Sakarya İş-Kur Müdürü Tekin Kaya başta olmak üzere, iş dünyasının bazı temsilcileri zaman zaman işçi bulamama konusunda dert yanar.

‘İş var işçi yok’ haberlerini Sakarya’da çok okursunuz.

Fabrikaların çalıştıracak  işçi bulamadığından ziyade insanların iş beğenmediğini ifade eden sözlerini de sık sık duyarız.

Ben gerçi bu söze bir türlü alışamadım.

İçi boş olduğu kadar sorumsuzca bir laf..

Hangi insan işsiz kalmak ister ki, insanca çalışma ortamı sağlandığı sürece.

Hangi baba evine, eşine ve evlatlarına karşı mahcup olmak ister ki..

Hangi insan borçlusuna mahcup olmak, ödeyemediği için elektriğinin ve suyunun kesilmesini ister ki..

Hangi baba evlatlarına en güzel imkânlarını sunmak, sosyal güvence altında olmak istemez ki..

Ama bu patronlar çok kolay bir yol bulmuşlar.

‘Çalıştıracak adam bulamıyoruz’

Bulamazsın hemşerim, bulamazsın tabi.

Sabah 08.00 akşam 19.00, zorunlu 1 saat mesaiyle en ağır işleri vereceksin, en zor işleri yaptıracaksın, nefes alamayacak duruma getirecek, sadece Pazar tatili yaptıracaksın, üstüne de mesailerle bin lira vereceksin.

Para kazanmak kolay değil, elbet.

Dörtyol’da Oto makas ustası Babam kar ve çamurun içinde araba altına yatarak alın teri dökmüş, bizleri bu yaşa getirmiş.

Para hiç kolay kazanılmıyor. Bunu en iyi bilenlerden biri de benim.

Ancak; emek sömürüsü yaparak, az insan çok iş diyerek sergilenen bu tavır kabul edilebilecek değil.

Bakın bazı fabrikalar, Çark Caddesinde tezgah açarak işçi arıyor.

Bulamıyorlar.

Şehirde bulunan bazı fabrikalar gitseniz hemen işçi alacak, ama bulamıyorlar.

Ben size bir örnek vereyim; Patates hali ya da Sebze halinde patates soğan ayıklamanın günlüğü 50 lira.

‘Ne yapayım ben senin fabrikanı’ diyen insan sayısı çok.

Çay ocağında askıcılığın günlüğü 40, şoförlük 50 lira.

Elbette çalışacağız, daha çok çalışmalıyız.

Bizimkisi iş beğenmemek falan değil arkadaş.

İşçi bulamıyorsanız bunun tek nedeni; 3 kişilik işi 1 kişiye yaptırmaya çalışmanızdır.

Bu düzen devam ettiği sürece de bulamayacaksınız.

Bu arada yeni sistem türedi. Tam sermayenin işine gelen hem de.

Adı istihdam kursu. 25 lira günlük eğitim bedeli var.

Gidiyorsun fabrikaya, çalışıyorsun bildiğin işçi gibi.

Kurs görüntülü aylık 750 lira.

Bozdur bozdur harca hemşerim.

En çarpıcı örneği Türk Traktörde çalışan bir dostum vermişti bir sohbet esnasında; “Çok yoruluyoruz, yattığım yeri bilmiyorum ama, ay sonu ATM’ye gittiğimde bütün yorgunluğum gidiyor. Birçok büyük fabrikada arkadaşlarım buraya gelip iş başvurusu yapıyor”

Bu fabrikada da bildiğim kadarıyla bin 300 liradan başlıyor aylıklar. Ama insanlar mutlu. Çünkü emeklerinin karşılığını alıyorlar.300-500 lira daha fazla kazanıyorlar

Son araştırmaya göre Türkiye açlık sınırı bin 337 lira, yoksulluk sınırı ise 4 bin 357 lira.

Şimdi işçi bulamayan o patronlar;

İnsanları köle gibi çalıştırıp açlık sınırının altında maaş verirseniz; çalıştıracak kimseyi bulamazsınız tabi.

İnsanca bir yaşam herkesin hakkı…

Ne bekliyorsun ki!

Ve umarım artık, ‘İşçi bulamıyoruz, insanlar iş beğenmiyor’ gibi zırvalayanları da artık duymayız.

O da olmadı; asgari ücretten çıkıp maaşlara 200-300 lira ayar verirseler fabrika kapılarında insanlar eminim sıraya girer.

Bu sıkıntıdan ancak böyle
kurtulursunuz...