Yeni Atatürk Stadı, Sakaryaspor’u 3 puanlı güzel bir başlangıçla selamladı.

       Kendi evinde hem 3 puan; hem de en az masraf edilen maçta, iyi hasılat!

       Haftayı, bence hiç kuşkusuz, moral kazanılan 3 puanla geçmek şarttı. Geçen haftaki farklı sonuç kimilerine fark bekletmiş olabilir; 2-1’e de burun bükülmez.

       Çünkü, kazın ayağı hiç tribünden veya ekrandan izlendiği gibi değil. Artık bugünün futbolunda hiçbir ligde kolay maç yok. Haftayı şu gözle bir irdeleyin.

        Toplam 9 maç oynandı. 5 beraberlik var. Üstündeki 3 takım 7 puan kayıpta.

        İki farklı tek maç; kalan tüm maçlar tek farklı. Sen 3 puanla 4 sıra üsttesin!

                                                          **

       Sakaryaspor-Kahramanmaraş maçını izlemeye gitmedim. Yeni Atatürk Stadı’nın açılış maçıydı. Yani, O gün bir Tarih yazıldı!

        Bende, maçtan bir gün önce O stattaydım. Tepeden tırnağa, localardan, soyunma odalarına, duşlara, tuvaletlere kadar gezdim. Her şey çok güzel!

        Yalnız, tesis maç oynanmaya tam hazır değildi. Ama,“ Şu maç oynanmazsa; O stadın açılış tarihini baban bile verse inanma!” derdim.

        Sahaya da indim; saha içine tek adım atmadım. Çimler maç oynanmaya pek hazır değil gibi geldi. Yağmur yağmasın diye yüzüm iki gün gökyüzüne çevriliydi. 

                                                           **

        Ne kadar deneyimli olursa olsun; bir futbolcu ilk kez ayak bastığı stadı en az 10-15 dakika yadırgar. Stat açılış maçı ise bunu ikiye katlar.

        Her zemin için krampon tercihi zaten yapılmalıdır. Yeni Atatürk Stadı ise çok daha farklıydı. Futbolcular tesisi gezip, zemine mutlak ayak basmalı dedim.

         Evimizde bunları yaşamadan maça girmek çok farklı olmuştur. Dileriz zemin çok yıpranmamıştır. Bir kenara yazın; bu 3 puan çok iyi oldu, çok!    

                                       DOĞRU ŞEHİRLEŞMEK;

                             SABIRLI, DOĞRU PLANLAMA İSTER !                      

        Büyükşehir Belediyemiz, belki, “ Adapazarı’na, Gümrükönü’nden Etbalık D.100 Girişine; Kuzeyde de Kuzey Otogarı’na kadar bir çizgi çekin.

        Adapazarı’nın doğusunun ayıplı bir geri kalmışlığı vardır.” gibi yazılar yazdığımı bilir. Gönül koyulsa bile, bu bir gerçekti.

                                                          ** 

         Son 3-5 yıldır ise Adapazarı’nın doğusu hızlı bir değişim yaşıyor. Tartışılır, ama değişim net! Etbalık’tan, Devoğlu’na kadar sokak sokak geziyorum.

         Cumartesi günü, bitti denilen, Tepekum-Yenicami Bulvarı arasındaki yeni duble yola gittim. Güzel bir çevre yolu kazanıldı. Kaldırım, ağaç, çiçek de olur!

          İkinci etap Yenicami Bulvarı-Ankara caddesi arası. Üçüncü etap, Ankara Cd.-Devoğlu- Eski Karasu Yoluna çıkacak. Zemin seriliyor; ama birkaç yıl sürecek.

                                                            **

        İstişarem bitmez : -) Görüp düşündüğümü yazarım. Küçük bir detay yanlışı için işe yararsam, o bana yeter. Geçenlerde bir görüş daha paylaşmıştım:

         Kamu veya Özel; ARGE-Planlama bölümlerinde çalışan, çok nitelikli bilim görevlilerine bile, “ Kamu baskısı.” dediğimiz tavrımız çok zarar verebilir.

        ARGE-PROJE çalışmaları, günde 3, ayda 20 iş çıkarmak gibi ölçülemez. Kent altyapı işleri daha farklıdır. Büyük, köklü yatırımlar proje planlama, zaman ister.   

         Yüzyılın Depremi gibi; zorunlu hallerin telaşlarında hatadan kaçılamaz. Baskılardan acil yollar yaptık, sevindik. Yağmur Suyu Kanalları dert oldu.

                                                            **

        Yeni Cami Bulvarı bile acele planlama gibi yapılmış. Yeni Atatürk Stadı ile O yol da düzeltiliyor. Büyük kavşakları ile daha doğru ve iyi olacak gibi.

         Dileriz; her seçim öncesi olduğu gibi, seçim telaşı bizi acele işlere sokmaz!

                              

                  SAKARYA’YA BU NÜFUS ARTIŞI ÇOK FAZLA !                              

        Hafta sonu; Erenler’in arka sokaklarında, pazarlarında; Adapazarı’nın hem merkezinde, hem arka sokaklarında; Serdivan’ın her tarafında dolaştım.

         Kim ne derse, desin; ben görünene, yaşanana bakarım! Sakarya’ya 1 milyon nüfus fazla! Adapazarı-Serdivan-Erenler’e ise 500 bin nüfus çok fazla!

         Kimse, “ Nerden çıktı 500 bin nüfus ?” demesin. Köy diye bir mutluluk yok artık. Herkes 15 dakikada bir şehre gelen minibüsle şehirde!

          Oysa; Şehirler artık, Taş Binalar-AVM ve Cafe’lerden ibaret, yapay bir görüntü verme sahnesi!

                                                        **

        Otomobil sayımız da yakında hayatımızı yaşanmaz hale sokacak.

       “ Sakarya 1 milyon nüfusu kaldıramaz!” deyince, birileri yine dellenir.

        Ama, Adapazarı da, Serdivan da, Erenler de; 5 yıl sonra farklı, 10 yıl sonra ise daha da farklı bir yerlere sürüklenecek! Eski Serdivan Köyü artık var mı?

         “ BAĞLAR SOKAĞI!” Bu ismin karakteri bile benim için başkadır!

        İstediğiniz kadar açık-kapalı otopark yapın; insanımız artık, ne yazıktır ki Serdivan’da da; Bulvar’da, Kapalı Pazar-Gar arasında bile 2-3 sıra park yapıyor!        

                                                                     **

         Hepsi, her şey bir yana!

        Halka hala, “ 3-5 Çocuk yapın!” diyen hiç kimse de; işsizlik-istihdam, eğitim, şehirleşme sorununu asla çözemeyecektir.

         Çözüm; çağdaş şartlarda, güvenli, huzurlu bir toplumda yaşamak isteyen herkesin, “ Bakabileceği kadar!” çocuk yapmasından geçer. Bize akıl verilmiş!

          “ Zorunlu göç!” de insanlık yanlışı. Barış Duasına çıkılacak günler!