Sevgili okurlar,
Atalarımız boşuna “ Perşembenin gelişi, çarşambadan belli olur” diye, nasihatte bulunmamışlar!
Ah, bir ders alabilsek, bir gereğini yapabilsek?
Anlamı mı?
“Kötü bir şekilde başlayan bazı olayların, ileriki durumlarda da yine aynı kötü etki yaratacağı, üzerine ifade edilir. Yani bir durumun kötü olması başlangıçta anlaşılır. O yüzden ileriki dönemlerde iyileşmeden aynı kötü şekilde devam edecektir.”

TAŞLI, KANLI SALDIRI!?

Erzurum’da meydana gelen bu kabuledilemez “taşlı saldırı” sonucu, “kan akıtılmıştır, bir kesim hedefe konmuştur, nefret ve öfke suçu işlenmiştir..Ayrımcılık, ötekileştirmenin, şiddetin ayak sesleri duyulmuş değil, bizzat görülmüş, o sahneler yaşanmıştır”noktasında  üzüntülerini dile getirenler kadar, “hala insanımıza gaz veren, yanan ateşe odun atan, bu yangına körükle gidenlerin olması”, son derece üzücüdür..
Allah aşkına “Dadaş bu, Dadaş yürü demezse yürüyemezsin” demek, ne demek?
Bunu ülkenin en tepesindeki söylüyorsa, o ülkede bir değil, birçok sorun var demektir!
Ve seçimler öncesi istifa etmesi gereken bir bakanın söylemine bakarmısınız?
“Dadaşlarla kimse başa çıkamaz!”
Allah, Allah, daha neler, neler?

KIŞKIRTMALAR?
Taraf olma, kıştırtma, tahrik ne derseniz, deyiniz, burada bitmiyor?
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Desteci’nin, TİP Genel Başkanı Erkan Baş için o, çirkin sözü söylemesinden sonra, aynı yarayı kaşıyorak, “Boşnakların gücü varsa, Erzurum’da Dadaşların da gücü vardır”diyerek, etnisite vurgusu yapması manidardır!
Bu tip açıklamaları, tahrikleri, kışkırtmaları tasvip etmek mümkün değildir..

AKYAZI ÇİRKİNLİKLERİ?
Bakınız,dünkü yazımda, bu şiddetin, bu taşkınlığın, bu saldırının “ nasıl da geliyorum” dediğine Akyazı bağlamında örnekledim..
Bu rada “belediye sopasından ” söz ederek, belediye başkanlarının bu seçim sürecinde, “eline, diline, beline sahip çıkılması hususuna”, özellikle dikkat çektim..
Bu bağlamda, Akyazı Topağaç Köyü girişine asılan o çirkin, “ayrıştırıcı, bölücü, tahrik edeci, dışlayıcı, ötekileştirici pankart ve Akyazı Belediyesi’nin, İYİ Partililere uyguladığı ambargo unutulmayacak, kulaklarda bir küpe olarak” kalacaktır..
Bir kenara yazılmalı elbette!

DEĞDİ Mİ?
Yine Erzurum’a gelecek olursak, “burada başta Erzurum Valisi, Belediye Başkanı ve Emniyet Müdürünün, pasifliği, tarafsızlığı, olayların üstüne gidememesi, polisin bu taşlı, kanlı saldırıyı seyretmesi de” hafızalara kazındı..
Bizzat ekrandan bu menfur saldırıyı canlı yayında izledik!..
Orada yaralanan canların, kanlı yüzleri ekranlara, fotoğraflara yansıdı!..
Değdi mi?
Üzülmemek elde mi?

SALDIRIYI HAKLI ÇIKARMAK?
Ardından yapılan açıklamalar ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu  ile orada bulunan insanlarımıza, “saldırıyı haklı çıkaracak”, hangi gerekçe olabilir?
Saldırının geleceği, daha ön haberlerden anlaşılıyordu!..
“Miting alanının önceden işgal edilmesi, bir avuç insanının tepkilerine karşı alınması gereken tedbirlerin alınmaması”, hoş değil..
Her şey bile, bile oldu!
Sonuç olarak, bu taşkınlık, bu çirkin saldırı, Erzurum’a yakışmadı?
Hangi Erzurum’a elbette?

ERZURUM, ERZURUM OLALI?
Bu taşkınlığa, bu saldırıya, fırsat veren, bizzat teşvik eden, göz yuman ve Erzurum’un adına kara çalanlar, Erzurum’un Dadaşına, farklı çirkin bir anlam yükleyenlere, elbette sağduyulu, itidalli Erzurumluların söyleyecek sözleri olmalı!?
Allah korusun, “bir Sivas Madımak, bir Kahramanmaraş, bir Çorum olaylarının yaşanması”, an meseleseydi!
O günler, o saldırılar, o fitne-fasat tuzakları, o acılar unutulmadı!

ZİRVEDEKİ FIRTINALAR?
Erzurum’un, Erzurum olalı, böyle zulüm gördüğü görüldü mü?
Bütün bunları Bizim Sakarya Gazetesi anlayışı ve yazar arkadaşlarımızın feraseti ile yazıyoruz, uyarıyoruz, gelişebilecek tatsız durumlara dikkat çekiyoruz..
Elbette, “Sakarya’daki seçim rüzgarları da, tepede esen fırtınalardan” etkilenmiyor değil!
Aman ha?

ŞÜPHESİZ MİLLETİMİZ GEREĞİNİ YAPACAK?
Herkes kendine, adayına çevresine mukayet olsun!
İnsanımızın çok gerildiği, birbirine düşmanca baktığı, gözlerini diktiği şu günlerde, “biraz daha dikkatli olalım, sözlerimizin, açıklamalarımızın dozunu” ayarlayalım!
Bu manada AK Parti milletvekili ve adayı Çiğdem Erdoğan Atabek’in “ Milletimiz bunlardan hesap soracaktır” sözleri irdelenmeye değer?
Neden mi?
“İktidarın, muhalefetten, hesap sorduğu, hangi demokratik ülkelerde” görülmüştür?
Muhakkak, sandık başına giden vatandaşlarımız, gereğini yapacaklardır..
Bundan çok, ama çok eminiz!
Biraz sabır lütfen!

ÜLKEYİ MUHALEFET Mİ YÖNETİYOR?
Ülkeyi, 21 Yıldır muhalefet mi yönetiyor?
Öyleyse, bu sokaklara dökülen milyonlar, neden “hak, hukuk, adalet” diye bağırıyorlar ki?
Dahası, “bu insanlar, tek adam yönetimine son, hesap verilebilir, eşit, adil, liyakatli, laik, sosyal devlet anlaşına vurgu yapıyorsa”, bu kesimden mi hesap sorulacak?
Yani, “satılan fabrikamızın akıbetini öğrenmek, hesap sormak, haksızlıkları dillendirmek, daha fazla özgürlük istemek, yaşama dokunanaların elini itmek, adaletsizlikleri dile” getirmenin hesabı ne ola ki?

MUHALEFETTEN HESAP SORMAK?
Sandık başına gideceğiz de, muhterem milletvekili Atabek’in dediği gibi “muhalefetten mi hesap” soracağız?
Değilse, “ülkedeki bu kötü gidişatı, bu bozuk düzeni değiştirmek için bir araya gelen, uzlaşan, yeni bir yönetim şekli, yeni projeleri ile bizlere umut veren, biatizma son verecek, adaleti hakim kılıcak, zenginlikleri eşit bir şekilde paylaştıracak, liyakate önem verecek, halkın yönetimini tekrar ihdas edeceklere mi”, hesap soracağız?
Peki, 21 Yılın hesabı?

MEZAR BÖCEKLERİ?
Yine bir başka Sakarya milletvekilinin “bunlar mezar böcekleri” yakıştırmasını, çok çirkin ve ayrıştırıcı buldum!..
Basın mensubu arkadaşlarımızın da özellikle, bu çirkin dile, bu çirkin söylemlere dikkat etmesi ve bunları öne çıkarmaması, basın etiği açısından çok önemli..
Unutmak olmaz?

DOKTORLARIMIZA ÇİRKİN SALDIRI?
Sakarya Araştırma Hastanesi’nde bir hekime karşı girişilen çirkin saldırı sonrası yapılması gereken,” iş bırakma eylemi” ertelendi..
Bu ülkenin, “sağlık bekçileri olan doktorlarımıza, sağlık çalışanlarına uzanan elleri, aşağıya indirmek, bu çirkin saldırılara karşı çıkmak, birliktelik yapmak” hepimizin görevidir..
Hem Erzurum ve hem de Sakarya’daki bu çirkin saldırıları şiddetle kınıyorum!..
Her zaman çağrıda bulunduğum gibi, lütfen sağduyu, lütfen itidal!
“Bu topraklarda, barış içinde, özgür, kardeşçe yaşamaya mecbur olduğumuz”, unutulmamalıdır..
Kardeşi, kardeşe kırdırmak isteyenlere fırsat vermeyiniz!
Herkesin fikri, herkese, lütfen saygıda kusur etmeyelim!
Bu ateş, sonra hepimizi de yakar!

İYİLERİN SINAVI?
Bu manada Sakarya’da İYİlerin buluşması, fevkalade güzeldi. “Bu güzel tabloyu sabote etmek isteyenlere karşı, sergilenen tavır”, takdire şayandır..
Çirkin pankartı ile ortada kalan kadının da, suçu yok?..
Asıl sorun, onu azmettirip, oraya gönderenlerde?..
Aman oyuna gelmeyiniz!
Çirkinliklerin ne Dadaşı, ne Gakkoş’u, ne Efesi, ne Tatangası olur?
Adınız, yiğitlikle, güzellikle, hoşgörü, tolerans ve misafirperverlikle  anılsın!
Biz biliriz ki, yiğitler namı ile anılır?
Yusuf Cinal yazıyor, 9 Mayıs 2023