Sakaryalı bir köşe yazarı-gazeteci olarak, 16 yıldır yaşadığım Kırkpınar ve Sapanca ile ilgili yazılara fazla yoğunlaşırsam, Sakarya’ya haksızlık ederim.

 

O nedenle; Kırkpınar ve Sapanca ile ilgili kimi acil ve önemli gözlemlerimi, 15-20 dakika içinde yüz yüze özetlemek üzere, Belediye Başkanı Sn. Aydıner’den  4 Mayıs Perşembe günü randevu istedim; saat 11.00 için randevu iletildi. 

 

Kurtköy, Kırkpınar, Sapanca’yı, O sabah bir kez daha dolaşarak; randevu saatinden 15 dakika önce Başkanlık Özel Kalemi’ne gittim.

 

Başkan yapılan kimi işleri gezmeye çıkmış. Geliyor denilince;11.10’a kadar, 25 dakika  bekledim ve ayrıldım. Randevu adabının gereğini yaptım.

                                                               *

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Zeki Toçoğlu ile yıllardır bir çok şey yaşadık. En iyi tanık Sn. Toçoğlu’dur. Deprem sonrası başında bulunduğum televizyonları Seçilmiş ve Atanmış Yönetenlere sonuna kadar açtığıma tanıktır.

 

Daha AKP hiç seçime girmemişti. İlk girilen seçimde AKP Milletvekili olan tüm AKP’li siyasiler ve hatta belediye başkanları O yıllar benim yönettiğim tv programlarında defalarca konuk oldular.

 

Sakarya büyük bir deprem yaşamıştı. Yaraların doğru, çabuk ve çok iyi sarılması için bir yerel tv.’ye bundan daha mukaddes bir görev olamazdı.

 

Siyaset O günlerde bizi yere göğe koyamadı. Oysa, biz sadece doğru görev yapmanın peşindeydik…Bir tek makama, bir tek kere, bir çay içimi de gitmedik. Çünkü işleri yoğundu; lafla zamanlarını çalmadık.

                                                              *

Zeki Başkan ile sonraki yıllarda aramız-tek taraflı-limoni oldu. Şehir ayağa kalkma yoluna girmiş; Zeki Toçoğlu da Sakarya Büyükşehir Başkanı seçilmişti.

 

Doğup büyüdüğüm, hayatı borçlu olduğum şehrimde, Yönetenlerin yaptığı zamansız, eksik, yanlış işleri zamanında yazmazsam suçluluk hissederim.

 

Çok doğal ki; Zeki Başkan eleştirileri fazla bulmuştu. Tabii ki tavrı değişti. Benim tavrım bir santim değişmedi. Yazılarım, görüşlerim de düzeyini korudu.

 

Yapılan hiçbir iş için, “ Ben dedim, yapıldı!” deme ucuzluğunu etik bulmam, yapmam; yapanı alkışlarım. Yanlış çıkan işler için, “ Ben demiştim!” de demedim; demem. 

 

 Sayın Başkan Toçoğlu ile Gazetemiz Bizim Sakarya’da, yıllar sonra, kısa ama çok içtenlikli bir kahvaltı sohbeti yaptık. Örnek bir Şehrin İnsanları Doğrusuydu.

                                                           *

Sakarya Halkı önünde kişisel gibi görünecek böylesi bir köşe yazısını ilk kez kaleme alıyorum. Bir daha asla olmaz; yazımı özetle bitireyim:

 

Verdiği randevuya gelemeyen Sapanca Belediye Başkanı, Akademisyen Sn.  Yılmazer’e, Sapanca Turizmi için öncelediği yanlış hedefleri de özetleyecektim. 2023 Hedefine yakışmayacak, gezdiğim Fakülte Mekanı için de konuşacaktım.  

 

Sapanca’da, imar oranları artırılarak, her an heyelanlara gebe tepeleri dev istinat duvarları ile teraslayıp yollar, binalar yaparak turizm asla gelişmez.

 

Turizm nasıl olur? Her gün ortalık duman! İnşaatlar, naylon, ambalaj malzemesi torbaları yakıyor. TOKİ, Yeni Modern Devlet Hastanesi’ni aylardır toz dumana boğuyor.

 

Dağ taş dere tepe inşaat molozları ve toz toprak. O molozlar alo dendiği anda ve belediyenin gösterdiği yerlere dökülemezse, turizm sadece hayaldir.

 

Kurtköy Deresi’ne trilyonlar harcandı; teraslı havuzlarla harika bir piknik alanı yapıldı. Turizm ortamı şahane; ama bir kişi yok. Çünkü orası genel çöplük gibi. Yatak, yorgan, çekyat, inşaat molozları, ne ararsan var. Sıfırdan ev düzersin.

 

Başkan Yılmazer Sakarya’nın en güzel ve TEK Açık Hava Tiyatrosu ile Entegre Spor Tesisleri’nin Kırkpınar’da olduğunu bilir. Yıllarca orada Türkiye’nin en büyük sanatçıları tüm Sapanca’ya neler yaşatmıştı; şimdi ise sanki metruk!

                                                                *

Akademisyen Belediye Başkanımıza özetleyeceğim çok şey vardı, ama işleri çoktu. İletişim Çağı’nda, “ İş yoğunluğu nedeniyle verdiğim randevuya gelemedim !” deme fırsatları-nezaketleri de olamadı.

  

Biz gördüklerimizi yazmaya devam edelim.