2002 yılında işsizlik oranını yüzde 8’di, bu hükümet sayesinde yüzde 15’e düşürüldü!

Yanlış anlaşılmasın, o yüzde 15 de üniversite mezunu vasıfsız, kabiliyetsiz ve iş beğenmeyen, çalışmak yerine yan gelip yatmayı tercih eden gençlerin oranı! Yoksa işsizlik falan yok canım ülkemde!

2002 de Dolar 1 milyon 700 bin lira idi. Evet, evet yanlış duymadınız, bir Amerikan Doları almak için tamı tamamına bir milyon yedi yüz bin lira ödemeniz gerekiyordu.

O beğenmediğiniz damat sayesinde o kadar düştü ki(!) bugün 8 lira 20 kuruştan Dolar alıyorsunuz!

2002 yılında 1 çeyrek altın almak için 24 milyon lira ödüyordunuz, bugün 740 liraya düştü!

O tarihte bir asgari ücretle 7 tane çeyrek altın alabiliyordunuz, şimdi daha fazla alabiliyorsunuz tamı tamamına 2 tane!

Hele korona virüs ile mücadelemiz? Destan yazıyoruz destan!

Yılmaz Özdil’in deyimi ile bir yandan ‘evde kal’ kampanyası başlatıp öbür yandan fabrikaları, bankaları, işyerlerini açık tutarak “işe gidin” denilmesi gibi mantıklı(!) önlemler sayesinde günlük vaka sayıları 5 binlerden 10 binlere geriledi!

Sokağa çıkma yasağında bile geçmediğimiz köprülere, girmediğimiz tünellere, uçmadığımız havalimanlarına tıkır tıkır ödemelerin devam etmesi ve 65 yaşındakilerin emekli maaşını çekmek için bile sokağa çıkmasına izin verilmemesi gibi akla uygun (!) önlemler sayesinde günlük vaka sayıları 15 binlere geriledi!

Alışveriş merkezlerinde kapalı alanda topluca dolaşmayı serbest bırakıp, açık havada tek başına yürüyenlere sosyal mesafe cezası kesmek, yüzlerce kişiyi toplu taşımada bir arada oturtup tek başına açık havada oturmasınlar diye parklardaki bankların kaldırmak, sokağa çıkmalarını bile yasakladığımız 20 yaş altı beş milyon çocuğu toplu sınava sokarak, gezmesi ve alışveriş yapması yasak olan 65 yaşındakilerin camiye gitmesine izin vermek gibi tutarlı (!) önlemler sayesinde günlük vaka sayıları 20 binlere geriledi!

Restoranlara gitmek serbest ama orada içki içmek ve müzik dinlemeyi yasaklamak, toplu taşımayı serbest bırakıp, taksilerin her gün çıkmasını yasaklamak, henüz kimseye bulaşmamışken okulları kapatıp, ölümler patladıktan sonra okulların açmak gibi makul (!) önlemler sayesinde günlük vaka sayıları 30 binlere geriledi.

Ulusal çıkarları korumak için ulusa yalan söylenmesi, bütün dünya Biontech, Moderna, Astrazeneca aşılarını alırken, dünyada sadece bizimkilerin Çin aşısı alması, dünyada sadece bizimkilerin aşı aldığı Çin firmasının rüşvetten tescilli olduğunun ortaya çıkması, bizzat Çin devleti Çin aşılarının yetersiz olduğunu açıklarken, bizimkilerin Çin aşısının yüzde 100 etkili olduğunu açıklaması, bizzat Çin devleti Çin halkı için Biontech aşısı almak gerektiğini açıklarken, bizimkilerin medyasında Almanya'nın Çin aşısını kıskandığının yazılması, koronaya karşı yerli ilaç icat ettik denmesi, yerli aşı icat ettik denmesi, yerli aşımızın geride bıraktığımız yılbaşında hazır olacağının açıklanması, yılbaşında yetişmezse bile, en geç geride bıraktığımız ocak ayında yerli aşılarımıza kavuşacağımızın açıklanması, Reis’imizin virüse karşı köme ve pestil tavsiye etmesi, aşı dağıtamadığımız ahaliye patates soğan dağıtımının başlanması gibi gerçekçi(!) önlemler sayesinde günlük vaka sayıları 40 binlere geriledi.

Vatandaşa kafeye oturup çay içmesi yasakken, miting meydanlarında halka çay poşetleri fırlatılması, maskesi burnunun altına düşen vatandaşa para cezası kesilirken, dudak dudağa kongreler yapılması,  medeni ülkelerde arkadaşlarını evine davet eden başbakanlara bile ceza yazılırken, bizimkinin tıklım tıklım dolu salonlara “maşallah barekallah” diye tezahürat yapması, gelişmiş ülkelerin siyasileri aşı olmak için sırasını beklerken, Kraliçe bile sırasını beklerken, bizimkilerin aşı olması, işe gidenler aşılanmazken, evlerine hapsedilen 65 yaşındakilerin aşılanması, millet annesinin babasının cenaze namazını bile camide kılamazken, Akp cenazesinde binlerce kişinin saf tutması, millete akıl öğreten sağlık bakanının bile Akp cenazesinde en önde olması gibi adaletli(!) önlemler sayesinde günlük vaka sayıları 50 binlere geriledi!

Diyeceksiniz ki hayırdır? Çin aşısının ilk dozu yan etki mi yaptı yoksa?

Yok, yok! Aklım başımda…

Gazetem benim yazılardan dolayı Basın İlan Kurumu’na ceza ödemekten bıktı. Bu konuda uyarı aldım. Becerebilirsem bir süre yandaş takılacağım.

Bugün hayata ve olaylara yandaş gazeteci gözüyle baktım, olan biten bu…