Bir vilayet geleceğini siyasete bağlarsa O gelecekten pek doğru ve iyi sonuçlar çıkacağını beklemeyin. İyi ve doğru sonuç istisnadır..

Çünkü; siyaset, tarihin tüm zamanlarında ve hemen yer yerde; kısacık ömrü olan geçici eğilimler rüzgarıdır. Geçer gider; yeni eğilim rüzgarları gelir.

**

Asıl olan; Ülkelerin-Devletlerin, Sosyal-Kültürel-Ekonomik temelleridir. Tarihi doğru ve varlıklı yaşatan sosyal-kültürel-ekonomik bütünleşmelerdir.

Tabii ki, Sakarya’yı tek başına Ticaret ve Sanayi Odası temsil etmez, edemez. Ama, var olan en değerli, kapsamlı, kalabalık Sakarya temsilcisi de SATSO’dur.

Şu yazım bilinsin ki; var olan sosyal-kültürel-ekonomik, kitlesel meslekler ve oluşumları Sakarya için BİRLİKTELİĞE- Öncülüğe kışkırtmak içindir.

**

iktidar veya muhalefet siyasetinin peşine değil, önüne düşmelidir. 1 Milyon nüfuslu bir şehir geleceğini kendisi tayin eder; siyasete bırakamaz.

Hatta; 1 milyon nüfuslu bir şehir, var olan mesleklerin geleceğini de sadece mesleki kuruluşlara bırakmamalı.

Bir çiftçi çıksın Sakarya’dan, ülkede ve Sakarya’da var olan tarımla ilgili tüm meslek oluşumlarını sorgulasın mesela:

“ Her yanımız ot, her yanımız hayvan; Ot İthali ayıp, Türkiye’ye yakışır mı? Yat mazotu vergisiz; Köylünün traktörüne mazot iki katı vergili fiyattan olur mu?”

Ayakkabı üretenler sormalı; “ Çin’den gelen, ne olduğu tartışılan ayakkabıların ithaline kapı açık; % 100 bizim olan üretime devlet teşviği niye yok?”

Ülke ekonomisini yaratan, her meslek gurubu kendisini Yönetmeye Seçtiklerine kendi mesleki sorguları ve istekleriyle büyütmeli.

TÜRKİYE’DE VAR OLAN
TERMAL ENERJİ PROJELERİ

“ Bugün itibariyle 1000 megavatı aşan JEOTERMALE DAYALI ELEKTRİK kapasitesini 3000 megavata çıkararak, Türkiye’yi dünya lideri yapmayı hedefliyoruz.”

Bu sözleri, Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği ( JESTER ) Yön. Krl. Bşk. Yrd.’cısı Sn. Mehmet Şişman hafta içinden ulusal basında söyledi.

**

Ulusal basın günlerdir Jeotermal Enerji Yatırımları ile yatıp kalkıyor. Sakarya’da Termal Enerji var; nedense (?) sadece Turizmde kullanıyoruz.

Oysa; Elektrik Enerjisi üretiminde de, kasaba-şehir Isınma sistemlerinde de kullanımı var. Ki; Akyazı Kuzuluk Termal’de yüzlerce ev termal sularla ısınıyor.

Akyazı’da, Vali Okutan zamanında yapılan, Termal Sondaj araştırmasında çok iyi sonuçlara ulaşıldığını zaten sıkça yazıyorum. Neden unutturulur bilmem?

Akyazı Termal Enerji kaynakları, kamu arazisinde mi, özel şahıs arazilerinde mi bulundu bilmem. Bildiğim, O sürekliliği de olan doğal kaynak bulundu.

Devlet mi orada termal enerjiyi halkımızın kullanımına sokar, özel kişi ve kuruluşlar mı, onu bilmem. Bildiğim; servet var, hayata geçirilmiyor.

**

JESTER Başkan Yrd. Şişman, “ Jeotermal yatırımı yapan 30 üye firmamız var. Üretilen elektrik hem yerli, hem çevreci.

Rüzgar ve Güneş enerjisinden de farklı. Sisteme kesintisiz elektrik sağlama gibi kritik önemi var. Jeotermal Enerji sayesinde 600 milyon $’lık Doğalgaz ithalatı önlendi.” demiş.

SATSO-MARKA; Mesleki Yatırımları didikler; SAKARYA’DA JEOTERMAL VAR.

ALIN SİZE KÖY-KÖYLÜ PROJESİ;

ORGANİK TARIM İÇİN SOLUCAN GÜBRESİ : -)

Organik Tarım için dünya ayakta. Bizi de hala, içinde akıl almaz kimyasal katkılar olan gübre ve ilaçları satan yabancılar yine de uyutur !

Çünkü, ülkemizde Köyü ve Toprağı muhteşem zenginliklere kavuşturacak birikimlere sahip olan, Tarım Liyakatli İnsanlar hak ettikleri yerlere getirilmez.

**

ŞIRNAK, Habur Gümrük Müdürlüğü’nde çalışan, 29 yaşındaki görevli gibi ( veya başka tarımsal girişimleri ) yapabilenler ülkemize çok şey kazandırıyor.

Gümrükteki işini bırakan 29 yaşındaki girişimci; kiraladığı tesiste yılda 150 ton Solucan Gübresi üretmeye başlamış.

Solucan Gübresi; Organik, tarımsal verimi artırıyormuş. Gazete haberine göre; Solucan gübresi ile toprağın verimi % 80 artıyormuş.

Araştırılır, bu yüzdeler tartışılır. Getirisi varsa; SATSO-MARKA, Sakarya’da da Solucan Gübresi üreteceklere eğitim projeleri ve destekler verebilir mi?

Bilinir ki; Organik tarım ve sağlıklı-doğal tarım ürünleri için dünya ayakta.

**

ve MARKA’nın, Mesleki Eğitim Seminerlerini ve Yatırım Desteklerini ilgiyle izliyorum. İyi örnek sonuçları da kamuoyu ile daha çok paylaşılmalı.

hayatının zorluklarından kurtulduğunu zannedip, bugün Şehir Yaşamının Azaplarına çoluk çocuğunu getiren Köy İnsanları büyük hata yapıyorlar.

Şehir, bugün köylere 20-25 dakika. Şehirde çalışmak, orada yaşamak, aile olmak, O Aileyi korumak kolay mı? Moda ne; şehirden kaçıp Köye gitmek.

Bence, toprağı olan köylü köyde yaşamalı. İşini orada yapmalı; şehre de istediği zaman gitmeli… Haaa, çocukları da her gün şehirdeki okula gitmeli.

Tarımsal küçük üreticilere mesleki eğitim ve mali destek harika bir çözüm.