Geçtiğimiz hafta gazetemizin manşetine Erenler’de kentsel dönüşüm projesi kapsamında yapılan 5 katlı evleri, ‘Çifte standart’ başlığıyla taşıdık.

Bu haberde Sakarya’da somut örneğiyle karşımıza çıkan bir çarpıklığı anlatmaya çalıştık.

Artık herkesin kabul ettiği bir durum var; kimse yüksek katlı yapılamaz demiyor.

Yüksek katlı bina yapılamaz demek mühendisliği ve bilimi hiçe saymak demektir.

Ancak; şehirde 10 metre yüksekliğinde 3 katlı binalara izin verilmesi gibi bir gerçek var.

Kural bu.

Bugün ev yapmak isteyen bu kurallara harfiyen uymak zorunda ki; uyacak!

Devlet konut yaptığı zaman istediği yere istediği kadar kat izni verebiliyor.

Bunun elbette haklı gerekçeleri, kanuni düzenlemeleri var.

Peki devlete serbest olan bu uygulama neden vatandaşa yasak?

Vatandaş projesiyle gelse yüksek kat nizam ve kurallarına uysa olmaz mı?

Şehir estetiği ve kuralları gereği vatandaşa izin yokken, bu kuralı devlet nasıl çiğner?

Bunun cevabını bu şehri yönetenler bile veremiyor.

Sorduğunuzda; “Yüksek kat iznini bakanlık veriyor, bizle alakası yok” deniyor.

İşte sizce de bir çarpıklık yok mu?

Yapın 5-10-15 kat. Ona mühendisler ve işin uzmanları karar verir.

Maliyet hesaplamaları, zemin çalışmaları ona göre yapılır.

Bizim sorduğumuz bir soru var!

Vatandaşa yasak olan, devlete neden serbest?

Benim aklıma tek bir şey geliyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kentsel Dönüşüm projesi kapsamında yapılması planlanan konutların sondaj ve gerekli çalışmalarının tamamlanması sonrasında kat kararını veriyor.

Zemine göre bir karar veriyor yani.

Devlet sonuçta..

Yüksek katlı binalar başladıktan sonra bakanlık yerel yönetimlerin dışında bu alanları konutları tek tek inceliyor.

Dönüşüm binalarının sağlam olması gerekiyor.

Bu binaların çok yüksek maliyetlerle inşa edildiği söyleniyor.

Buraya kadar tamam..

Peki, bir vatandaş Bakanlığın şart koyduğu bütün müeyyideleri yerine getirse istediği katı yapabiliyor mu?

Hayır çünkü Sakarya’da kat sınırı 3.

Demek ki devlet vatandaşına güvenmiyor. Ya da devlet yapınca sağlam yapıyor.

Ama merak ettiğim tek bir şey var!

Camiye helal olan, cemaate niye haram?

 

 Tahammül ve saygı 

Şehir içi trafik; son yıllarda Sakarya’nın kabusu oldu.

Adnan Menderes Caddesi, Sakarya Caddesi, Yeni Cami, Atatürk Bulvarı, Donatım, Çark Caddesi, Ankara Caddesi, Sedat Kırtetepe Caddesi başta olmak üzere her yerde bir felç olmuş alanlar var.

Trafik bizim için artık bir kabus oldu.

Küçücük Adapazarı’nda bu kabusu anlatana, “İşine geç kalan mı var” diye cevap veren garip zihniyetlerde var.

Şehrin planlama sorununun yanında, bilinçsiz sürücüler bence en büyük kabahatli.

Bu zamana kadar trafik akışının gereği kadar düzene alınamadığını savunurdum.

Ulaşım Koordinasyonunun başındaki isimlerin hatalarını dile getirirdim.

Artık bu fikrim değişti.

Bizim insanlarımızın mantıklarını değiştirmemiz gerekiyor.

Nerden çıktı diyenler olabilir.

Şehirde istediği yere aracını park eden, dörtlüyü yakıp çift sıra otopark yapanlar, sinyalizasyona, kaldırıma, dükkan önüne, yola bilinçsizce aracını park edenler var.

Trafikte trafiği allak bullak edenler var.

Büyükşehir Belediyesine bir tavsiyem var.

Atatürk Bulvarı üzerinde araç trafiğine çeki düzen vermek istiyorlarsa; esnafın mal indirme saatleri hariç ücretli dahil hiçbir şekilde parka izin verilmemelidir.

Şehrin merkezinde insafsızca bana göre denetimler yapılmalıdır.

Bu şehrin gürültüsü, trafiği artık hiç çekilmiyor.

İnsanların artık birbirine tahammülleri yok.

Tahammül, saygı ve bilinç olmadığı sürece karmaşa ve kavga hep edecek.

 

 Gönlünün sesine kulak ver! 

Yıl 2009..

Zeki Toçoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Bir ramazan akşamı Kent Meydanında kendisine soru sordum.

Adnan Menderes Caddesine yapılan halk tabiriyle battı çıktının ne olacağıydı?

Çünkü o zamanlar sürekli kazalar oluyor, belediye bölgede milyonlarca lira harcayarak sürekli bir şeyler yapıyordu.

O bölgede 70’e yakın işyeri kapandı.

Halen kapanıyor.

Şehrin ikinci Çark Caddesi bir battı çıktıya heba edildi.

Uzatmayalım..

Çaylarımızı yudumlardan Başkan şöyle dedi;  “Benim gönlüm doldur gitsin diyor. Ancak oraya harcanan bir para var. Bu para kamunun”

O dönem bunu haberleştirdim.

6 yıl oldu.

Battı çıktıya artık para harcanmıyor ama çevrenin gelişimine büyük oranda halen engel oluyor.

Herkes o caddenin eski haline gelmesini istiyor.

O bölgede bulunan galericiler kalktığında bence süratle gelişim başlayacak.

Bunlarında göz önüne alınarak battı çıktının tarihe gömülmesi ne güzel olur.

Siyasetçiler bu konuda hiç potaya girmiyor.

Halkın görüşlerine önem veren Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu keşke o bölgeyle alakalı bir öneri oluştursa; tartışmaya açılsa, ya da anket yapılsa…

Tamam orada bir devlet parası var.

Orayla ilgili bir karar almakla projeyi uygulayan eski Başkan Aziz Duran’ı zor duruma düşürmüş olmazsınız.

Zararın neresinden dönülse kardır.

Şehrin yayılması için 2’nci çark caddesi orada bekliyor.

Takdir sizin..