Ulusal ve uluslar arası haberleri; devekuşu gibi kafamı kuma gömerek de, payton beygiri gibi sadece öğretilen yolda giderek de izlemek istemem: -)

Yaratılmış, insana sunulmuş evrenin her köşesinde yaşanan her şeyden öğreneceklerim vardır. Kendi hayatım için önceleyeceklerim de vardır.

İstanbul’da yaşansa da; Okula öğrenci taşıyan bir Şoför, O okula servis yapan başka şoförler tarafından sopalarla linç ediliyorsa, Sakarya için kaygılanırım?

İstanbul’da, ehliyetsiz Okul Servisi Şoförü yakalanmışsa da kaygılanırım? Kim bilir kaç kronik suç işleme eğilimliler de vardır?

Neler yapılmalı? Nelerin medya ile de kitlelere duyurulması istenmeli:

Çok yoğun ve yanlışlığa müsait her davranış için, caydırıcılığı mutlak olan güvenlik denetimleri daha ilk günden somut görülmeli.

Okulun yakın çevresinde de, yollarda ve taşımacılıkta da : -)

İyi bilirim ki, sosyal, siyasal, ekonomik tarzları farklı olsa da, yazılı ve görsel medya bu konularda çok etkin bir caydırıcılığa sahiptir.

“ Ayrım yok!” demem. Ama, bu konuda belki de en az Ayrım olan şehir gücü Yerel Medyadır. Tüm çocuklarımızın güvenliği varlığımızın gereği gibidir.

O nedenle, eğitim yılı başlamadan, kendimce sokaklarımı görmek isterim:

Adapazarı sokaklarında dolaşıyorum. Yenicami’nin ara sokaklarından, Kız Meslek Lisesi önünden geçip Ankara Caddesi’ne çıktım.

Aklıma her şey gelirdi de, 50-55 yıl sonra doğup büyüdüğüm şehrin sokaklarında yürürken ürkeceğim aklıma gelmezdi.

Çark Caddesi’ne gittim. Pasaj içlerine girip çıktım. Şerefiye Camii’ne döndüm. Atatürk İlkokulu’nu okullar açılmadan dıştan görerek geçtim.

Reji sokağa çıkmadan bir önceki paralel yoldan sola devam ettim. Epeyce ileriden yine sola dönerek Çark Caddesi’ne kadar devam ettim.

Ben daha yeni Olgunlar Turnuvası sırasında oralardaydım? Bu şehir bu kadar kısa süre içinde bu denli nasıl değişti acaba?

Şehrin Güvenliği’nden sorumlu müdürler, amirler, memurlar bu şehirde kaç yıl görev yaparlar? Kilit Güvenlik Görevlileri neden aynı şehirde kalmasın?

Şehri özümleyemeden, Güvenliği nasıl her yönüyle Yaşanabilir tutarlar?

Aklımda bu sorular kafamda dönerken zamanın nasıl geçtiğini anlamadım. Şehrin bu denli hızlı değişimi, her sektörün denetimini de zorlaştırır.

Belediye-Zabıta denetimini de aynı kaba koyarım. Çark Caddesi ile Ticaret Lisesi arası cümleten kafe, otopark, ve işyeri ofisleri olmuş.

Yenicami Bulvarı ile Ankara Caddesi arası ise çok daha farklı. Orada kişi tipleri de, iş yerleri de gittikçe farklılaşıyor...Tüm sokak kaldırımları işgalde gibi?

Sorarsak, asayiş berkemal. Şehrin ve yaşamın hali soruldu mu; sorumlu konumdaki her bireyden inanılmaz homurtular gelebilir mi?

Kapalı bir,” Gözünle gördün mü, şahitlik yapar mısın? Ortalığı karıştırmayın, kesin sesinizi!” gibi bir tehdit bile insanı şaşırtır mı?

Geçen yıl 2018 yazı, minibüste kadınlar yüksek sesle konuşuyordu;

“ Ayol, dün akşam ki o silah sesleri neydi öyle? Makineli tüfek mi, otomatik tüfek mi? Sanki ortalıkta savaş var. Müdahale eden de yok sanki?

Valla dayanamadım polisi aradım. ( Adresi verin, ekip gönderelim, gösterin…) denilince; ( Bu kadın şikayet etti, geldik!) olurum diye, korkup teşekkür ettim, telefonu kapattım!“

Bu kuşkusuz hiç olmayacak bir tablodur. Tamam, güvensizliği yaratan ilk kesim şu bilinir ki, halkın ta kendisidir.

İnsan; yanlışlarla yaşamasa, kavgalardan, çatışmalardan beslenmese güvenlik yeryüzünün her köşesinde zaten yüzde yüzdür.

Ülkelerin insanları önce bunu yaşamın ilk kuralı bilecek. Hayatı hayat yapan, her şeye-her yerde- her zaman mutlak saygı ve sevgi duymaktır.

Saygı ve Sevgi olmayan her şeye-her yerde-her zaman karşı durmanın da erdemli-yasal hakları vardır.

Güvenlik isteyeceğiz; bunun ilk önceliği de Çocuklarımız-gençlerimiz olacak. Ama, Güvenliğin ilk adımı Evden-Aileden başlar. Günlük yaşamı izleyeceğiz!

Çok, ama çok özenle de şikayetlerimizi ileteceğiz-duyuracağız-izleyeceğiz.

Dün, sadece 15 dakika, okulların açıldığı şu günlerde İstanbul’da yaşanan kimi şeyleri görünce bu hatırlatmaları yazmak istedim.

Hafta sonu gezdiğim, doğup büyüdüğüm yaşlandığım Adapazarı sokaklarını dolaşırken; hesapsız, gereğinden fazla kalabalık, yabancı sokaklar gördüm.

Hiç bir Ayrım yapmadan hatırlatmanın zamanı geçmemeliydi…