Bu şehirde gazetecilik yapmaya başladığım günden bu yana kendimi bildim bileli sağlık-hastane değişmeyen gündem maddesi.

O derece ki, yerel gündemi takip etmeyi bıraksam / sonra geri dönsem yine gündem hastane-sağlık oluyor. Ya yeni bir hastane projesi vardır… ya siyasinin birisi hastane için söz vermiştir… ya yeni kadro konuşuluyordur… ya yatak sayısı yetersizdir-aciller tıka basadır… Hep ama hep bir sağlık gündemimiz vardır sonuç itibariyle Sakarya’da.

***

Uzun bir zamandır da 1000 (yazı ile bin) yataklı hastane projesi/hayali üzerinde konuşuluyor-yazılıyor-çiziliyor. Proje gerçekten çok büyük o yüzden ‘hayal’ kelimesiyle birlikte kullandım. Kimseyi küçümsemek değil niyetim! Hayallerin gerçekleşmesi babında oradaki hayal. Hayal diyorum çünkü; sadece ben demiyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mersin’de faaliyete geçen Bin 253 (1.253) yataklı şehir hastanesi için ‘14 yıllık hayalim’ dedi. Bu kadar büyük bir projeyi Erdoğan 14 yıl boyunca hayal ettiyse bizim hayallerimiz biraz daha uzun sürebilir.

***

Basına yansıyan bilgilere göre, Sağlık Bakanlığından heyetler geliyor ilin çeşitli bölgelerinde incelemelerde bulunuyor, arazi videoları çekiliyor. Hastanenin yapımı için Erenler, Serdivan, Söğütlü veya Adapazarı bölgeleri üzerinde duruluyor. Ulaşımı konuşuluyor, arazinin büyüklüğü konuşuluyor. Dev bir proje olduğu için detaylar çok fazla…

Bütün bunlar bir tarafa başka bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Bir hastanenin yatak kapasitesi kadar o hastanenin çevre düzenlemesi ve etrafındaki ağaç sayısı da önemli.

Bu nereden çıktı?

Bu hususta yapılmış ciddi bir çalışma var. (Hodge, S. J., 1995, Creating and Managing Woodlands Around Towns, The Forestry Authority, Forestry Commission, Handbook 11, London.) Bu araştırmaya göre, ameliyat sonrası hastanede kalış sürelerinin küçük bir orman parçasına bakan odada kalan hastalarda, bir bina duvarına bakan hastalardan daha kısa olduğu ve daha az ağrı kesici ilaçlara ihtiyaç gösterdikleri ortaya konmuştur. Aynı zamanda ruhsal ve duygusal yenilenmeye, korku ve üzüntüde ise azalmaya yol açmaktadır.

Yani hastanelerin doğa ile entegre bir şekilde inşa edilmesi ve projelendirilmesi oldukça önemli. Bu durum hastaların daha çabuk taburcu olmalarını da sağlayacak, hastanedeki yoğunluğu da azaltacaktır.

***

Böyle bir realite elimizde dururken bir de bizim hastane pratiğimize bakıyorum. Hastanelerimiz stratejik olarak yola yakın yerlerde konuşlandırılmış durumda. Korucuk hastanesini bunun dışında tutarsak hep trafiğin yoğun, gürültünün ve şehir karmaşasının bulunduğu yerlerde hastaneler yapmışız. Öyle ki, özel hastaneler bile bu stratejiyi izlemiş. En son inşa edilen ve büyük yatırımlarla yapılan hastaneler bile… Baktığınız zaman son teknoloji, çok büyük bir emek ve yatırım var. Ama hastanenin etrafında bir tane ağaç yok. Ana yol üzerinde vızır vızır şehir gürültüsü-kirliliği…

İnşaat süreci devam eden Kadın Doğum Hastanesi için kesilen ağaçlardan hiç bahsetmek istemiyorum bile! İnsanlara sağlık vermek için kurulan hastane amacıyla yine insanlara sağlık veren ağaçları kesmek ne kadar paradoksal. Oysaki hastanede yatacak hasta penceresinden baktığı anda gözüne takılacak 2 ağaç onu ne kadar çok mutlu edecektir.

Bu çerçevede hastanelerin yatak sayısı kadar etrafındaki ağaç sayısının da mühim olduğu artık günümüzde yapılan ciddi araştırmalarla da ortaya konuluyor. Çünkü sağlık hizmeti bir bütündür. Sadece muayene, tedavi ve ilaç kullanım prosedürü değildir. Dünyada birçok ülke hastanelerinde yeni bir trend olarak ‘terapi bahçeleri’ kuruluyor. Bir de bizdeki hastane anlayışına bakın lütfen! Merkezdeki Araştırma Hastanesinin bahçesi otopark dışında hiçbir şey değil. Şimdi daha da kötü olacak, Kadın Doğum Hastanesi ile birlikte iki devasa bina birbirine bakacak ve muhtemelen etrafı da otopark olacak. Oysaki o alana ikinci bir hastane yerine güzel bir hastane bahçesi yapılamaz mıydı? Hastalar ve hasta yakınları 2 ağaç daha fazla görse fena mı olurdu?

***

Umarız bin yataklı hastane mevcut anlaşıştan farklı bir şekilde kurgulanır. Ve sadece yatak sayısına takılmayız da çevresiyle de biraz daha ilgili oluruz.