Bir önceki yazımda Sakarya ilinin Türkiye sıralamasında altıncı sıraya yükseldiğini yazmıştım. Önceki yıllara göre ilerleme kat ettik olmalı ki biraz araştırdığımda dördüncü sıralarda olduğumuz zamanlar da olmuş. Altıncı sırada olmak, dördüncü sırada olmaktan iyidir diye düşünmeye başladım.

Aslında benimkisi biraz züğürt tesellisi oldu. Gönül ister ki Adıyaman, Şırnak, Bitlis, Siirt, Bayburt ve Muş gibi son sıralarda yer alalım.

Niçin Sakarya bu kadar suç ile iç içe dediğimde, şehrimizin kozmopolit yapısı bunun en büyük nedeni. Suç oranı en az olan şehirlere baktığımızda hiç göç almayan, hatta dışarıya göç veren şehirler olduğunu görüyoruz. Şehrimize göç eden insanların tek amacı var, terk ettikleri coğrafyada hayatta kalma, geçim sıkıntısı, açlık ve sefaletten kurtulmak, daha insancıl şartlarda yaşam sürebilmek. Ama bu şehre geldiklerinde şartların hiç de beklediği gibi olmadığının farkına varıyorlar. Kaybedecek de bir şeyi yoksa bu sefer de hırçınlaşıp vahşice kendine hak gördüğünü almaya çalışıyor. Bu da suçu doğuruyor.

İnsanların suç işlemesinin bir başka nedeni de ceza kanunlarımızın yetersizliği. Adaletin simgesi terazidir. İnsan da terazinin bir kefesine suç karşılığı kanunun verdiği cezayı, diğer kefesine de o suçu işlerken kazanacağı menfaati koyuyor.  Eğer kanunların verdiği ceza ağır gelirse suç işlemekten vazgeçiyor, menfaat kefesi ağır gelirse suç işliyor.

Örnek olarak; bir kişi cinayet işlediğinde 24 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. 24 yıl ile yargılandı diye suçu sabit olsa bile pek çok indirim hakkı bulunuyor. Bu indirimlerden biri aşırı tahrik, bir diğeri iyi hal, var da var. 24 yıl tahrik indirimi, iyi hal indirimi derken 10-15 yıla kadar düşüyor. Hüküm kesinleşti cinayet işleyen 4 yıl 6 ay cezaevinde yattı bir hak daha geldi. Denetimli Serbestlik; çünkü Denetimli Serbestlik ve İnfaz Yasası’na göre hükümlü 4 yıl 6 ay cezaevinde yattığında talepte bulunursa denetimli olarak serbest kalabilir. Yani burada şunu özetlemek istiyorum, kanunlarımıza göre bir canın değeri 4 yıl 6 aya kadar düşebiliyor.

Tabi bu cinayet içindi bir de hafif tabir edilen suçlar var. Türk Ceza Kanunu’nun 51. Maddesi 2 yıla kadar hapis cezası olan tüm suçlarda erteleme yani “Hükmün geri bırakılması” hakkı veriyor. Yani 5 yıl içinde aynı suçtan ceza almazsan hapis yatmıyorsun, ve 5 yılın sonunda cezan siliniyor.

Şimdi suç oranları neden artıyor, suç örgütleri etrafımızı niye bu kadar sarıyor anlamak daha kolay değil mi?

Bir ömür boyu çalışarak biriktirdiğini bir hırsızın, bir dolandırıcının senden alması,

Canından bile sakındığın, ömrünü adadığın evladının nerden geldiği belli olmayan bir kurşunla ya da yaya geçidinden karşıdan karşıya geçerken dikkatsiz bir sürücünün canından etmesi bu kadar kolay.

Kanun yaparken sadece suçlunun hakkını düşünmeyelim, mazlumun, mağdurun da hakkı olduğunu unutmayalım.

Kanun yapıcılar ve uygulayıcılar, bu işi düzeltecek sizsiniz. Düzeltmezseniz bu kadar canın yükünü Sırat köprüsünde üstünüzde taşırsınız.