Çocukluğum büyüklerin siyasi sohbetlerine kulak misafiri olarak Yıldırım Akbulut fırkaları dinleyerek geçti. Orta yaşı geçiştirmeye çalıştığım şu yıllarda Türk siyasetinin yine aynı etkiyle sarsılacağı hiç aklıma gelmezdi. Ben, buna Akbulut etkisi diyorum.

Nedir bu Akbulut etkisi?

Yaşı yetişmiş olanlar Başbakan Yıldırım Akbulut’u iyi hatırlar. Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın güdümlü Başbakanı Yıldırım Akbulut’u… Yollar, köprüler yaparak geçirdiği güçlü başbakanlık döneminden sonra Cumhurbaşkanı olan Turgut Özal, kendisini gölgede bırakacak güçlü bir başbakan istememişti. Bunun için de Çankaya’ya çıkarken kurucusu olduğu Anavatan Partisi’nin Genel Kurulu’nu bizzat dizayn etmiş, ANAP’ın başına delegelerin(!) seçimiyle Yıldırım Akbulut’u getirtmişti. Böylelikle Türkiye’de belki de ilk defa Cumhurbaşkanlığından kumandalı Başbakanlık dönemi başlamıştı. Cumhurbaşkanı Özal ‘şak’ diye istiyor, Başbakan Akbulut ‘tak’ diye yapıyordu.

***

Yıldırım Akbulut’un başbakan olmasıyla birlikte, Amerikan ekonomik ve politik sistemine hayran olan Turgut Özal’ın zaman zaman dillendirdiği Amerikan Başkanlık sistemi bir nebzede olsa hayata geçmiş oluyordu. Ancak bu durumdan Cumhurbaşkanı dışında neredeyse memnun olan hiç kimse yoktu. Ne iktidar partisi mensupları ne de vatandaş ‘pasif’, ‘etkisiz eleman’ konumunda bir Başbakandan memnun değildi. Belki de bu yüzden Cumhuriyet tarihinin üzerine en fazla fıkra düzülen, en çok dalga geçilen Başbakanı oldu Yıldırım Akbulut. Bu yüzden de Başbakanlığı uzun sürmedi; Cumhurbaşkanının seçmiş olduğu bir Başbakan olmasına rağmen ilk kongrede Mesut Yılmaz tarafından alaşağı edildi!

***

Benim çocukluğum ve gençliğim böyle siyasi manevraları izlemekle geçti.

Şimdilerde tarihin tekerrür etmiş olması şaşırtıcı olmamakla birlikte beklenmedik bir durum.

Bütün ‘sistem’ ve ‘parti’ kaygılarından uzak gelişmeleri takip etmek bazen bildik bir filmi yeniden izlemek, bazen ise ‘yeni ne olabilir’ duygusu uyandırıyor insanda.

***

Günlerdir, memleketçe Başbakan Davutoğlu’nun görevinden ayrılmasının ardından yeni Başbakanın kim olacağı üzerinde kafa patlatıyoruz!

Tutmayan bir aşı gibi Cumhurbaşkanı tarafından dalından koparılan Ahmet Davutoğlu’nun yerine kim konulacak? Profili nasıl olacak? Bıyıklı mı, sakallı mı olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın mı olacak aileden birisi mi olacak?

Sanki bu soruların bir önemi varmışçasına ‘derin siyasi’ analizler yapılıyor. Sanki birisi diğerinden farklı bir tutum takınabilirmişçesine yorumlarda bulunuluyor. Sanki en sonunda yine aynı filmi görmeyecekmişiz gibi ahkam kesiliyor.

***

Bu yerli ve milli tartışmaları izledikçe Süleyman Demirel’in Yıldırım Akbulut hakkında yaptığı yorum aklımda dolanıyor.

Başbakan Akbulut’un çokça tartışıldığı dönemlerde Süleyman Demirel, ‘Yıldırım Akbulut için ne düşünüyorsunuz?’ diye soran gazeteciye şöyle cevap vermişti: “Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da buluttur. Binaenaleyh, üzerine konuşmaya değmez.”

***

Yeni Başbakan kim olacak diye tartışmalar yersiz. Yıldırım da aynı Albayrak da aynı… Sonunda yine muhtemel bir Akbulut etkisi görülecek.

Ve biz, daha önce bu filmi izlemiştik diyeceğiz…