Sevgili Okurlar,
Bugün sizlerle, Sakarya’dan bazı konular konusunda, görüş ve düşüncelerimi paylaşmak istiyordum..Ancak, Fransa’da patlak veren ve adına, “sarı yelekliler” denilen hareketi, tekrar gündeme alma gereği duydum..
Neden mi?
Sizler yazımı okurken, başta Paris olmak üzere, Brüksel’de “sarı yelekliler” sokaklarda ve caddelerde, farklı bir eylem birlikteliği içinde olacaklar..
Çarşamba günkü yazımda, Fransa’daki “sarı yelekliler” hareketi ile ön doyurucu siyasi ve ekonomik olduğu kadar, karşılaştırmalı bilgileri sizlerle paylaştım..
“Sarı yelekliler” hareketine geçmeden bir iki kelime ile gazeteniz “Bizim Sakarya”dan söz etmek istiyorum..
Her gün Brüksel’den Türkiye’deki olayları, gelişmeleri yakın takipte tutarım. Sakarya benim için özeldir..Özellikle Sakarya basın yayın organları, radyolar, televizyonlardaki konu ve konuklar, yapılan açıklamalar, bana ulaşan iletilerden yola çıkarak, bir değerlendirmede bulunurum..Bir konuyu yazı konusu yapacaksam, toplumu, yani yazının hedef kitlesini iyice tartar, düşünürüm.
Gerçekten BİZİM SAKARYA’da birbirinden güzel manşet haberler, yorum ve analizler yer alıyor. Hele de bir gelenek haline gelen, “konuk ağırlama” ve “sorular ile kahvaltılı” buluşmalar mükemmel..
Bu buluşmalarda, sorulan sorular, yapılan açıklamalar, beni ziyadesiyle memnun ve mutlu ediyor..Demek ki, bu il sahipsiz değil..Bu ilin de akil adamları,aydınları var..Onların görüş ve düşünceleri inanın, Sakarya’nın geleceğine ışık tutacak nitelikte..
Bu söyleşileri kaçıranlar, Bizim Sakarya Gazetesi arşivine girerek, mutlaka okumalı..Hatta, yapılabilinse, bu söyleşiler kitap haline getirilse, ne iyi olur..
Başta Bizim Sakarya Gazetesi sahibi Adnan Yüksel, Genel Müdür Özgür Arık ve Genel Yayın Yönetmeni Tuncer Kalaycı ve arkadaşları ile katılımcıları tebrik ederim..
Sakarya için her şeye değer..

***
Sevgili okurlar, Fransa’da gelişen,”sarı yelekliler” hareketini oluşturanlar, bugün Fransa’nın başkenti Paris ile Belçika’nın başkenti Brüksel’de tekrar sokak ve caddelere inecekler..
Bunun için Fransa’da olağanüstü tedbirler alındı..Büyük polisiye tedbirler ile ilgili basın yayın organlarında bir dizi açıklama göze çarpıyor..
Bir kere ülke genelinde, 89 Bin polisin görev için alarmda bulunduğu, sadece Paris’te 8 bin polisin görev için hazır tutulduğu belirtiliyor..
Üç kişinin ölümüne 1400 kişinin yaralanmasına ve birçok eylemcinin gözaltına alınmasına karşılık, eylemciler, yani “sarı yelekliler” eylemlerinden vazgeçmiyorlar..
Bu konuda siyasi otoritenin açıklamalarını tatminkar bulmayan “sarı yelekliler” için Paris adeta bir ölü kent görünümüne büründü..
Eyfel kulesi ziyarete kapatıldı. Büyük mağazalar kepenklerini indirdi. Müzelerde yağma olaylarına karşı, ek tedbirler alındı..
Demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Paris’ten yansıyanlar, bunlar sınırlı değil elbet..Şimdi “sarı yelekliler” Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’un istifasını ve hükümetinin görevden çekilmesini istiyorlar..
Haklılar mı?
Onları haklı gösterecek elbette halkın desteğidir..Şu yapılan açıklamalar, incelemeler ve anketlere göre,”sarı yeleklilerin” arkasında tam yüzde 73’ü aşan bir kitle var..
“Eee biz seçildik” diye kimse ortaya çıkıp, tafra, safra açıklamalar yapmıyor..
Zira, siyasilere bu vekaleti verenler,”sizin uygulamalarınızı beğenmiyoruz. Gelecek kaygısı içindeyiz. Kemer sıka, sıka belimiz inceldi..Çözüm dediniz, çözüm getirmeniz..Maaşlar yaşam için yetişmiyor..Ağır faturaları ödeyemiyoruz..Çoluk-çocuğumuzun geleceği karanlık” diyerek, birliktelik yaparak, direnişlerini sürdürüyor..
Fransa’da manzara bu!
Peki Belçika’ya ne oluyor?
Belçika, her konuda Fransa’yı takip eden bir ülke..Yani Fransa’da hapşırılsa, Belçika’da insanlar bundan etkilenir..”Sarı yelekliler” hareketi Belçika’dan da destek görüyor.
Zira Belçika’da da işler iyi gitmiyor..Federal milletvekili ve Brüksel Saint-Josse Belediye Başkanı Emir Kır,” Yerel seçimlerden Başkan Charles Michel(MR Partisi) ile ortağa N-VA(Flaman Milliyetçi Cephe) kayıpla çıktılar. Şimdi Birleşmiş Milletler Göçmen Antlaşması’nı N-VA Partisi onaylamayacağını söylüyor. Başkan Charles Michel’de ayak diretiyor. Vatandaşlara zor anlar yaşatan, emeklilik yaşını 67’ye çıkartan, ek zamlar ile halkı perişan eden, göçmenlere ülkeyi zindan eden bu hükümetin artık yapacağı bir şey kalmadı..İstifa etseler bile, 2019 Mayıs ayında seçim var..Halk bu seçimlerde onlara cevabı verecek” diyor..
Belçika’da MR(Reform Hareketi) Partisi, yani liberalleri temsil eden Charles Michel başbakanlığında, N-VA (Flaman Milliyetçi Partisi), CD&V(Flaman Hıristiyan Partisi), OPEN-VLD( Flaman Açık Libarel Parti) iktidar ortağı bulunuyor.
Belçika’da, “sarı yeleklilerin” tepkilerini çeken hükümeti zor günler bekliyor..Esasen Belçika’da hükümeti eleştiren siyasi partiler, sendikalar, sivil örgütler birçok gösteri ve tepki mitingi düzenledi..Ama şimdi durum “sarı yelekliler” hareketi ile farklı bir boyut kazandı..
Sözün özü, siyasiler aldıkları vekâleti, halkın çıkarına, lehine kullanmalıdırlar.
“Ben bilirim, ben yaparım” anlayışı içinde olanları, Avrupa’da işte “sarı yelekliler” silkelemeye başladı..
İstişare kapısını kapatanların, tepki görmesi muhakkak..Halktan yetkiyi almakla iş bitmiyor..Halkı göz ardı etmemek gerek, halkın taleplerine kulak tıkamamak gerek.. halka,eşit hak,hukuk temelinde hizmetleri götürmek gerek..Halka sırt çevirmemek gerek..Sırça köşklerde,camdan saraylarda oturarak,halkı unutmak,ne halin varsa, gör demekle siyaset yürütülmez..Hele, hele halkı kandırdığını, aldattığını sananlar, sonra nasıl yanıldıklarını anlayınca, iş işte geçer..
Şu Romanya ve devrin lideri Çavuşesko’yu unutmamak lazım, değil mi?
Türkiye, bu işi korku salarak, baskı uygulayarak, mağdur kesimi yok sayarak, bir yere varamaz..Her şeyin bir bedeli vardır..Yapılan yanlışları kimse sineye çekmekle yetinmez, hep oturduğu yerde sus-pus durmaz, gün gelir bunun hesabını sorar..
Türkiye Martta seçime gidiyor..Türkiye için bu seçimler çok önemli..Hem vatandaş nezdinde önemli,hem de siyaset nezdinde..
Kimse oylar cepte keklik zannetmesin! Bir anda her şey ters-yüz olabiliyor..
Demokrasilerde hesabın sorulacağı adresler bellidir.. Hesap sormak için, sokağa çıkmanın, hayatı felç etmenin, ölü kentler yaratmanın alemi yok tabii!..
Ama ya bıçak kemiğe dayanmışsa!?
Birilerini durdurmak zor elbette.. İnşallah Paris ve Brüksel’den ölümcül haberler gelmez..Siyasiler de verilen mesajları daha iyi anlar ve ona göre, hizmeti önde tutan anlayışları hayata geçirirler..
Zamlar, yasaklar, baskılar çözüm değildir..
Esen kalın, yarınlarınız güzel olsun!