Sevgili okurlar,
Sakarya için hayati konulardan birini teşkil eden “Tank Palet Fabrikası”nın özelleştirilme kapsamında, bildik yandaş işadamlarından birine sunulması ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz.
Yine Bizim Sakarya Gazetesi manşetindeki şu habere dikkatinize çekmek istiyorum:
“Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı Sakarya'daki 1. Ana Bakım Fabrikası özelleştirme kapsamına alındı.
Tesisin, Cumhurbaşkanlığı kararıyla özelleştirme kapsamına alınmasının nedeninin 250 Altay ana muharebe tankının seri üretimiyle ilgili olduğu öğrenildi. Özelleştirme işlemleri 31 Aralık 2019 tarihinde tamamlanacak ve işletme hakkı 25 yıl olacak. Ankara'da 9 Kasım'da Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile BMC şirketi arasında Altay tankının seri üretim sözleşmesi imzalanmıştı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın modern ana muharebe tankı ihtiyacının karşılanması amacıyla başlatılan "Altay Ana Muharebe Tankı Projesi" kapsamında 250 tank üretilecek. Ana yüklenici olarak BMC firması ile imzalanan projede ASELSAN, ROKETSAN ve MKEK başta olmak üzere birçok savunma sanayi firması da alt yüklenici olarak görev yapacak. Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında Cumhurbaşkanlığı kararıyla özelleştirme kapsamına alınan 1 milyon 804 bin 131 metrekare yüzölçümlü taşınmaz ile üzerinde bulunan 1. Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü işletimindeki mal ve hizmet üretim birimlerinin (Fabrika), Altay tankı projesi kapsamında özelleştirme kapsamına alındığı öğrenildi.”
Şimdi işin aslı buradan daha iyi anlaşılıyor. Meşhur “Altay tankı” ile ilgili gelişmeleri, siyaseti ve ekonomiyi yakından takip edenler iyi biliyor..
Bu “Altay tankı” projesi ve gerçeği 7 yıldır ülkenin gündeminde bulunuyor..
Bugüne kadar, neden bekletilmiş ki?
Evet, bu “Altay tankı” projesi, neden, bu fabrika mühendisi, işçisi ve yöneticisine teslim edilmemiş ki?
Neyi ve kimi beklediler sahi?
Bu soruları, her Sakaryalı gibi, her vatan evladının sorma hakkı var..
Mesele, yukarıdaki haber içeriğinden iyice anlaşılıyor..
Hani halk dilinde bir söz vardır;
” Perşembenin gelişi, çarşambadan belli olur” diye..
Aynen öyle!..
Neyin, kim için yapıldığı açık ve aleni ortada!..
Artık hiçbir şeyi gizlemiyorlar ki?
Maşallah, her şeyi Ankara biliyor!
Bu durumu görmemek, suskun kalmak, kör ve sağır hale bürünmek, bu devri yaşayan bizlere yakışmaz!..
Korkak ve pısırıklık ise, bizim ruhumuzda yok!
Söylenmesi gerekenleri söyleyeceğiz..Ama söylenecek, sahiplenecek konuda,” birliktelik” şart!
Bakınız Gar Meydanı önündeki miting, bir başka düşünce fotoğrafı hakkında, daha net bilgiler içeriyor..
Yine Bizim Sakarya Gazetesi sayfalarından okuyoruz:
“Türk-İş İl Temsilcisi Cemal Yaman ve Harb-İş Şube Başkanı Yaşar Yavuz’un ev sahipliğinde düzenlenen mitinge; CHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ile İl Başkanı Erdoğan Isır, MHP Grup Başkanvekili ve Sakarya Milletvekili M. Levent Bülbül ile İl Başkanı Ahmet Ziya Akar, İYİ Parti Milletvekili Ümit Dikbayır ile İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan, siyasi partilerin yöneticileri, Türk-İş’e bağlı sendikaların il temsilcileri, çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.”
Peki, diğer kesim nerede?
Diğer kesimden kastım, iktidar temsilcileri!
Evet, AK Parti Sakarya milletvekili, belediye başkan, belediye başkan adayları, yöneticiler, AK Parti’ye gönül vermiş vatandaşlar, sizler neredesiniz?
Sakarya’nın değerleri, zenginlikleri satılsın mı?
Birilerine bu zenginlikler yok pahasına peş-keş çekilsin mi?
Sizler, Sakarya’nın 1954 Yılında nasıl il olduğunu, bunun için ne mücadeleler verildiğini bilir misiniz?
Sakarya’yı, Sakarya yapan ve bugün ahrete uğurladığımız ve de halen hayatta olanlar, Sakarya’nın ihya edilmesinde, ne fedakarlıklarda bulunduğunu ve bu fabrikaların halkın büyük özveri ve arzusu ile gerçekleştirildiğini unutmamalıyız!
Bu zenginlikler, fabrikalar gökten zembille indirilmedi!
Burada, bu topraklarda kök salan insanlarımızın alın teri, emeği, geleceği var..
Bu fabrikalar halkındır..
Halkın da bu fabrikalara, zenginliklere sahip çıkması, alanlara inmesi doğaldır..
Herkes, yasalar çerçevesinde, sözünü söyleyebilmelidir!
Ama konu “Sakarya” olduğunda, Sakarya’ya bir çivi bile çakmayanlar, fabrikaların, zenginliklerin hovardaca satılması karşısında kayıtsız, sessiz kalabilmektedirler!
Ne acı bir durum!
İşte vatandaş, siyasi temsilcileri ile alana indi!
Ne oldu?
Üzerlerine de “Sarı Yelek” yoktu!
Ama yüreklerinde “Yeşil-Siyah” Sakarya’nın renkleri vardı..
Hep birlikte Gar Meydanı’ndan haykırdılar..
“Satamazsınız” nidaları göklerde yankılandı, ellerindeki pankartlardaki sloganlar, yüreklere kazındı..
“Satamazsınız!”
Ben, taa Brüksel’den bu sesi duydum..
Bu ses, Brüksel ve Paris sokaklarında yükselen ses ile benzerlik taşıyor.. Onlarda bu özelleştirmelere, kararnamelere karşı tepki seli oluşturmadılar mı?
Siyasete, siyasetin beceriksizliğine karşı, topyekûn birliktelik oluşturup harekete geçmediler mi?
Ey Adapazarı, Serdivan, Erenler, Akyazı, Hendek, Geyve, Karasu ve diğer ilçelerde oturanlar, bu satış konusu sizleri ilgilendirmiyor mu?
Sakarya’nın zenginlikleri satılıyor neredesiniz?
Söyleyecek, bir iki kelime sözünüz de mi yok?
Vay be,”Acelle, Karagöl..” yaylalarında uykuda benliğim!
Haydi alanlara inmeye cesaretiniz yok, bir iki kelime söyleyecek mecaliniz de mi yok!?
Evet, satıyorlar, Sakarya’nın, dolayısıyla ülkenin zenginlikleri satılıyor..
Hani o, her Sakarya’ya gelişinde o şiiri okuyanlar, “ Kıvrım, kıvrım akar ya, ayağa kalk Sakarya” diyenler?
Sakarya, Sakaryalı tarihi bir sınav veriyor..
Siyasetçisi ile iş adamı ile esnafı ile işçisi ile gazetecisi ile..
Evet, bugün tarihe notlar düşme günü..
Ey halkım, Sakarya’nın zenginlikleri satılıyor, neredesin?
Haydi, bugün korkunu, endişeni, kaygını anladık, bari 31 Mart 2018 tarihinde, sandık başına gittiğinde, özgür iradenle son sözünü söylemeyi unutma!
Söylemezsen de, bizim sözümüz belli:
-Geçmiş olsun Sakarya!
Ne kolaycılık değil mi?
Necip Fazıl Kısakürek’in dizelerindeki gibi;
” Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!“
O büyük deprem sonrası, Sakarya’yı terk etmeyeceğiz” diyenler?
Sahi siz neredesiniz?
“Millet Çay Bahçeleri”nde misket mi yuvarlıyorsunuz?
Geçmiş olsun Sakarya!