doğanın ve dengesinin bozuluyor olması çok ama çok kötü.

         Arkadaş ve dost sohbetlerinin  sıcacık evlerde değilde, soğuk kafelerde yapılıyor olup, o sıcaklığın oralarda aranıyor olması,en tanıdık yüzlerin bile yabancılaşması,insanların gitgide içine kapanması,modernleşmek ve medeniyetleşmek  adına özümüzden uzaklaşıyor olmamız ve  öncelikle kişiliklerimizden taviz veriyor olmak ,bende derin bir geçmişe özlem duygusu yaşatıyor.

        Birbirleriyle göz temasında bulunan insanların yerini,  görmezden gelmelerin  alması gelişen teknolojinin imkanlarını yakalamak adına kaybedilen zaman, çağa ayak uydurabilmek için  vermiş olduğumuz  içsel tavizler,toplumsal ihtiyaçların her geçen gün  artıyor olması ve bu ihtiyaçları karşılayamama kaygısı içerisinde kaybettiklerimiz ,sizinde huzurlu  bir okadar güvenli o geçmişde ki günleri  özlemenize neden olmuyor mu?

      Televizyon ve  bilgisayar  karşısında geçirdiğimiz zamanı sevdiklerimize ayıramıyor olmamız sizce de üzücü değil mi? Seyrek de olsa yorulduğunuz o anlarda '' Ah şimdi çocuk olmak vardı'' demez misiniz   benim gibi siz de?

         Çocuk olup kirlenmemiş gülüşlere sahip olmak,kapıların zillerine basıp kaçmak ve bundan sonsuz keyif almak,komşunun bahçesinden erik çalmak ,hava kararıp annelerimiz eve çağırana dek  korkusuzca sokakta oynamak,mahalle bakkalına gidip patlayan şeker ve leblebi tozu almak,söylenen her şeye inanmak ,verilen her söze kanmak ama hiç hayal kırıklığına uğramıyor olmak istemezmiydiniz yeniden?

    Ne güzel gerçek  ve mutlu çocuklardık bi,şimdikilerin aksine.Büyüme çabamız  ve sanal dünyamız yoktu bizim,doyasıya yaşadık çocukluğumuzu.Bayramları  sever  ve  ufacık bayram harçlıklarıyla büyük  mutluluklar yaşardık.Gazoz ve pasta dağıtılan düğünlere gitmeyi de  severdik.Ne büyük zenginlikti,şimdi ki çocuklar ebeveynelerini göremezken ,annelerimiz dışında nazımızı çeken komşu teyzelerimiz,  ve süt annelerimiz  bile vardı bizim.Televizyon da mutluluk resmeden çizgi filmlerimiz,bize benzeyen ailelerin anlatıldığı , ailece izlediğimiz  dizilerimiz vardı .Özlemle anıyorum,o günlerin masumiyetini,o günlerin enerjisini. Ve imkansızlığını bile bile  çocuk olmak istiyorum yeniden.Annemin beni kapıda karşıladığı o günleri özlüyorum ve yaşıyorum düşlerimde...

        Herkesin samimi,herkesin ,herşeyin doğal olduğu o günleri tekrar yaşıyorum anılarımda.

En büyük hırsızlığın birbirlerinden sevgi çalmak,en büyük arsızlığın herşeyi birbirinin yüzüne söylemek,en büyük ihanetin  birbirini sobelemek olduğu o günlere dönmek istiyorum.Çağın teknoloji zengini,elektronik hemen herşeyle dost, radyasyon ortamında,sağlıksız ve korkuyla yaşayan,alışveriş merkezlerine yada bilgisayar odalarına hapsolmuş,birbirleriyle internet ortamında görüşen,çeşmeden su içemeyen ,ağaçtan meyve toplayamayan,anne yemeklerinden yoksun,fastfoodla beslenen çocuklara  ve onların şehirli annelerine  çok ama çok üzülüyorum......

        Bizim çocukluğumuz geri gelemeyecek hep özlemle anacağız belli ki ,ama birileri gelecekte ki çocukların, çocukluğunu yaşamasına zemin hazırlasın ve bu mutluluklarını  gelişmek adına  çalmasın lütfen....

çocuk olmak vardı,çocuk olup sokakta oynamak vardı.dediğiniz oldumu hiç....