Cumhuriyet Halk Partisi’nin Anayasa Mahkemesi’ne(AYM) yaptığı başvuru sonucu, dershanelerin kaldırılmasını düzenleyen kanun hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.  AYM'nin kararıyla 1 Eylül itibarıyla kapanması öngörülen dershaneler, eğitim hizmeti vermeye devam edecek…

AYM’nin gerekçeli kararı yarın açıklanacak. Gerekçeli kararın açıklanması ile de 2014 Mart ayında  226 oyla TBMM’de yasalaşan dershanelerin kaldırılması kanunu, resmen iptal edilmiş olacak.

2014 Mart ayından bugüne gelinen süreçte ne oldu? Hemen hemen bütün dershaneler özel okula dönüşüm için başvurdu. Birçoğu özel okul faaliyetlerine başladı, hatta kayıt bile aldı. Bir dershanenin özel olukla dönüşümünün maliyetini ne kadar bilmiyorum ama, bir öğrencinin özel okula kaydı ortalama 15 bin TL…

Dershanelerin kaldırılması ile dar gelirli ailelerin çocuklarının da üniversite hayalleri noktalanmıştı. Dar gelirli aile bir şekilde ortalama 3 bin TL olan dershane ücretini karşılayabiliyordu. Ancak ortalama 15 bir TL olan özel okulların ücretini karşılamaya  gücü yetmedi. İlla üniversite diyen çocuklarını kıramayan, çocuklarının geride kalmasını istemeyen aileler ise kredi yükü altına girdi. Bankalara borçlandı.

Türkiye’de eğitime erişim sorunu, fırsat eşitliği sorunu, eğitimde özellikle nitelik sorunu orta yerde dururken, apar topar bir kararla dershaneleri kaldırarak ailelere daha büyük bir külfetin üstüne yüklendi. Eğitim tam bir kaos ortamına dönüştü.

Dershanelerin kapatılması bir ihtiyaçmıydı da kapandı? Hangi mantıkla niçin kapandı? Değişim ve dönüşümler ihtiyaçlardan kaynaklanır. Bu değişim ve dönüşüme gerçekten ihtiyaç var mıydı?  Eğitim sisteminin birikmiş, kangrenleşmiş bir çok sorunu varken, hedef neden dershaneler oldu? Bu tamamen bir siyasi iç çekişmeydi. Hükümet, cemaat çatışmasının bir sonucu. 45 yıla varan dershanecilik faaliyetleri bir siyasi çekişme sonucu ülkenin eğitim sistemine ağır bir darbe vurdu.

Bugün dershaneye gitmeyen bir çocuğun, üniversite kazanması adeta bir mucize. Siz devlet okullarınızda çocuklara üniversiteyi kazanacak bir eğitim vermiş olsaydınız, zaten veli çocuğunu dershaneye gönderme ihtiyacı duymazdı? Her iki yılda bir değişen Milli Eğitim Bakanı ile bu ülkenin eğitim sistemi yeterince bozuluyor zaten. Her gelen bakan, bir öncesinin getirdiği sistemi beğenmeyip, bir başka sistem uygulamaya sokuyor? Yok 4+4+4,  yok bir uygulamaya konulup, bir kaldırılan LGS, YGS…  Eğitim sistemini takip edemez olduk artık. Bu sistemin başına adam gibi bir bakan koyun da artık, dönme dolaba çevirdiğiniz kafamız bir yerinde dursun.

AYM’nin yarın açıklayacağı Dershanelerin Kaldırılmasını iptal eden gerekçeli kararının ardından,  Milli Eğitim Bakanı Nebi Avcı’nın tasını tarağını toplayıp, istifa etmesi eğitime yapacağı en büyük katkı olur. İstifasının yanında birde dershane sahipleri ve mağdur ettiği çocuk ve velilerinden özür dilemeli. Peki istifa ve bir özürle iş biter mi? Bitmez…

Dershanelerini milyarlarca lira para harcayıp özel okula dönüştüren eğitim kurumlarına, hadi olmadı okullarınızı yeniden dershaneye çevirin mi diyeceksiniz? Bu yıl için birçoğu kayık bile aldı. Bu kayıtlar ne olacak? Birçok veli çocuğunun geri kalmasını istemeyip, üniversiteye iyi hazırlanması için bankalardan kredi çekip, çocuklarını bu okullara kayıt yaptırdı. Çocuğunun 3 bin liraya dershanede alacağı eğitime, özel okul adı altında 15 bin lira para ödedi. Bu paralar nasıl tahsil edilecek? Şimdi hepsi tutup uğradıkları zararın faturasını Milli Eğitim Bakanlığı’na kesip, davamı açsın?

Siyasi, ideolojik, tek taraflı düşünceler bir kenara bırakılarak, en başta öğrenciler ve çocukları için en büyük kaygıyı taşıyan veliler düşünülerek, sistem üzerinde bir düzenlemeye gidilmelidir.