“ ADAPAZARI ŞEHRİ “ ismi öne çıkarılmadan, “ Sakarya’yı en yaşanabilir şehir haline getirmek için çalışıyoruz!” gibi ifadeler sadece günü atlatmak olmasın.

Biz, “ Yerel Seçim biteli henüz 4 ay oldu. Başkanlar, kutlama ziyaretlerini ve ziyaret iadelerini yaptı. Eh, acemilik aylarını da bitirmek üzereler.

Artık, öncelikli 2-3 ele avuca gelir-somut- projelerle halk önüne çıkmalılar.

Bu şehirde, % 100 ayrıcalıksız, çarşıda-sokakta yalnız-korumasız yaşıyoruz. Ama, Adapazarı’nın her geçen gün yaşanması zor şehir olduğunu da görüyoruz.

Şehrin makam-saltanat odaları, makam ulaşım araçları, protokoller asla yaşanabilirlik ölçütü veremez. Sorsanız da ölçü olamaz. Halk % 100 sokaktır.

Oradan bakınca, en yaşanılabilir şehir gibi görünmüyorsa eyvah ki eyvah!

Zaten, Adapazarı’nda bu gün Adapazarlı kalmadı! Yaşanılabilir O Şehri kendi insanları terk etti. Şehir Suriyelilere, Afganlara bırakılınca, halk sanki kaçtı?

Soruyor, uyarıyorsun, cevap:” Her şey kontrol altında, asayiş berkemal.” deniyor. Öyle olmadığı görülüyor. Ama, öyle denilecek emri var gibi?

Zamanımızda, en büyük Şehir Yönetme Gücü Belediyeler de gibi? Yani, buna, Yönetme Gücü Siyasi de denebilir.

Doğru olan, Devletin planlama ve işleyişinin Kamu Daireleri liyakati ile olması.

Bence, siyasi yönetimler geçicidir. Belediyelerin şehirleri, “ En yaşanabilir şehir!” haline getirmesi, tam da Lafta denildiği gibi, sadece,” Hayal etmektir.”

Adapazarı-Sakarya’da artık hayal etmenin günü değil. Eylül, ekim aylarında somut projeler şehirle paylaşılmazsa kimi söylemler çok daha farklı olabilir.

Bakın, Demiryol İş Sendikası Sakarya Başkanı Sn. Cemal Yaman sizden önce somut Raylı Sistem Çağrısı yaptı. Üstelik O kapsamlı doğru çağrı herkese;

Yaman söze, özetle,“ Adapazarı’nın Raylı Sistemlerin uygulanabileceği en uygun şehirlerden birisi olduğunu defalarca ifade ettik.” gibi söze girmiş;

Özetle,“ Üniversitelerimiz şehre görüş, proje sunmalı. SATSO ve tüm Odaların, Siyasi partilerin, Şehrin, Sivil Toplum Kuruluşlarının söyleyecekleri olmalı.

TCDD’ye ait Gar Hattı, Raylı Sistemlerle birçok ilçeye ve bölgeye planlanmalı.” sözleri önemli. Cemal Yaman geleceğin raylı sistem de olduğunu doğru görmüş.

Dörtyol ve 1.OSB…Hendek 2.OSB, Söğütlü 3.OSB, Ferizli 4.OSB, Kaynarca OSB’leri için Raylı ulaşım-taşıma- sistemleri uzun vadeli planda mutlaka olmalı.

Ki; Zonguldak Filyos’da yapılacak dev sanayi bölgesi ve Türkiye’nin en büyük limanlarından birisi için yıllar önce planlanan Karasu Demiryolu çürüyor.

AK Partiye 17 yıldır (aslında 25 yıl) inanılmaz oranda oy veren, Sakarya’nın hala bir Raylı Sistem Projesi bile yok! AK Parti için Sakarya cepte keklik gibi mi?

şehir, 15 yıldır AK Parti’nin Seçilen Genel ve Yerel Yönetenleri için neden hep,” Yetmez ama, evet!” dedi. Sakarya, Seçtikleri ile şimdi bence daha şanssız.

Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Başkanlığı daha 1 ay olmadı. O İmamoğlu bile, İstanbul için yeni Raylı Projeler hayal ederken;

“ İstanbul’a en modern Metro-Raylı Sistem araçları Adapazarı’nda yapılıyor.” der ve gurur duyarken, Sakaryalı Seçilmiş AK Partili Yönetenlerden tık var mı?

Konuş eleştir, çağdaş ve doğru şehircilik ve projeler iste Sakarya!

İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır’ın, Hendek Devlet Hastanesi’nin doktor-sağlık kadrosu eksikliği için Bakanlığa şahane bir soru önergesi vermiş.

Dikbayır’ın,” Sağlık hizmeti Devletin başlıca görevi. Bu kapsamda büyük yatırımlarla açılan şehir ve ilçe hastaneleri oldu.

Büyük paralar harcanarak kurulan Hendek Devlet Hastanesi’ndeki personel sıkıntısı ne zaman giderilecektir?

Sağlık Bakanlığı’nca Hendek Devlet Hastanesi’ne neden doktor ataması yapılmamaktadır?” soruları bence çok erdemli, düzeyli ve doğru.

Doktorların Hendek Devlet Hastanesi’nden ayrılması ile Başhekim Uzm. Dr. Sedat Aydın’ın döner sermaye yönetme anlayışı da öylesi düzeyli sorulmuş.

Bizim Sakarya Gazetesi bu soruları Hendek’li Gazeteci-Yazar kardeşimiz Orhan Topçu’dan ayrıntıları ile izliyor. Hendek, Orhan Topçu’nun değerini biliyordur.

Yusuf Cinal da, Hendek’i ayrıntılarıyla izleyen Orhan Topçu’yu köşe yazısına konuk etmeden geçmemiş. Yusuf’un her yazısı da ülkemizin fotoğrafı gibidir.

Cinal yıllardır Brüksel’de yaşıyor; ama Yusuf orayı da, burayı da tam yaşıyor. Brüksel’den bile Sakarya’yı tam yaşıyor, bizden daha da iyi izliyor.

Cinal, şu günlerde Sakarya’da iken keşke her gün yazabilse! Olsun, günlük tutar, yeni bir kitap gelebilir. Şehrini arayan, gezen, soran, yazan bireyler azaldı.

Yusuf Cinal dostuna giden, soran, arayan, izleyen, vatansever bir Öğretmen. Öğretmen ki; hep sorumlu, hep yazar, hep görevli. Öyle tanımaktan mutluyum!