Ülkemizde en az PKK terörü kadar tehlikeli bulduğum bir başka tehdit gıda terörüdür.

Maalesef yeter ki birileri para kazansın diye zehirleniyoruz.

Gıda teröristleri her türlü hileye başvurup halkın sağlığı ile oynarken, bu yolla gelecek nesillerimizi tehlikeye atarken, bütün bunlarla mücadele etmesi ve halk sağlığını koruması gereken ilgili Bakanlık maalesef görevini yapmıyor. Yapmamakla kalmıyor adeta teşvik ediyor.

Çok mu iddialı oldu son cümlem?

Öyleyse ben son rezaleti aktarayım, kararı siz verin…

Tarım ve Orman Bakanlığı, “Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” yönetmelik taslağı hazırladı.

Taslağa göre  “Trans yağ” bilgisi, gıda ürünlerinin etiketlerden çıkarılıyor.

Trans yağlar; ucuz, kullanımı kolay ve uzun süre bozulmadan bekleyebilen bir yağ çeşididir. Yiyeceklere güzel bir tat verir ve çabuk bozulmalarını önler. Bu avantajları nedeniyle paketli gıdaların raf ömrünü uzatmada kullanılır. Trans yağ kullanılmış ürünler ucuza mal olur, uzun süre rafta kalabilir ve tüketiciler tarafından tadı beğenilir. Bu yüzden ambalajlı gıdaların üretiminde tercih edilen bir yağ türüdür. Restoranlarda da özellikle kızartma yağı olarak sıklıkla kullanılan bir yağdır. Tekrar tekrar kullanılabildiği için hazır yemek sektöründe tercih edilir. Maliyet ve uzun kullanım ömrü gibi konularda avantajlı bir gıda olmakla birlikte tüketicilerin sağlığını ciddi ölçüde riske atan trans yağların, gıda sektöründe kullanımı pek çok ülke tarafından kısıtlanmıştır.

Gıda sektöründe trans yağ içeriği en yüksek besinler: Margarin, ekmek, pasta gibi unlu mamuller, patlamış mısır, dondurma atıştırmalıklar, patates kızartması, çıtır tavuk gibi fast foodlar, kahve kreması olarak sayılabilir.

Trans yağların, günlük alınan toplam yağ miktarı içindeki oranının fazla olması pek çok farklı hastalık açısından risk oluşturur. Aşırı trans yağ tüketimi kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır. Diyabete yakalanmada, artmış trans yağ tüketimi önemli bir etkendir. Trans yağ, damarların en iç tabakasında hasara neden olarak damar yapısını bozabilir. Bu bozulma sonucunda damarlarda genişleme meydana gelebilir. Trans yağların bazı kanserlerin gelişimine neden olduğuna dair çalışmalar da mevcut. Kadınlarda meme kanseri riskini artırdığını gösteren çalışmalar yapılmıştır.

Şu anda, çikolata, bisküvi, cips, margarin, dondurma gibi gıda ürünlerinde yüzde 2 oranında trans yağ kullanılmasına izin veriliyor.

Trans yağ kullananlar etiketine bunu yazıyor, “yüzde 2'nin altında trans yağ içerir” diye belirtiyor.

Kullanmayanlar ise etiketine “trans yağ yoktur” diye yazıyor.

Bizler de tüketici olarak etikete bakıyoruz, eğer tükettiğimiz gıdada trans yağ olmasın istiyorsak, “trans yağ yoktur”u tercih ediyoruz.

Tarım bakanlığı işte bu bilgiyi ortadan kaldırıyor!

Türk Gıda Kodeksi'ni değiştiren yönetmelik taslağı kabul edilirse, trans yağ kullanmayan üretici, bu bilgiyi etiketine yazamayacak.

Benim ürünümde “trans yağ yoktur” diye yazamayacak.

Bizler de tüketici olarak etikete bakacağız, hangisinde trans yağ kullanılmış, hangisinde kullanılmamış öğrenemeyeceğiz, bilemeyeceğiz!

Peki, Tarım bakanlığı niye böyle bir yönetmelik çıkarmak istiyor?

Şu özrü kabahatinden büyük açıklamaya bakar mısınız?

“Etikete ‘trans yağ yoktur' diye yazıldığında, tüketicide yanlış algı yaratabilir, sanki diğer ürünlerde trans yağ varmış gibi algı oluşur, bunu önlemek istiyoruz” diyorlar!

Yani…

Trans yağı gıdadan çıkaracaklarına, etiketten çıkarıyorlar!

Tüketiciyi koruyormuş gibi yapıp, aslında tüketicinin eksik ve yanlış bilgilenmesine yol açıyorlar, bilinçli davranmasını engelliyorlar.

Trans yağ, maliyeti ucuzlatıyor, çabuk bozulmayı önlüyor.

Ama, sağlığı mahvediyor.

Kalp hastalıklarını, diyabeti, kanser riskini arttırdığı, kesin olarak biliniyor.

Trans yağ içeren gıda ürünlerini yetişkinlerden fazla çocuklar tüketiyor, alerjik hastalıklara, astıma, egzemaya sebep oluyor.

Yani tüketim maddelerinin raf ömrünü uzatarak üreticiye kazandırırken, insan ömrünü kısaltıyor.

Tüketici Dernekleri anında tepki koymaya başladılar. Hem halkı hem iktidarı uyarıyorlar.

Bu etiket yasağının, en azından Avrupa’da örneği yok, hatta tam tersine tüketiciyi daha da bilgilendirmek için, etiketlerin daha da ayrıntılı bilgi vermesini sağlıyorlar.

Biz tam tersini yapıyoruz ki, bu durumda yüzde 1 trans yağ kullananlar bile, maliyeti düşürmek için yüzde 2 kullanmaya başlayacaklar, yani etiket yasağı trans yağ kullanımını arttıracak.

Gayet açık ki getirilmek istenen bu etiket yasağı tüketiciyi korumuyor.

Trans yağ kullanmamak için yatırım yapan, üretim şeklini değiştiren, işini düzgün yapan firmaları da korumuyor.

Kimi koruyacağı, özellikle işini düzgün yapmayanlara yarayacağı da aşikar...

İnşallah tepkilerin faydası olur da Bakanlık bu saçma taslağı ortadan kaldırır.