Bu referandumun sonu hiçte iyiye gitmiyor gibi… Özellikle ‘Evet’ cephesinden, ‘Hayır’ cephesine ağza alınmayacak suçlamalar başladı. ‘Hayır’ cephesinden de, ‘Evet’ cephesine var ama diğer tarafın onda biri kadar bile değil…

                                                                    **

Dün bir yerde okudum. ‘Evet’ cephesi içinde olan bir siyasetçi aynen şöyle söylüyor, ‘..Bugün hayır içerisinde olanlar, 15 Temmuz’u organize edenlerdir. Bu organizasyonun içinde olanlar, Türkiye’nin terör vesilesiyle başına bela olanlardır..’

                                                                    **

Lütfen yapmayın. Dil bu her şeyi söyler ama her şey her yerde söylenmez. ‘Bugün hayır diyenler, 15 Temmuz’u organize edenlerdir’ ne demek Allah aşkına? 15 Temmuz’u kimin organize ettiğini artık bütün Türkiye hatta bütün dünya biliyor. Fail; Fettullahçı Terör Örgütü. Şimdi, bugün ‘Hayır’ düşüncesi içinde olanlar terörist mi? Suçlama çok ağır. Çok çok ağır…

                                                                     **  

Ortaya sandık konulacak mı? Konulacak. İki tane tercih var. Biri ‘Evet’ diğeri ‘Hayır’ Bugün AK Parti ve Beyaz MHP normal olarak ısrarla ‘Evet’ i savunuyor. CHP ve taban MHP ise ‘Hayır’ ı savunuyor. Diğer partiler içinde, ‘Evet’ diyecek olanlar da var. ‘Hayır’ diyecek olanlarda…

                                                                   **

Sürecin sorunsuz bir şekilde tamamlanması için en büyük görev ve sorumluluk, mutlaka ve mutlaka siyasi erke düşmektedir. Karşı tarafı suçlamadan duyarlı, sağduyulu ve sorumluluk sahibi olarak yapılacak açıklamalar, insanların nabzını serin tutmaya yeter. Ancak, aşırı çıkışlar toplumda çatlamalara neden olur ki, bunun da sonuçları acı olur…

                                                                  **

Gazetelerde, internet sitelerinde okuyoruz. Bazı bölgelerde ‘Evet’çilerle ‘Hayır’cılar camileri bile ayırmışlar. İşte bu acı tablonun sorumlusu kesinlikle ağzından çıkanı duymayan siyasetçilerdir. Nasıl futbol maçlarında tribünleri, kulüp başkanlarının açıklamaları geriyorsa, siyasette de durum aynı. Lütfen toplumu germeyin…

10 Şubat 2017

 

 

Sinan’ın mesajı…

Dün bu köşede, Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Sakarya Şube Başkanı Sinan Turan’ı, derneğinin üyesi olan emeklileri bir siyasi partinin toplantısına yönlendirdiği, emekli maaşlarını da özel bir bankaya taşımalarını istediği için eleştirmiştim. Bu yazıdan sonra Sinan Turan dün bana bir mesaj atmış. Mesaj şöyle, ‘Ferruh Bey, bana çektiğin ‘danışman olmak istiyorum’ mesajını da yaz. Mesaj bende saklı’ İşte yazdım Sinan Turan!

                                                        **

Zira benim geçmişimde saklama-gizleme pozisyonunda olacak en küçük bir noktam yok. Doğrudur. İşsiz kaldığım bir dönem, ekmeğimi kazanmak için bazı kurumlara danışman olmak için müracaat ettim. Bunlardan biri de TÜED idi. Ben kimseye, ‘Gel birlikte hırsızlık yapalım’ diye teklifte bulunmadım. İşsiz dönemimde mesleğimi danışman olarak sürdürüp, ekmeğimi kazanmak istedim o kadar. Bu ayıpsa, kendi ayıbını ifşa ediyorum Sinan!