Sakarya’da, mesleki çalışmalarında ve toplumsal paylaşımlarındaki kişisel başarılarıyla, büyük takdir toplayan GENÇ kadın-erkek bireylerimiz var.

hak ettikleri Yönetenler Konumu’na getiremedikçe,“ Sakarya çok Gelişti, çok Büyüdü!” lafları suya yazılan kibirlenmeler olarak kalır.

SATSO Yön. Krl. Başkanı Sayın Akgün Altuğ ve Sakarya Barosu Başkanı Sayın Zafer Kazan’ın son iadeyi ziyaret buluşması, buna iyi bir örnek oluşturmuştu.

Donatım’da nefis bir Bölge İdare Mahkemesi yapıldı. İşlevsiz gördükçe içim içimi yer. Açılsa, çevremizdeki 8 ilin merkezi olacağı yine iyi vurgulanmıştı.

Aile ve Ticaret Mahkemesi’nin Sakarya için çok önemli olduğunun hatırlatılması da, gündemimize sokulmayan hayati bir ihtiyaçtı. Altuğ ve Kazan, kısa ziyarette bile Sakarya’nın öncelikli beklentilerini gündeme taşıyarak değerlendirmişler.

**

Baro Başkanı Sn. Zafer Kazan’ı, başkanlığa geldiği günden beri sürekli izlerim.

Yalnız Hukuk Dünyası ile ilgili değil; Sakarya ile ilgili hemen her konuda sorumluluk duyarak düşüncelerini açıkça paylaşmasına saygılar büyütürüm.

Sakarya paylaşımları, inanıyorum ki, genç Baro Başkanı Zafer Kazan’a mutlaka çok daha kapsamlı Yönetme Sorumlulukları verecek. Sıra artık O Gençlerde.

**

SATSO Başkanı Sayın Akgün Altuğ’u ise yıllardır İş Adamı olarak hayranlıkla izlerim. Nefis bir Gelişme Büyüme Ortaklığı olan Arma Filtre de ilk göz ağrımdır.

Akgün Altuğ ve Arma Filtre Firması Ortakları, sadece iş başarıları ile değil, İlin sosyal, kültürel, ekonomik, sportif alanlarında sorumluluk alarak da sevgimizi hak ettiler.

Sakarya’nın 1.OSB’si, Altuğ’un başkanlığında Türkiye’nin gözde OSB’lerinden birisi haline gelmiştir. Büyükşehir Basket Takımı’nın destan yazması da böyledir.

Zafer Kazan ve Akgün Altuğ’a; benzeri Sakaryalı gençlere, Yönetme Kapılarını açarsak.. Sakarya, Çağdaş Gelişme ve Büyümenin tüm kapılarını da açacaktır.

SAKARYA, ÜNLÜ FUTBOLCULARININ

ÇOCUKLARINI BİLE TAŞIYAMADI !

İki kızım var; ikisi de sporcu. Yarışmacı değil; bir sporcudan daha iyi bir sporcu gibi yaşarlar : -) İlkin bunu vurgulayayım da, kendi yangınını yazmış denmesin!

Benim yangınım; Sakarya’da bir zamanlar tüm Türkiye’nin hayranlıkla izlediği Futbol Dünyamız’ın yerinde yeller esmesidir.

Biz, şeytan taşlar gibi bir hasetle, kendi futbolcularımızın yetenekli çocuklarını taşlayan bir şehir olduk. Bu, bizden bir önceki ve bir sonraki kuşakların ayıbıdır.

**

Çok ünlü futbolcu Abimiz Nihat Çetin’in oğlu, Sakaryalı efsane futbolcu Oğuz Çetin bile Sakarya’dan Fenerbahçe’ye gidince kıymeti görüldü, zirvelere taşındı.

Yıldırımsporlu Sermet’in oğlu Hakan, Bursa’da parlayıp, Galatasaray’da A Milli Takımın değişmezi ve gol krallıkları oldu.

Bülent Uygun da sporcu bir babanın, Fikret Uygun’un çocuğuydu; Fener’e gitti kral oldu. Biz çocuklarımızı yüceltmedik; eller de yüceldiler : -(

Beşiktaş’a gittikten sonra A Milli takımın değişmez futbolcusu olan Recep… Fenerbahçe’de Türkiye gol kralı olan Aykut Yiğit ve Aykut Kocaman…

Milli Kaleci Engin ve galiba en son Sakaryalı da Tuncay Şanlı’yı hatırlıyoruz. Sonra; Mustafa Pektemek hala sahalarda, amaaa…

**

Tesadüf değil; bu futbolcular Teknik Direktör Ekrem Karaberber’in ekolüdür. bizler zamanında hak ettiği değeri vermedik. Oğlu Esat’a da veremedik. Yetiştirdiği A Milli Futbolcuları bile Karaberber’i kaybedince görebildik.

Onu da, Sakarya’da çok az kişi görebildi. Biz hala hatalarımızı inkar eder gibiyiz.

Sakaryaspor’un kuruluşunda, tarihi zaferlerinde yer almış kaptanların, teknik direktörlerin futbolcu çocuklarına da sahaları zehir ettik.

O çocuklar ne çektilerse, babalarının futbolcu arkadaşlarının akıl almaz hasetlerinden çektiler. Onlara hala kendi çocuklarım gibi üzülürüm.

GEYVE BOĞAZI DOĞASINI

KİRLETEN TAŞ OCAKLARI !

Açılan Taş Ocakları ile YHT ve duble yol yapımları yapılırken, muhteşem Geyve Boğazı’nın doğa güzellikleri bombalarla yıkılmış harabelere çevrildi.

Devrin müteahhitleri, yapacakları taş dolgu işleri için, maliyeti sıfır, doğa tahribatı 100 yıllık taş tepelerine ocak açma izni aldılar. Günahı izni verenin!

Geyve’nin, Akıncı Köyü Vadilerini ve Şelalelerini Koruma Derneği Başkanı Kamuran Tan ise bu doğa yıkımına karşı bence destanlar yazmıştır.

Sakarya’da, sosyal çalışmaları nedeniyle yıllardır tanıdığımız Kamuran Tan, Taş Ocakları tahribatına karşı yeni bir Hukuk zaferi daha yazdı.

**

Geyve Halkı; hayat buldukları O doğa servetlerini 3-5 iş adamının kolay yoldan Karun olma isteklerine kurban etmesin; Kamuran Tan’a da sahip çıksın.

Kamuran Tan’a, “ Geyve Doğasına Sahip Çıkma Onur Ödülü “ bile verilmeli. Taş Ocağı sahipleri bile, hiç farkında olmadıkları doğal güzelliklerin değerini anlasın.

Taş ocağından belki birkaç iş adamı kolay ve iyi para kazanır. Doğaya ve günlük hayata hiç zarar vermeyen, biraz daha uzakta doğru yerde taş ocağı açılsın!

**

Köylerin ve bereketli toprakların zarar göreceği, maliyet ucuz yerlerde Taş Ocağı açmak epeyce para hırsı nedeniyle mi? Para bizi kör mü yapıyor?

Kamuran Tan, Taş Ocaklarına karşı gönüllü ve haklı tavır koyunca; Taş Ocağı şirketi galiba, “ Hakaret ve kişilik haklarına saldırı !” davası açmış.

Mahkeme de, konudan hiçbir kişisel menfaat sağlamayacak olan Kamuran Tan’ı 100 bin tl. tazminata hükmetmiş.

Yine de Hukuk Devleti harika bir tarihi karar vererek; Kamuran Tan’a verilen 100 bin liralık tazminat kararını bozmuş.

Vatan ve Doğa Takdiri-Sevgisi olan Yüce Yargıtay’ı bütün kalbimle selamlıyorum. Kamuran Tan’ı da paylaştığı videoları için saygıyla selamlıyorum.

Hukuk ve Adalet, tüm insanlık için en değerli huzur ve yaşam güvencesidir.