Sevgili okurlar,
İnsan hayatı nedir ki, şurada göz kapayıncaya kadar, “bir varmış, bir yokmuş” tekerlemeleri arasında hayat sona eriyor!?..
Geriye dönüp baktığınızda “yaşanmışlıklar, tecrübeler, yapılan iyi, kötü” işler akla geliyor ve insan üzülmeden yapamıyor!
32 Yılım Sakarya’da geçmiş!..
Bu zaman dilimi içinde çocukluğumuz, öğrenciliğimiz, spor hayatımız ve sonra meslek hayatımız ve nihayet gazeteciliğimizi sorguladığımızda, hayatın güzel ve kötü yanlarını hatırlamamak olur mu?
Sakarya’da bulunduğum sırada,  iz bırakmış valilerden biri ile sohbette,” Yusuf Bey, Sakarya’dan ayrıldığınızın üzerinden tam 27 yıl geçmiş! Burada güzel anılarınız var muhakkak! Ancak adınızı duymak, burada iz bırakmanızı memnuniyetle müşahede ettim..Basın sektöründe sizi seven, sayan, adınızı zikreden birçok öğrenciniz, arkadaşınız olması örnek kişiliğiniz yansımasıdır” dedi..
Son derece memnun kaldım..
İnsanın yaşarken güzelliklerin, yüzüne söylenmesi, elbette memnuniyet verici..
Hala Sakarya’da  öğrencilik yıllarından arkadaşlarım var..
Temasımız asla kesilmedi..
Hala,  meşin yuvarlağın arkasından koştuğumuz büyük heyecanlar, coşkular yaşadığımız yılları, arkadaşlıkları unutmak olur mu?
Ne büyük vefadır, o spor arkadaşlığı..
Ve kutsal meslek öğretmenlik yıllarım..
Sıralarında dirsek çürüttüğümüz, kara tahta başında tebeşir tozları yuttuğumuz ve bizi mezun eden öğretmenlerimiz ile birlikte, eğitimin hizmetinde olduğumuz günler..
Ne günler?
Geri gelir mi?
Geç beyim!
***
Geleceği uzaklarda aradığım ve hayatımın yeni rotasını çizdiğim yıllar ise, bambaşka yıllar olarak gözümün önünden gelip geçiyor..
32 yaşında geldiğim Belçika’da, tanıklık ettiğim, bizzat katıldığım resmi, yarı resmi toplantılar, halk buluşmaları, “ milli çizgiler” için oluşturulan kalelerde nöbet tutuşlar, bayrağı alıp yürümeler, atılan nutuklar, çekilen fotoğraflar, yazılan haberler, tarihe not düşülen analizler ve bugünler…
Sevgili portre yazarı, basından öğrencim, edebiyatçı, gazeteci dostum Fahri Tuna ile başladığımız ve bir türlü bitiremediğimiz Yusuf Cinallı yıllar!..
Ah yıllar, ah!
Bir büyüğümüzün söylediği gibi,” insan hayatı, bir kapının açılıp, kapanması” gibi şey..
Gerçekten öyle!…
İşte bu bağlamda yaşımızda ortaya çıkıyor..
32 Yıl sılada, 33 yıl gurbette geçen yılların kısa özeti bu!
Geldik, gidiyoruz işte!

***
Sevgili okurlar,
Bu zaman dilimi içinde takdir edersiniz ki, gündemimizde “siyaset” var..O nedenle siyasete dair birkaç tespit ile yazımı noktalamak istiyorum..
Şu günlerde  yaşamımızın adeta bir parçası olan “sanal alemde” birbirinde güzel sözler, yorumlar, analizler yer alıyor..
Bir göz atalım mı?
***
“Yalan, yalancı ile yanlışı cahile sakın tartışma!
Çünkü yalancıya gerçeği, cahile doğruyu anlatamazsınız!!
Zuhal Kayhan/Belçika
***
“Masaya yumruğumuzu vurduk, doları 5 Liraya düşürdük”
Berak Albayrak/Türkiye
Ah be usta, iktidara geldiğinizde, dolar kaç liraydı acaba, bir arşive bakar mısınız?
***
“Ben kendimi bildim, bileli, birileri, birilerini ülkeden kovuyor..
-Komünistler Moskova’ya..
Başörtüsü ile okumak isteyenler Suudi Arabistan’a..
Dinciler, İran’a..
Kürtler, Kürtçüler Kürdistan’a/Kuzey Irak’a..
Oysa demokratik Türkiye hepimizi alır..
Mehmet Bekaroğlu/Siyasetçi
***
Amerika’yı keşfetmeye gerek yoktu, batıda parlamenter sistem nasıl tatbik ediliyor, bakmamız yeterli idi..
Niyet ülke yönetmek olmayınca, rejimi ileri götüreceklerine geri götürdüler!
İzzet Kötükoğlu
***
Mevlüt Çavuşoğlu’nun yeğeni sınavda sonuncu olmasına rağmen atanalı ve KPSS birincisi eleneli birkaç ay; Erdoğan atanamamış öğretmenlere “ sınavdan sınava koşmaya devam edin” diyeli birkaç saat oldu!
Rumuz Kaç saat oldu
***
“Cumhur ittifakı” diye bir şey yoktur!..İstikbali düşündükçe titreyenlerin, uzatmaları oynamak için umutsuzca çabalaması vardır!..
2015 Seçim yılında iki tarafın birbirlerine neler söylediği hatırlanırsa, ittifak olmadığı, bu beraberliğin geçici çıkar ilişkisini aşmadığı anlaşılır!
Uygur Kayhan/İstanbul
-Yani “beka” dedikleri hikaye!?
***
-Binlerce polis..
-Havada helikopterler..
-Jammerler..
-Binalarda keskin nişancılar..
-Yollar kapalı..
-Omuzdan atılan füze silahları..
-Özel harekat timleri..
-Zırhla araçlar..
-Sahil güvenlik gemileri..
-Burası Afrin veya Münbiç değil, Erdoğan’ın yüzde 75  oy aldığı memleketi Rize! Korku böyle bir şey!
Rumuz: Karadeniz Che
***
Bakın teyzelerim ne diyor?
Patlıcan terörist, pazarcı terörist. böyle bir şey olur mu?
Yaşım 73 böyle bir şey görmedim!.
Bir Cumhurbaşkanı habire konuşur mu?
Hep kendine yonttu.
Oğlu, damadı, gemicikler, uçaklar, bizi pazarda döndürüyor!..
Gürsel Tekin/İstanbul
***
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı ve AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Kasım Gülpınar’dan skandal  sözler:
“Erdoğan’a oy vermek, imanın gereği, Allah size hiçbir hesap sormayacak”
Sözcü Gazetesi
***
Çavuşoğlu, CHP; TİKKO, DHKP-C, PKK, FETO ve Esad ile ittifak içinde..
BirGün Gazetesi
-Desenize memleketin yarısı terörist?
***
Kıbrıs’a bağımsızlığını kazandıran barış harekatını CHP gerçekleştirmesine rağmen, CHP’yi Kıbrıslı Rumlarla birlikte hareket etmekle suçlamak akıl tutulmasıdır..
Siyasi tükenmişliktir..
Vel Ağbaba
***
İstanbul’da 581 bin hanenin suyu kesik!
Soruyorum ahalinin keyfi yerinde ve ekonomik kriz yok ise, sadece İstanbul’da 581 bin hanenin suyu neden kesik?
Kesinti halkın su parasını ödeyememesinden..
581 Bin hane ki, bu 3 Milyon nüfustur ve onlar şu an susuz..
Susuzluk iktidara fatura çıkacak..
Sebahattin Önkibar/Gazete-Yazar
***
Zeybekçi, 2050 ‘nün Türkiye’sini, haremlik-selamlık oturtulan gençlere anlattı!..
BirGün Gazetesi

***
Ve son olarak Akyazı’dan hemşerim, dostum, meslektaşım bir vatansever Kenan Certel soruyor:
-İzci ocakları neden kapatıldı?
Ah be  ustam, şu yukarıdakileri okuduktan sonra neden kapatıldığını anlamak zor değil..
Bizim işimiz bilgilendirmek, haberdar etmek ve tarihe notlar düşmek..
Anlayan elbette “lep” demeden anladı, anlamayanlara ne sözümüz ola ki?
Esen kalınız!