Sevgili okurlar,
Bir “Cumhuriyet Bayramı” daha geliyor..
Bir kere “milli bayramların” milletimizin belleğinde önemli bir yeri vardır..
Bizim kuşak, “Cumhuriyet Bayramı”diyince, hemen, bayraklarla süslenmiş, ilk öğretim gördüğü okulu, ortaokul, lise sıralarını, öğretmenlerini, okul arkadaşlarını, bayram törenine giden kolu-komşu hemşerilerini hatırlar..
Ne bayram törenleriydi onlar, ne bayram törenleri?
Atatürk Bulvarı, inip, inip inler..
Bando takımları yerini alır, önce bayraklar geçer, sonra öğrenciler, ardından Cumhuriyet’in değerleri olan işçimiz, esnafımız, memurumuz ve vatandaşlar resmi geçitte yerini alırdı..
Ne güzel günlerdi, o günler, ne güzel!
Kara tahta başında Başöğretmen Mustafa Kemal Atatürk..
A, B, C ve diğer harflerden oluşan 29 Türk Alfabesi’nin seslerini öğretiyor..

OKUMA-YAZMA SEFERBERLİĞİ!
Osmanlı İmparatorluğu döneminde bile okul görmeyen, okuma-yazmadan yoksun ve saray dışında görülen halkımız, artık yolda, izde, tarlada, kumsalda, kayın ağacı gövdelerinde, ocakbaşında ve en önemlisi yeni açılan Cumhuriyet ilkokullarında, yeni “Türk Albaseninin” harflerini öğreniyor..
“Okuma-yazma seferberliği” köyden, kente yaygınlaştırılıyor..
Düşünebiliyormusunuz, benim köyüm Alaağaç’a 1946 Yılında ilkokul geldi..
Ağabeyim Ali Cinal ile ben ve arkadan gelen kardeşlerim okullu olduk..
Bizden öncekiler ise, köyde okul olmadığı için sonradan, özel çabaları ile bu yeni “Türk Alfabesini” okuma mutluluğu yakaladılar..

MİLLİ BAYRAMLARDA!
“Milli Bayramlarda”, akın ettiğimiz, okul bahçesinde toplandığımız, öğretmen ve çocuklarımızın “bayram sevinçlerine ” tanıklık ettiğimiz günler, ne güzel günlerdi..
Saygı duruşu ve ardından milli marşımızı hep bir ağızdan söylediğimiz ve köy semalarında yankılanan,“Korkma Sönmez bu şafaklarda, yüzen al sançak” nidalarına ardından okunan şiirler, marşlar karışırdı..
Başöğretmenimiz, rahmetli Bilal Bilmiş ve diğerlerinin önderliğinde hep birlikte seslendirdiğimiz “ Dağ başını duman almış, yüreyelim arkadaşlar” ve onu takip eden “Yaslı gittim, şen geldim, aç koynunu ben geldim..Bana bir yudum su ver, çok uzak yerden geldim” marşlarının yankıları, hala kulaklarımda..

İLÇEMİZ AKYAZI?
İlçemiz Akyazı’da ise bir başka büyük coşku yaşanırdı Cumhuriyet Bayramlarında..
Okullar dizi, dizi..
En başta Atatürk, Konuralp ve diğer ilkokulların bandoları eşliğinde öğretmenlerimiz, çocuklarımız en güzel elbiseler içinde, gülen yüzleri ve ellerindeki bayrakları ile geçerdi..
Bu bir öğrenci, öğretmen seli, izlemeye doyamazdık..
Bu görkemli geçidi, “Akyazı Ortaokulu ve Akyazı Lisesi, ardında Kız Meslek, İmam Hatip Lisesi”, bandoları eşliğinde, öğrenci ve öğretmenleri alırdı..
Kaymakam, belediye başkanı, garnizon komutanı, öğretmen ve öğrencilerin, halkımızın bayramlarını kutlardı..
Ne güzel günlerdi, o günler..

CUMHURİYET ÖĞRETMENLERİ
Arifiye Köy Enstitüsü ve diğer okullardan mezun olan Cumhuriyet, Atatürk Türkiyesi’nin öğretmenleri eşliğinde yaşanan bayramlara özlemdir bu!
Çeşitli mazeretler ile yıkılan okullarımız, köylerden, ilçelerden uzaklaştırılan Cumhuriyet, Atatürk Türkiyesi’nin öğretmenleri sessiz, üzüntülü, kaygılı bugün!..
O neslin öğretmenlerinden Kenan Certel öğretmenimiz, Arifiye Köy Enstitüsü’nden arkadaşları ile buluşmuş..
Ne güzellik bu!
Ya, yıkılan ve hala yapılamayan Akyazı Lisesi mezunu öğrencilerimiz, öğretmenleri ile buluşabildi mi?
Gel, “ Yeni Türk alfebesi ile bir gecede cahil kaldık” diyenlere cevap ver, kahrolma!
Tarihi gerçeklerden bile yoksun, küflü beyinlere neyi anlatasın ki?

CUMHURİYET ATEŞİ!
Cumhuriyet, Atatürk, 23 Nisanlar, 19 Mayıslar, Samsun, Sivas, Erzurum, hatta İnönü, Sakarya savaşları ve 9 Eylül İzmir..
İzmir’in dağlarında çiçekler açtıran zihniyeti, coşkuyu, özgürlüğü, bağımsızlığı bu zihniyete nasıl analatacaksın ki?
Galatasaray-Alanya ligi maçında, stadı dolduran “Cumhuriyet Türkiyesi’nin gençlerinin haykırışları, kükreyişleri, ortaya koydukları o muhteşem tabloyu” gel de alkışlama?
Işık, ışık dalga, dalga bayrağım..
Bak oğlum, kızım Atatürk atına binmiş geliyor..
Ardında Kuvvayıcılar..
Söner mi Cumhuriyet ateşi?

100 YAŞINA DOĞRU!
Bu yıl 99, gelecek yıl 100 yaşında olacak Cumhuriyet!
Dev bir Atatürk resmi, stad ayakta!..
İşte Cumhuriyet, Atatürk gençliği..
İstanbul’da ve ülkemin her yanında o ses yankılanıyor..
Bir başka resim, Atatürk, çizmelerini giymiş, askeri iniformasıyla..
Ağdalı, anlaşılması güç, Arapça ve Farsça modasından, Türkçe’nin kolay öğrenildiği, yeni Türk Alfabesine merhaba!
Haydi yüreyelim arkadaşlar..
“Dağ başını duman almış”, ya da “Kanla, irfanla kurduk, biz bu cumhuriyeti” sesleri yükseliyor yurdumun her köşesinden..
Nereden, nereye?
Cumhuriyet’in güzelliği bu ya, Brüksel’de bir diyanet merkezi önünde bir not?
“Yetişkinler için, Türkçe okuma-yazma kursu için kayıtlar başladı..”
Cumhuriyet bu ya, yurtdışında bile görevde..

YAŞASIN TÜRK MİLLETİ!
Cumhuriyet’in bizlere verdikleri, kazandırdıkları sadece bununla mı ibaret?
Ben ülkemdeki, “Cumhuriyet coşkusunu” yaşamış, bir küçük çocuk, bir liseli, bir yüksek okullu, bir sporcu, bir öğretmen, bir gazeteci ve bir yurttaş olarak, “Yaşasın Cumhuriyet” diyorum..
Zira, bizler herşeyi Cumhuriyet’e borçluyuz!
Bu kazanımları, elimizden kimse alamaz, almaya bile teşebbüs edemez!
Türk Milleti’nin, buna müsade etmeyeceğini, çok iyi biliyoruz..
Yaşasın Türk Milleti!
Yaşasın Cumhuriyet!
Yusuf Cinal yazıyor, 26 Ekim 2022 Brüksel