Bence, Ak Parti asla o kadar saf değil. Toplumun da, bireylerin de değişen davranışlarını, şirin görünme yapaylığını benden çok daha iyi görüyordur…

          Türkiye Süper Ligi’nde yer alan futbol takımlarında ve Milli Takım düzeyine yükselme aşamasındaki futbolcularda, hatta kimi teknik adamlarda, birden sakal modası başlaması tesadüf değildir…

            TRT Spor kanallarında ballı maaşlı yorumculuk kapısı ayarlayan, eski kimi milli futbolcular bile bakıyorsun az sonra sakallı…Sanki İŞ’i birden keşfettiler…

          Gazetelerde, “ Futbol takımlarına vergi-borç affı, vergi-borç indirimi! Futbolculara, teknik adamlara vergi-borç indirimi!” gibi bir garipliği okuyunca, işte yazımda gördüğünüz gibi tepki gösterdim…

           Ak Parti, asgari ücretle aile geçindirilemeyeceğini bilmiyor mu? Şu Emekli maaşları ile bu ülkede “ Gelişmiş Türkiye!” lafının da edilemeyeceğini AK Parti  bilmiyor mu?

           Kimi Türk Futbolcu ve Teknik Adamların yeni TL. ile YILDA 8-10 milyon lira kazandığını, AK Parti’yi Yönetenler de, Üyeleri de, Oy verenler de çok iyi bilirler. Yani, bu ülkede futboldan ESKİ TL İLE AYDA 8-10 TRİLYON : -) kazananlar var..

          Yılda Kemiksiz ( BU da sokak deyişi; yani vergi mergi yok ) 1 TRİLYON, gidin sokakta ilk rastladığınız vatandaşa sorun, DELİ PARA’dır! Peki yılda 3-5 trilyon kazanan futbolcudan, teknik adamdan alınan vergiyi azaltacaksın da;

          Ülkede çalışanın ortalama ücreti ne kadar? Yatırımcı İş Adamı, tüm Çalışan Kesim; üreten, pazar bulan, ülkeye para-servet  getirenler hepimizin veli nimeti değil mi? Var mı çalışanın dünyasında hiç kemiksiz öyle kazanç? İndirim nerede?

           Dilerim bu haber doğru değildir…Spor, belki de hayatıma yön veren en büyük ihsan’dır… Ama, hak ve adalet benim için her şey’dir…Komşusu açken uyuyamayanların, hiç karşılıksız el tutanların elini ayağını öperim…

           Var mı ülkemde öyle bir siyaset, öyle bir anlayış? Bereket; O anlayışı yaşayan ve ihtiyacı olana hiç karşılıksız el uzatan erdemli insanlar hala gani…

          Türkiye Cumhuriyeti’nin en güzel erdemlerini bizim kuşağımız sporda da yaşadı…Sakarya bunun en çarpıcı örneklerini hatırlar;

           Demirspor, Şekerspor, Donatımspor binlerce sporcuyu iş sahibi yapmıştır. Hemen hepsi atölye ve bürolarda işçi-memur olarak çalışırdı. Haftanın 2-3 günü akşam üstü antrenman izni olurdu…Kimi, Belediyeler de bu fırsatları sağlardı.

           O maaşlar bizi hayata tutundurdu, okullarımızı bile öyle okuduk. Bu 3 fabrikadan emekli olan son derece değerli isimleri saysam sayfalara sığmaz…

           Şimdi, adam zaten 5-6 trilyonluk villa da oturuyor; eşi, çoluk çocuğu trilyonluk arabalara biniyor; O’na vergi indirimi veya affı : -) Yok artık!..

           Bu servetleri rüyalarında bile göremeyen Sakaryasporlu futbolculardan çok çok özür dilerim… Onlar ayın birinde maaş alabilse en çok ben sevinirim!..

 

                        “ SU KAYNAKLARI ZİRVESİ “ NE KATKIM OLUR MU ?

           AK Parti Milletvekili Sayın İSEN, Büyükşehir Başkanı Sayın Toçoğlu, SASKİ Gn. Md.’ü Sayın Keleş; Gazetemiz Bizim Sakarya’nın “ Zirve Gündemi Su Kaynakları “ başlığı ile verdiği önemli bir çalışma yapmışlar…

          İçme ve Kullanma Suyu, Enerji-Enerji Kaynakları, Tarım Arazileri, Turizm, Şehirleşme konuları canımı acıtır… Sapanca Gölü, Ormanları, Yer Altı Suları, Taş ve Kum Ocakları; hemen hepsi, Lağım ve Atık Su deşarjları da aklımı alır : -)

            Başbakan Sakarya’ya gelip, “ Sapanca Gölü Kolektör ile çevrilecek! Parası Ankara’dan verilecek!” dedi…Ben de Sapanca Gölü kıyısında O Kolektörün esiri oldum; yapılışını metre metre izledim…

            O yapım tam bir felaketti…En küçük yağışlarda bacalardan metrelerce yükseğe fışkıran lağımlardan çılgına döndüm. Yazdım; gelip gördüler. İnkar ettiler; gazetelerden kovulmam beklendi : -)…Ama, hatalarını düzeltmek için trilyonlarca ek servet harcandı…Düzeldi mi ? Hala nasıl çalışır bilmem?..

             Yalnızzz!.. Henüz 3-5 gün önce gözlerimle gördüğüm çok dışkılı bir manzarayı yazayım : -)

        Sapanca’dan İzmit’e giden, İzmit Caddesi’nin Kurtköy Köprüsü ile Kırkpınar Merkezi arası uzun, bayağı dik bir iniştir..

         Salı akşam üstü; burada şimşekler çaktı, doluyla karışık, koca damlalı büyük bir sağanak iniverdi… İzmit Caddesi böylesi her yağışta aşağıya doğru nehir gibi akar!..

            Tabii, Kurtköy Deresi ile Kırkpınar Merkeze inen O yol boyunca, aşağıya kadar gelen tüm WC’leri toplayan kanalizasyon O yağmurlarla dolar ve mutlaka taşar! Sorun da burada başlar; taşan WC’lerin akacağı tek yer, Sapanca Gölü…

           SBB ve SASKİ, yazacağım şu olayı Adapazarı’nda çok yaşadı…Nerdeyse her yağmurda Çukurahmediye ve Akıncılar’da kimi evlerin alt katlarını su basardı…

            Şehir bunu 50-60 yıl önce görmüş. Erenler Tepesi’nin eteğinden, Çark Deresi’ne 200-300 metre aralarla bir dolu drenaj kanalı açılıp sorun çözülmüştü. AKP öncesi, bu drenaj kanallarının hemen hepsi kapatılınca, evleri sular bastı…

            Şimdi Kırkpınar’da, her yoğun yağışta, bu lağım taşmaları da işte O kafalardan kaynaklandı…Kırkpınar’da İzmit Caddesi ile Göl arasında var olan drenaj kanallarının üstü kapatıldı… Temizlenemez, 1 metresi bile çalışmaz!

          Döşenen boru filan İmar İŞİ… Kırkpınar girişindeki Migros yanından deli gibi akan dere-kanal- şimdi üstü kapandı; yağmurda lağım oraya taşıyor!

            Bence, GÖL’ün tüm kolektörü; Yansız-Baskısız-Yüzümüze Sonuç söyleyen bir Denetim Kuruluşu’na inceletilmeli!..

            Çığ gibi büyüyen Konut, Fabrika, AVM İmarı ve Yetersiz Enerji Yatırımı başka yazıya..