Yıllık izin, haftalık izin… Aklınıza ne gelirse, en küçük bir fırsatta sürekli olarak esnaf arkadaşlarımı, esnaf dostlarımı ziyaret ederim. Onlarla birlikte birkaç dakika içinde içtiğim bir bardak çay bile bana esnafların içinde olduğu durumu süzgeçleme özetler, gerçekleri ortaya çıkarır. Şunun altını çizerek devam etmek istiyorum. Sakarya esnafı, tarihinde olmadığı kadar sıkıntı içinde.

                                                         **

Bir kere bu gerçeği ortaya boylu boyunca koyup tespitlerimize devam edelim. Bu şehrin esnafı tarihinde olmadığı kadar eğer sıkıntı içindeyse, bunu çok ciddi olarak ele almak ve incelemek lazım. Zira Sakarya’nın esnafı, öyle sıradan şehirlerin esnaflarıyla aynı kefeye konulmayacak kadar esnaftır. Eski esnaftır, köklü esnaftır, adaplı esnaftır, gerçek esnaftır.

                                                        **

Zaten bu şehrin eski mahalle isimlerine bakarsak, bu şehrin esnaflarının köklerinin nerelerden geldiğini de kolayca anlayabiliriz. Bizim esnaflarımızın kökleri böylesine derin olmasına rağmen, böylesine sıkıntı içinde olmasının önündeki gerçekler ne olabilir ki? Bu kadar kendini bilen, bu kadar geçmişini bilen, bu kadar esnaflığı bilen bizim esnafımız neden böylesi sıkıntı içinde? Öyle değil mi?

                                                      **

İnsan geçmişini bilince, bugünlerinin neden böyle olduğunu merak etmeden geçemiyor. Benim bu merakım, beni biraz daha incelemeye, araştırmaya itti. Ve sonuçta geldiğim hakta şu oldu; Böylesi sıkıntılardan en son etkilenmesi gereken bizim esnafımız, bugün sıkıntıların adeta göbeğine çökmüş durumda.

                                                    **

Bu şehrin esnafının bugün için geldiği sıkıntı dolu nokta, kendisinin eseri değil. İçinde sıkıştığı şu nokta, asla ve asla kendisinden kaynaklanan bir hata değil.

                                                   **

İflas, gizli iflas, borcunu ödeyememe, dükkan kapatma gibi tehdit ve tehlikelerle omuz omuza yaşamaya başlayan Sakarya esnafının bu mağlubiyete uzanan yolculuğunun asıl nedeni, ülkenin genel ekonomi politikalarıyla çok çok ilgili.

                                                   **

Ülke genelini değil de, Sakarya’yı baz alarak çözüm aramaya çalışırsak, o çözümü bulamayız. Zira, daha önce söylediğimiz gibi sorun Sakarya’da değil.

                                                  **

Sorun, ülkenin genelinde. En ciddi sorun da, çiftçinin ürettiği üründe hakkının ödenmemesi. Çiftçi hakkını alamayınca, çarşı pazara gidemiyor, çarşı pazara gidemeyince de esnaf işte bugünkü gibi sıkıntının içinde yüzmeye başlıyor. Kim ne derse desin, çiftçinin ürettiğine, yetiştirdiğine gerçek fiyat verilmediği sürece bizim esnafımız çile çekmeye, sıkıntı yaşamaya devam edecektir.

                                                  **

Onu her gün krediye boğsanız da, hiçbir şey değişmez çünkü onun mal satması lazım. Portföyünde çiftçi eksik olan esnafın iki ayağı üzerinde durması mümkün değildir. O çiftçinin, esnafın portföyüne dahil olması için de ürettiğinin hakkını alması lazım. İşte, esnafın sıkıntısı böylesine çiftçinin sorunlarına bağlı durumda. Biri iyi olmadan diğerinin iyi olması mümkün değil…