Son günlerde, ‘Sandalyede oturarak namaz kalınır/kılınmaz’ tartışmaları devam ederken ben, farklı bir konuyu gündeme getirmeye çalışacağım. Bu farklı konu da, camilerin engellilerin ibadet etmelerine ne kadar uygun olup olmadığıyla ilgili. Sakarya’da bin 290 cami var. Bu camilerin büyük çoğunluğu Adapazarı’nda. Adapazarı’ndaki camilerin yüzde 95’i, engellilerin ibadet etmesine uygun değil. Diğer ilçelerdeki camilerinse, yüzde 98’i bu uygunlukta değil.

**

Olaya bu pencereden baktığımızda Diyanet, engellilere adeta, ‘Camiye gelmeyin’ diyor. Engellilere, camiler engel yani. Camileri genellikle cami yaptırma dernekleri yaptırdığı için inşaatlar belli normdan uzak başlıyor ve camiler bu eksiklikle tamamlanıyor. Efendim caminin altı dükkan olacakmış. Nedense bu dükkan şartı. Dükkanı yap ama engellilerin de ibadet etme hakkını unutma. Şöyle de bir yanlış mantık var, ‘İşte camimizin girişine engelli rampası yaptık. Daha ne yapalım?’ Cami girişine bir engelli rampası yapmakla sorun çözüldü sanılıyor.

**

Ki, o rampalarda eğim açısından normal değil. Hemen hemen tamamı, bir engellinin arabasıyla çıkamayacak kadar dik. ‘Cami girişine engelli rampası yaptık, daha ne yapalım?’ diyenler için yazıyorum; Engelli rampası yapmak yeterli mi acaba? Camiye gelen bir engelli, hangi engelli tuvaletinde ihtiyacını giderecek? Hangi engelli şadırvanında/çeşmesinde abdest alacak? Yani, sadece rampa yapmakla iş bitmiyor. Mesela, büyük girişimlerle yaptırılan Tozlu Cami var. Bu cami daha yeni yapıldı. Mimarı da bu işleri bilen yüksek mimar. Buna rağmen, caminin engelli rampası yeterli değil. Engelliler, bu caminin rampasından engelli araçlarıyla çıkamadıklarını belirtiyorlar. Çıksa ne olur, engelliler için ne tuvaleti var, ne de şadırvan veya çeşmesi.

**

Mesela, Büyükşehir Belediyesi daha bir yıl önce Yenikent Yolu üzerine bir cami yaptırdı. Cami, son derece modern ama çevredeki engelliler, yukarıda saydığım sebeplerden ötürü bu camiye gidemiyor. Mesela, bir Güllük Cami var. Namazında niyazında kaç engelli vatandaşımızla konuştuysam, hepsinin ortak olarak ‘örnek’ gösterdikleri camidir Güllük Cami. Engelli rampasından, engelli tuvalet ve çeşmesine, hatta namaz kılınacak bölgesine kadar her şeyiyle örnek bir cami. Bunu Güllük Cami başardıysa, diğer camiler neden başaramıyor acaba?

**

On-on beş yıl önce yapılarak, ibadete açılmış bir caminin dernek başkanına, ‘Neden yaptırdığınız caminin engelli rampası yok?’ diye bir soru sordum. Aldığım cevap karşısında düşüp bayılacaktım. Bana aynen şu cevabı verdi, ‘Bizim buralarda engelli yok ki!’ Yanlış mantık işte bu mantık. Oralarda engelli vardır ama cami engellilere engelli olduğu için engelli gelmiyordur. Hadi diyelim ki, o bölgede engelli yok. Peki, bu yarın/öbür gün olmayacak anlamında mı? Dolayısıyla, gerek Diyanet İşleri Başkanlığı, gerek onun illerdeki temsilcisi olan Müftülükler, bu konuya nedense hep Fransız!

**

Camili Resmi Daireler Kampüsü’nün hemen yanında dört-beş katlı, altında kesinlikle marketler ve işyerleri olacak olan dev bir cami yaptırılıyor. Adı; Şeyh Edebali Camisi. Çok merak ediyorum; milyonlarca lira harcanan, ‘Aynı anda on bin kişinin namaz kılacağı’ iddia edilen bu cami engelli dostu olacak mı acaba? Yani, normlara uygun engelli rampaları, engelli tuvaletleri, engelli şadırvan/çeşmesi, engellinin namaz kılabileceği özel bölümü olacak mı? Velhasıl kelam; Camilerimiz maalesef, engelliler için engelli!..

**

Önceki gün on-on iki kişilik bir arkadaş grubuyla çay sohbetindeydik. Birkaçıyla o akşam orada tanıştım. Orada tanıştığımı söylediğim birkaç çay dostundan biri engelliydi. Kalkarken ellerimden tuttu, ‘Camiye gidemiyoruz. Lütfen camiler için bir yazı yazın’ deyince, bu yazı aklıma geldi. Belki birileri bu defa okur!