Güncel konu SAÜ Tıp Fakültesi, tamam…Ama, Sakarya’nın sağlık sorunları da Tıp Fakültesi yanında, doğru bir yol haritası ile izlenmeli…Kim izleyecek?..

          Tabii ki, ilkin, “ Size Sakarya Tıp Fakültesi kurduk!” diye övünen; AKP İktidarı’nın Başbakanı, Sağlık Bakanı ve Sakarya Milletvekilleri…

           Eee, bize seçim vaadi gibi sanal bir Tıp Fakültesi kurup, yıllardır ortalıktan toz olan AKP’nin O Sakarya ESKİ milletvekilleri şimdi yok artık…Onlar artık başka ballı makamlar peşindeler mi acaba? Yalnız Sakarya değil, AKP İl de sormalı…

           Yeni seçilen AK Parti Milletvekillerinden daha umutluyum…Nitekim, Sakarya’nın önemli her gündeminde fiilen hep varlar…Peki, sadece Ak Parti mi Sakarya’dan sorumlu?

           CHP Milletvekili Engin Özkoç ve CHP Sakarya İl Yönetimi, SAÜ Tıp Fakültesi’ne son 5-6 yıldır kaç kez gitmiştir? Belki temel atma ve Sanal Okul Açılışı’na gidilmiştir; başka?..

           Engin Özkoç’un, YEREL, BELEDİye; sorgulanması, cevap alınması gereken  önemli konularda neden hiç ortalıkta yoktur? “ Serdivan’da son 5-6 yılda köyler yok oldu. Sıra Evrenköy’de Villa yapımına dayandı…Mısır tarlaları taş villalar ve asfaltlarla bitirildi.” dedikçe, herkes bize düşman oldu…Yazacak gazete bulamaz olduk : -) CHP ve Milletvekili nerede?

        Biz de, hemen hepsi ile abi, kardeş, hemşeri idik…Öyle bildiğimiz için, doğru bildiğimizi tüm Sakarya önünde YÜZE konuştuk…” Dost, hatanı zamanında ve yüzüne söyleyendir!” zannettik. Galiba, yüze gülüp, İŞ götürmeliymişim: -)

         MHP İl Yönetimi de, SAÜ Tıp Fakültesi’ne kaç kez gitti merak ederim? Kaç bina olmalı ki, Tıp Fakültesi denmeli? Kaç bina var? Başka temel bile var mı? Büyükşehir’in armağanı 50 dönüm arazide hala inekler mi otluyor? MHP İl de tüm aşamaları bilmeli ki, İktidara doğru öneriler, dayatmalarla gidilsin…

           MHP Milletvekili Zihni Açba, Sakarya’yı zaten biliyor. Önerme, isteme ve izleme görevini yapacağına inanırım...Prof.Dr.Sayın Münir Kutluata’nın birikimini, TBMM’deki çalışmalarını beğenerek, saygıyla da izlerdim…Şimdi, Zihni Açba’nın Sakarya’ya özel ve yoğun öncelik vereceğine inanıyorum…       

           Kaç kez “ Payton Beygiri ” değilim. Gözlerim sadece SAÜ Tıp Fakültesi için bağlanmaz! “ AKP ESKİ Milletvekilleri döneminde Sakarya’da Sağlık dip yapmış! Gidin, Kocaeli Tıp’ı gezin. Dahası; Düzce Tıp’ı gezin : -)

         Bize onca yeni hastane yapıldı. Sağ olun, hastaneler oluyor da; şu anda bile Sağlık Kadroları BOŞ! Hastaneler 2 yıl sonra biter. Siz, şimdiden kadro isteyin. Açılacak kadrolara atama da isteyin. Kadro zafiyeti kapanamaz.” diye yazdım.  

          Peki, Sakarya’da MHP, CHP; Genel Seçim öncesi, İzmit Caddesi’ndeki Eski Devlet Hastanesi yerine “250 Yataklı Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi” reklamları asıldığını görmüyor mu? Peki n’oldu, n’olacak? MHP ve CHP de Sağlık İl Sorunları Dosyası yapar, izler, sorgularsa; belki Sakarya da Sağlık’da oh der!..

 

 

                       SAKARYA’YI YÖNETENLER HER GÜN MANŞETLERDE : -)

        Yerel basın, önceki günleri de açın, yeniden bakın…Gazetelerin hemen % 90’ı Genel ve Yerel İktidar haberleri ile dolu…Çok da doğru…

          Tüm yatırım ve etkinlikler İktidarlar tarafından yapılır. Projelerin de, yapım aşamalarının da, sonrasının da tüm sonuçları İktidarları bağlar…” Ben yaptım!” demeleri o nedenle doğaldır…

          Ama, yanlış yerde, yanlış projeler ve defolarla yapılmış projeler; haksız ihaleler, liyakatsiz atamalar olursa; O faturalar da Genel-Yerel İktidarlara kesilmeli...

           Ya Muhalefet?..İlk yazımda vurgulamak istediğim işte tam da böyle bir şeydir. Ülkenin ve şehirlerin doğası, parası, emeği eğer yanlış İŞ’lere, projelere harcanıyorsa, Muhalefet asla susamaz!..Zamanında ve doğru uyaracak!..

           Yerel Basın bu görevi, bence haberleri övgülerle parlatarak veren bile, çok iyi yapıyor…Evet, Yerel Gazetelerin % 90’ı İktidarın yaptığı işlerle dolu…Fazlası da, “ Şam da kayısı!” gibi ayıplı olur!. Muhalefet, bunları bile okuyup, izlemektir.

            Bu yazıyı kimseye şirin görünmek için yazmadım, yazmam da! Herkesle derdimi, samimiyetimi paylaşmak istedim…

           Özellikle deprem sonrası; hele de Camili, Karaman, Korucuk tepelerinde; Sakarya’nın dört yanındaki muhteşem tarım arazilerinde, şehir, kasaba ve köylerde yıllarca taban teptim…  Taraklı’dan, Kocaali Ortaköy’e dek…

           Doğup büyüdüğüm Adapazarı Şehri’nin neredeyse her taşını bilirim. Ama, yüze yazmak, yüze konuşmak bir zamandır bu şehirde yasaklı gibi…Yoksa; yazar, söylerken; her Yerel TV’de, Yerel her Gazetede susturulmam neden istendi?

            Sunduklarım ve kimi uyarılarım % 100 doğru bile çıksa; Gazeteler % 90 proje ve yaptıkları ile dolu da olsa; benim Sakaryalı ile paylaştıklarımın önünün kesilmesi neden farz gibi oldu?

            Bunun adına galiba bugünkü kuşaklar, “ Güç zehirlenmesi!” diyorlar. Ben asla zehirlenmem…Israrla yazıyorum; hayatımda iş aramadım; kimseden görev, makam istemedim; hiçbir yere aday da olmadım…Bana küçük bir çocuk iltifat etse, ezilirim, sözcükler dilime dolanır…

            Kendime değil; Genç Basına, Genç Yazarlara bu fırsatlar verilsin isterim. O özgürlük, O cesaret verilmedikçe; Yerel Yönetenlerin yüzüne hiçbir doğru, hiçbir zaman söylenemeyecek, yazılamayacak…Sanki, istenen tam da bu!

            Sakarya, Türkiye’nin belki de en şanslı coğrafyasında…Ama,bilinsin ki; yapılan yanlışlar çok az bir zaman sonra, Adapazarı Şehri ismi gibi, Sakarya da tüm değerlerini yitirmiş, geri kalmış şehirler içinde hak ettiği yeri almış olacak…

            Ki, zaten nerdeyiz ki?..Korkum da, derdim debu! Sakaryalının önünde başka yüzüm asla olmadı, olmaz…Haberde % 90’lar; bense belki % 1…