Bakanlar Kurulu çatı güneş panellerinden alınan vergiyi sıfırlamış. Daha önce de, konulmuş kimi vergiler kaldırılmış. Sadece 100 dolarlık başvuru ücreti varmış.

Dünya, Küresel Isınma için Çevre alarmları veriyor. Güneş önemsenen bir gerçek. Enerjide kullanımı Küresel Isınmaya da küçük bir çözüm olabilir.

Elektrik enerjisi sanayinin her kesimi için zaten hayattır. Yerleşimler, çalışma alanları, şehir aydınlatmaları gibi, çok şey elektrik enerjisine bağımlı.

Tüm dünyanın Güneş Enerjisi’ne yönelmesi de gerekeni anlatıyor. Sakarya da kuşkusuz güneş teknolojisine yönelmekte yavaş kalmayacaktır.       

                                                                 **

Amerika Kaliforniya eyaleti 2020 yılında, yapılacak tüm müstakil evlerde ve apartman dairelerinde güneş enerjisi panelleri kullanmayı zorunlu kılacakmış.                                                          

   “ Güneş Enerjisi Teknolojisi’nde, ülkede ve Sakarya’da en hızlı gelişen biz olalım. İlk yola çıkan parsanın büyüğünü kapar!” diyecek firmamızı alkışlarız.  

Üstelik, şu gün moral olacak müjdelere çok ihtiyaç duyuyoruz. İnşaat sektörü ucu belirsiz bir bekleyişe girdi. Kimi sektörler de gard alma hesabında.

                                                                    **

SAÜ, SATSO, OSB’ler veya Belediyeler,( ama varsa ) bir Güneş Enerjisi Projesi başlatmayı kotarsa! Bu, yabancıya ödenmeyecek döviz müjdesi gibi de gelir.   

İşi bilenler,“ Çatılara güneş panelleri kursak, Türkiye 19 gigavat enerji üretir. Bu 3 Nükleer Enerji Santralinin, Akkuyu, Sinop, İğneada’nın üreteceği 13,7 GW’dan bile büyük bir enerjidir.” diyorsa, düşünelim.

Tabii, teknoloji-bilim-finans, yatırım güveni önemli.  Yatırım ortaklığı güvenli ortama muhtaçtır. İzin veren Yapana; Yapan da İzni verene güven duymalı. 

                                             SAKARYALI YEREL ÜRETİCİLER;

                                           VE YEREL MARKETLER BİZİMDİR !

“ Herkes alışverişi kessin…Çarşılara çıkmayın, para harcamayın…Çarşı Pazar para kazanmasın !..Çarşı Pazar önünüzde diz çöksün!” diyenlerden olamam.

Ama, hesabımı bilirim, borçla onurlu yaşayamam. Kredi bile alsam, garanti ödeyebileceğim kadarını alırım. Kredi almadım, ama aklım böyle diyor.

Alışverişimi, en yapabildiğim kadar zorlayarak, Mahalle Bakkalımdan yaparım. Sakaryalı Yerli Büyük marketleri, bilerek düşünerek tercih ederim.

Alışverişimde iş yerinin siyasi tercihi önceliğim olmaz. Ya, nasıl olabilir ki, genç yaştan beri aile dostum olan tüm Şehirli Dostlarım muhafazakar kesimdir.

Bizim 50 yıldır birlikte spor yaptığımız arkadaş gurubunda bir tane solcu gösteren olamaz. Ama, “ Ben, Sosyal VE Demokratım “ diye yıllardır yazarım.

                                                                 **

Bütün arkadaşlarım, benden çok daha Sosyal’dir, Demokrat’tır. Bir tek siyasi tartışmasız 50 yıl süren bir kardeşlik vardır. Kibirsiz, israfsız, haramsız…

Hemen hepsi çocukluklarından beri bildikleri şehir esnafından alışveriş eder.

Uzunçarşı da, tüm çarşılarımızda; Atatürk ve Karaağaç bulvarlarında, Çark ve Ankara gibi şehrimiz caddelerinde, bir tek şehir esnafı mekanını kaybetse hayatımızdan bir sayfa kapanır gibidir.

Şehir-Şehirli Hayatı, alışverişle Yabancı AVM Zincirlerini Karun etmek olamaz.

Hiç biri, hesap kapıda kasa da ödenirken, paran çıkışmazsa, senin çoluk çocuğuna, “ Yenge-Abla, olsun. Biz Abimden 2 lirayı bi’dakinde alırız!” demez.

                                                                  **

Ailece; Yerel dükkanı-marketi seçiyoruz. Hatta, gecenin 22.00’sinde, “ Hasan Abi, yeni sağılmış sıcak süt geldi! Yumurta da getirdiler!” diyene O saatte kalkar gider, teşekkür de ederim… Ben O kapılarımı asla kapatmam !

                                                 “ KENDİMDEN BAŞKASINI

                                         DÜŞÜNÜYORSAM NAMERDİM : -) “

Bu sözü eden Milletvekili Adayımızı uzun yıllar önce duyduğumda, söze de, kendisine de çok şaşırmıştım : -)

Çünkü ilk kez bir siyasi kardeşimiz, dümdüz senden ve toplumdan beklentisini açık, gizlisiz saklısız söylüyordu.

                                                               **

Siyaset yapan herkese arkamı kolay dönebileceğim günü görmek isterim. Hinlik, benim duymak istediğimi söylemesin, yanıltmasın yeter.

Yönetmeye geldiklerinde yapacaklarını hiç kimse bilmez, bilemiyor. Çünkü, bir gün Yöneten konumuna geleceklerini kendileri de bilmiyor, hazır değiller.

Ülkemizde de, Sakarya’da da; hiçbir siyasetin 5-10-25-50 yıllık planlama ve proje yapma anlayışı yoktur. Yöneten olduklarında da 5-10 yıl yel gibi geçer.

Başlıktaki, “ Kendimden başkasını düşünüyorsam namerdim !” sözü çok kişiyi sinirlendirir. Ama, gerçek de hemen hemen tam da öyledir.

                                                             **    

Siyasetin, şöhret ve makamın, hatta şirketlerin-servetlerin, imrenilen tüm zirvelerin bittiği gün; sahip olduğu itibarların biteceği de kesindir.                                                               

Siyaset Tarihi’nde çok örnekleri vardır. Boşuna mı, “ Sultan Süleyman’a da kalmadı dünya !” denmiş. Ders alan mahcubiyetle yaşamaz.

Bilir ki; evindeki ( her ) yangına ilkin koşacak olan kapı-mahalle komşusudur.

Ne olursan ol; aileni, komşunu, mahalleni, köyünü, şehrini; Ülkeni samimi sevgi, saygıdan uzak tutma. Hayatının hiçbir alanına Ayrımcılığı sokma.

 Siyaset ve İktidar bir gün biter. Son 60-70 yılda yaşananları yaşlılar anlatsın. Kardeşliği, kucaklaşmayı, imeceyi, üretmeyi bilen halk huzuru çok hak eder.