Büyükşehir Belediyesi depremin üzerinden geçen 16 yılın sonunda nihayet Afet Koordinasyon  Merkezi Projesi için düğmeye bastı. Her ne kadar geç kalınmış bir proje olsa da en azından yeni bir deprem yaşanmadan projenin hayata geçirilmesi bile alkışlanır. Dileğimiz Rabbim bir daha o günleri bize yaşatmaması.

Ancak fay hattı üzerinde kurulu bir şehir olarak bu gerçekle de yaşamak zorundayız. Bugün olmasa yarın yine o korkunç felaketle yeniden yüzleşeceğiz, bu kaçınılmaz. Ama en azından hazırlıklı olmak, bu afetten en az yara alarak kurtulmak, kurtulduğumuzda da yaşamımızı sağlıklı bir şekilde sürdürmek için kullanacağımız bir alanın bulunması tabi ki birçok şeyin üstesinden daha çabuk bir şekilde gelmemize büyük destek olacak.

O nedenle Afet Koordinasyon Merkezi neredeyse her 30 yılda bir ağır depremler yaşamış bu şehir için büyük önem taşıyor.

6 gün sonra yaşadığımız o büyük acıların 16. Yıldönümü. O gün kaybettiklerimizin acılarını kat kat yeniden yaşarken, yaşadığımız o inanılmaz zor günler bir film şeridi gibi geçecek gözlerimizin önünden.  Hiçbir şekilde hazır olmadığımız deprem ile dünyamız adeta başımıza yıkılmıştı. Kimimiz enkaz altında kalan canlarımızı kurtarmaya çalıştık, kimimiz yakınlarımızı aramak için yollara düştük. Cep telefonuyla yeni yeni tanıştığımız yıllardı. Bu gün ki gibi 10 yaşındaki çocuğun elinde olan cep telefonu, o günlerde iş adamları yada zengin kişilerin elinde vardı. O nedenle telefonla yakınlarına ulaşmak diye bir lüksünde yoktu.

Çaresizdin, nereye gideceğini, ne yapacağını bilemiyordun. Çünkü bu durumlarda başvuracağın bir yer yoktu.  Enkaz altında bir yakının kalmış, kime ulaşıp yardım isteyebilirsin?  Veya barınmak için çadır, yatak, yiyecek, içecek? Hastaneler hasar görmüş, sağlık hizmeti alacağın yer yok. Yaralılar hastane bahçelerin de yerlerde, doğru dürüst sağlık çalışanı ortada yok. Herkes kendi derdine düşmüş. Krizi yönetecek bir tek yetkili yok. Dış dünya ile iletişimin kopuk. Hatta öyle kopuk ki, Adapazarı’nda deprem olduğu bir gün sonra haberlerde yer aldı. İlk gün Türkiye Adapazarı’nda deprem olduğunu bile bilmiyordu. Depremin merkez üssü Kocaeli Gölcük’tü ve deprem Kocaeli’nde yaşandı sanıldı. Oysa Adapazarı’nın kaybı Kocaeli’nden daha ağırdı. Adapazarı merkezi dümdüz olmuş. Taş üstünde taş kalmamıştı…

Günler sonra bu günkü Kent Meydanı’nda,  yer alan eski valilik binası yanında çadır içerisinde bir kriz merkezi  oluşturuldu. Ancak bu krizin nasıl yönetileceğini bilen kimse yoktu.  Dönemin Valisi Yener Rakıcıoğlu yaşadığı deprem psikolojisi ile krizi yönetmesi mümkün değil, adeta ruh gibi ne yapacağını bilmez vaziyette. Sadece bedenen orada.   Valilik önü ana baba günü. Kriz merkezine oturtulan iki memurun birlerce kişi ile baş etmesi mümkün değil. Vatandaşın biri enkaz altında kalan yakınının kurtarılmasını istiyor, biri çocuğum kaldı feryadı, bir diğeri anne, baba, kardeş…  Kimi çadır istiyor, kimi yiyecek… İşte Kriz Koordinasyon Merkezi’nin önemi burada ortaya çıkıyor. 

Eğer o gün bizim bir Kriz Koordinasyon Merkezimiz olsaydı, bu merkezde eğitimli insanlarımız, her türlü sağlık ve barınma sorununu aşacağımız depolarımız. Bizler bu acıları daha hafif atlatabilirdik. Belki birçok canımızı enkazdan erken çıkartıp, hayata tutundurabilir, yaralılarımızın göz göre göre ölümlerini seyredemeyebilirdik. Aylarca yaşadığımız barınma sorununu birkaç günde aşar, onca sefalete yaşamayabilirdik.

 Bu bize büyük bir ders oldu.. Ancak bu dersi ezber etmemiz bir 16 yılımızı aldı…

Peki bu 16 yılda ne yapıldı? Yaşanan bu büyük felaketin ardından çıkartılan Deprem Yönetmeliği’nde her ilde bir Afet Koordinasyon Merkezi kurulması istendi.  Bizde de kuruldu. Büyükşehir Belediyesi İtfaiyesi içerisinde 15 m2 bir odaya, bir masa 8 sandalye, birkaç tanede Sakarya’nın bölgesel haritaları konuldu. Kapısına da Afet Koordinasyon Merkezi tabelası asıldı…

Allah korusun olası bir depremde 15 m2 bu odada kriz nasıl yönetilecek ti? O da ayrı bir komedi… Tabi bu göstermelik bir merkezdi.

Oysa yönetmelikle istenen Afet Koordinasyon Merkezi bakın nasıl olmalı İstanbul buna bir örnek..

Neyse ki çok şükür Büyükşehir Belediyemiz her şeyiyle dört dörtlük, muhteşem bir Afet Koordinasyon Merkezi projesi hazırladı. Bu proje de çok kısa bir zaman içerisinde Sakarya Eğitim Araştırma Hastanesi Merkez kampusü yanında ki  eski İl Özel İdare arsası üzerine kurulacak. 850 m2 alan üzerine inşa edilecek olan Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM),  olası afetlerde şehrin kriz merkezi  olacak.  Dileğimiz bu merkezin ihalesinin en kısa zamanda yapılması ve inşaatının da en kısa zamanda tamamlanarak, hizmete açılması.

Afet Koordinasyon Merkezimiz şehrimize hayırlı uğurlu olsun.