Her gün Ortadoğu’da yaşanan kaosun sadece politik yönleri masaya yatırılıyor, yaşanan toplumsal travmalar hep göz ardı ediliyor.

 

İç savaş boyunca eğitim hayatlarından mahrum kalan genç nesiller, hepimizin gözü önünde kayıp bir nesil olarak yetişiyor.

 

Her şey, her gün gözümüzün önünde olup biterken; Batı mültecilere karşı insan dışı tutumunu sürdürüyor. Bundan da hiçbir şekilde rahatsız olmuyorlar.

 

Batı’nın bu tutumuna karşın Türkiye, adeta Batı’ya bir insanlık dersi veriyor. Ensar olmanın birbirinden güzel örneklerini gösteriyor.

 

Bilindiği üzere Sakarya’da da yaşayan mülteciler var. Sakarya’mızın bu konuda gösterdiği duyarlılık gerçekten dünyaya çok güzel bir örnek.

 

Belediyeler,  STK’lar ve vatandaşlar dayanışma içerisinde hiçbir mülteciyi aç ve açık bırakmamak için elinden geleni yapıyorlar.

 

Yazının başında da bahsettiğim gibi özellikle çocuklar eğitim hayatlarından mahrum kalıyor. Ancak bir süredir söz konusu genç nesil içinde Sakarya’da önemli adımlar atılıyor.

Karaman’da hayata geçirilen geçici eğitim merkezi bunun en güzel örneği. Hatta Türkiye’de tek örneği.

 

Geçici Eğitim Merkezi ile Karaman’da her yaştan mülteci çocuğa eğitim veriliyor.

1999 depreminden sonra yeni yerleşim bölgesinde inşa edilen iş merkezlerinden biri, Büyükşehir Belediyesi eliyle eğitim merkezine dönüştürüldü.

 

İHH, KADEM ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile hayata geçirilen merkezde, Suriye’deki iç savaştan dolayı göç etmek zorunda kalan ailelerin çocukları eğitimler alıyor.

 

Yaklaşık 280 öğrencinin yer aldığı merkezde, Matematik, Türkçe, Fen Bilgisi, İngilizce ve Arapça dersleri öğretiliyor.

 

Geçtiğimiz günlerde bir vesileyle bu merkezi ziyaret etme şansı buldum. Çocukların gözlerinin içinin nasıl parladığını size tarif dahi edemem.

 

Eminim bu çalışma tüm ülkeye ve özellikle Batı ülkelerine güzel bir örnek oluşturacaktır.

İlk örneğinin Sakarya’da olması bir vatandaş olarak beni son derece memnun ve mutlu etti. Eminim birçok kişi de benimle aynı düşünce ve duyguları paylaşıyordur.

 

Tüm dünyanın gözü önünde yaşanan bu dram karşısında elbette hepimizin yapabileceği bir şeyler vardır.

 

Başımızı iki elimizin arasına alıp düşünme zamanı. Biz ne yapabiliriz?