Cuma günü güneşli nefis bir sonbahar sabahı vardı. Eşimle Taraklı yoluna düştük. 

       Doğançay’a girmedik. Hızlı Tren yapımı Doğançay’ı da, bölgenin 125 yıllık tüm tren istasyonlarını da tarihten sildi ya; O tabloyu görmek istemedim!              

                                                          **

        Arabamızı, Taraklılı gazeteci kardeşimiz İzzettin Kömürcü’nün oturduğu sokağa bıraktık; yürüyerek şehrin sokaklarına daldık.

        Taraklı’ya 30 yıla yakın zamandır giderim. Ahi Naci İşsever’in Taraklı kitabının ilk baskısı da kitaplığımda, rehberimdir.

         Gazeteci kardeşimiz İzzettin Kömürcü’nün dükkanına, Dıngıldak Masa sohbetine uğramadan geçmem. Tahta Masa’da yine Fotoğraf ustaları misafirdi.

         “ Taraklı’ya gidip Dıngıldak Masaya oturmayan Taraklı’ya gittim demesin!”  sözünü bilirim. Taraklı, özgün yaşam derinlikleri bilinince başka Taraklıdır.

                                                          **

         Gezerken, Taraklı Hastanesi’nin bitmek üzere olduğunu görünce sevindim. Sağlık İl Müdürümüz Sn. Aziz Öğütlü de aynı gün Taraklı’daydı; bu da güzeldi.

         Taraklılı, Hastanenin kıymetini bilsin. Ama, modern bir ambulans ile yeterli sayıda hekim, sağlık-idari kadro da şarttır. Dilerim O kadrolara orada yaşayacakları iyi mekanlar da sağlanacaktır.

                                                         **

         Müze-eski Kaymakamlık Konağı bakımsızdı. Yanındaki AKP İlçe binası ise daha da ayıplı, dökülüyor.

         Bayraktepe’ye çıkış yolunda bir çok ahşap eski evin yıkılmaya, çökmeye başladığını görmek ise hüzün verici. Günü gelir nedenlerini de yazarım.   

               

                           TARAKLI PAŞALAR TERMAL OTELDE;

                                        VALİLİK TOPLANTISI

         O gün Taraklı’daki hiçbir gündemi bilmeden, görmek için yola çıkmıştık.

        Geyve Ovası’nın muhteşem topraklarını geçerken mutlaka yavaşlarım. Öyle bir doğa serveti vardır. Yol üzerinde meyva, sebze satış tezgahları kuruludur.

        Daha yolda meyva yemeye başladık. İlk Termal Oteli Taraklı’ya  6-7 km kala geçtik. Taraklı’yı şöyle bir gezip, yapımı süren Paşalar Termal Otel’e de gittik.

         Valimiz Sn. İrfan Balkanlıoğlu, Sağlık İl Müdürü Sn. Aziz Öğütlü, Milli Eğitim Müdürü Sn. Pervin Töre ve çok kalabalık bir yönetici topluluğu Paşalar Termal oteldeydi.

         Geniş bir Yönetici topluluğun katıldığı,“ Taraklı için ne yapabiliriz?” konulu toplantı varmış. Çok mutlu oldum, salona uğramadan da edemedim.  

         Paşalar Termal Tesisleri’ni gezerken, Muhtarlar Toplantısı’ndan çıkışta da katılımcı tüm heyetle karşılaştık. Toplantıya Yerel Medya da çok yer vermiş.

       Sakarya’yı Yönetenlerin bu tür gezi, gözlem, denetim gezileri gidilen her yerde büyük bir hazırlık, derlenip toparlanma vesilesidir. Dahası da vardır:

        Taraklı Yönetenleri; O gün pek abartmadan, gizlemeden ve destek verme iyi niyetini istismar etmeden; olabilecek eksikleri anlatıp, istedilerse, harika.  

         Taraklı Halkı’na içtenlikle şunu da söyleyeyim: Sizin eliniz taşın altında olursa Taraklı Taraklı olur! Taraklılı, ilkin kendisi oradaki hayatın içinde olmalı.          

        SATSO’nun satın alıp restore ettiği eşsiz Fenerli Konak yıllardır neden boş? Valilik Evi, onarılan-kullanılan ahşap çarşı ve evler neden hayatsız gibi?

         Orada otel, lokanta, organik meyva sebze satış mekanları ile yöresel gıda, elişi üretimi satan mekanlar desteksiz ayakta kalamaz. En az 5-6 yıl destek şart. 

      Turizm Turizm diyenler, bunu ilkin Taraklı’da ve Sakarya’da, yerinde sormalı!

                             TARAKLI’DA, SAPANCA ŞİİR AKŞAMLARI : -)

       Manavlar, Sakarya’ya bambaşka zenginlikler katan özgün bir halktır.

        “ Manavlar yabancıya köy toprağı satmaz. Köyde-ilçede başka halktan kimseler olması da pek tercih edilmez. Olanla yetinir, kanaatkardır.” denir.   

         İşsever’in Taraklı’sını okumadan, O özgünlüğün derinini anlamak zor.

        Anlaşılmaz, akıl almaz görgüsüz tüketim yaşamından hızlı bir kaçış başladı. İnsanlar şimdi,“ Ağır Şehir-Cittaslow!” yaşamına yöneliyor. Bu da bilinmeli.

         Şehirler ömür tüketen bir insan kalabalığı oldu. Harala gürele yaşamın ruh hastası ettiği yığınlar oluştu. Çağdaş yaşamı yürütemeyen Siyaset de ayrı?

         Bunları doğru irdeleyen, Doğa harikası bir tablo gibi, Taraklı’yı da doğru yere koyar belki. Taraklı’lı gençler de güzel günleri o zaman evinde yaşar belki!

         Taraklı Meydanı’nda çay içiyoruz. Çay tabağında şahane bir Salyangoz resmi; altında “ Cittaslow-Ağır Şehir “ yazısı var!

         Çaylar nefisti de; benim için günün sürprizi, “ Cittaslow-Ağır Şehir “ oldu. 

        Meydana bakan Eski Çarşı ve ikinci sokak biraz canlıydı. Taraklı’da Eski Konakların ve Çarşının Hanım Esnafları eşimin gözünde bir numaraydı.        

         Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin, Sapanca Şiir Akşamları Taraklı Dinletisi  saat 18.00’de başlıyordu. Dönmemiz gerekiyordu; yine de o saati bekledik.       

         Taraklı Halkı en azından gençleri ile orada olmalıydı. Onca şair-yazar orada. Konser var; sadece öğrenciler katılımcı. Bence eksik olan şuydu;

          Taraklı’da böyle bir kültür olayı düzenlenirse, küçük bir Taraklı Folkloru da yer almalıymış! Ya da, Taraklılı ne isterdi, belki ucundan o sorulmalıydı!