Baro Başkanı AV. Sayın Zafer Kazan’ın basına verdiği veda kahvaltısında, çok güzel, örnek olabilecek erdemlere tanık oldum.

       Sakarya Barosu’nda, iki dönem üst üste başkanlık yapmamak gelenek gibidir. Avukatlık mensupları, iyi ki, Zafer Kazan ile bir ilki gerçekleştirdi.

       Sakarya Barosu, şehir hayatımızda çok zor zamanlarda, sosyal kültürel ekonomik, hemen her alanda şehrinin sorunlarında var oldu…

       Zafer Kazan’ın Baro Başkanlığı’nın ilk dönemi bittiğinde, meslektaşları da, şehir de İkinci Dönem Baro Başkanlığı için bu nedenle ısrarcı oldular.

       Ve; iki dönem bitti; 21 Ekim Pazar günü Sakarya Barosu yeni başkanını seçecek. Seçilecek Baro Başkanı da dileriz Şehrin Yeni Çözüm ortağı olur.

                                                               ***

       Sakaryalılar, şehrin hayatına somut katkılar veren değerleri hak ettiği doğru yerlere taşımalı. Mesleki birikimli, şehrin sorunlarını paylaşmada ayrımsız var olan özverili insanlarımız geleceğimizdir.  

       Avukat Zafer Kazan’ın, “21 Ekim’de Baro Başkanlığı’ndan mezun olacağım!” sözleri o nedenle bana çok şey çağrıştırdı:  

      “Baro Okulu’ndan mezuniyetinizi kutlarız… Ama, Sakaryalı Size, “Başka sorumluluk alanlarında ŞEHİR DOKTORASI yapmayı da teklif edebilir!” sözleriyle, şehre verdiği büyük katkılar için kendisine teşekkür ettim. 

                                                                  ***

       Sakarya, Zafer Kazan’ı önemli, başka görevlere de davet etmelidir.

       BAROMUZ ve Hukuk Dünyamız için, söyleyeceklerimiz ve yapacaklarımız bitmez. Örnek; Bölge Adliyesi Sakarya için kuşkusuz büyük kazanım oldu.

       ŞEHİR ADLİYE BİNASI’nın da şehir merkezinde olması zorunlu bir ihtiyaç.  

      Şehir merkezinde Adliye Binası için desteğimiz mutlaktır. Sayın Zafer Kazan’ın vurguladığı,  Bölge Adliyesi yanındaki araziler çok uygun bir öneri.

       Söz de, söz olmuş; “İçinden adalet çıkan bir Adliye binası olsun yeter!” 

      Üstelik tüm ilçeler ve ulaşım yolları da O arazilere kolay erişilecek uzaklıkta. Merkezde yapılacak bir Adliye Binası bizim de hedefimiz olmalı. 

       Siyaset, İktidarı ve Muhalefeti ile Sakarya Adliye Sarayı ihtiyacını biliyor.

   Son söz: Şehirde ve ülkede Zafer Kazan’lar; Erdemli Gençler çoğalsın isterim!       

  

                

                                  SİYASET, EKMEK KAPISI DEĞİLDİR !

       Tamam, “Her meslek yapabilen herkes için ekmek kapısıdır.” Buna asla sözüm olmaz.

       Ama, Meslek Odası Başkanlığı için bile, “Ekmek Kapısı!” demek ve bir ömür boyu o koltuklarda kalmak, biraz tartışılmalı. Hele de Sakarya’da!

       “Siyasetin ekmek kapısı olmasını!” ise asla hiç kimse ile tartışmam. Babam olsa, tartışmam… İşin gerçeği görüyorsunuz ki bu ülkede bambaşka…

                                                             ***

      Ülkemiz halkı, bazen, “Siyasetin Fıtratında bu var!” der gibi. Sağlığı kendi yaşamını yönetemeyecek boyutlara gelmiş Siyasilere bile yanlış yapıyoruz.

     “VEFA!” sözü işte O gün orada doğru yere konulmalı. TBMM mukaddes bir görev alanı. Halk VEFASI; saygı duyduğu eski siyasileri Ülke Tarihine kazımalı. 

       Ne öğretmenler, ne akademisyenler, ne mühendisler, ne avukatlar, ne sendikacılar gördü bu ülke! Mesleklerini bırakıp, TBMM’den emekli oldular!

       Belediye başkanları da Onlardan farklı değil… Bir iki dönem görev yap, artık gelsin bir başkası devam etsin diyemezsin. O gün bir yıkımdır.

                                                            ***

      Siyasete girecek olan da giren de bilir. Siyasi süreç, seni istemeyeceğin her yere sürükler. Bir zaman sonra, seni senden koparacak bir arenadır.

       Doğru veya yanlış bir talebi başından savmak için söylediğin ilk mazeret, çok az bir zaman sonra yerini küçük yalanlara bırakır.

       Sonrasında, kişilik yapısında oluşacak değişimlerde öylesi şeyler yaşanır ki, işte Siyasetin Fıtratında var olan asıl yıkımlar orada başlar.

       Siyasete adım atmazdan önceki erdemli tüm davranışlar törpülenir. Asla yapmak istemeyeceğiniz şeylerin altına da imza atmak zorundasınız!

       Birlikte büyüdüğünüz, nice can dostlarınızın düşünceleri, tercihleri artık sizin hayatınızda yoktur. Karşılaştığınızda görmezden gelmek işten değildir.

                                                                 ***

      Seçildiğiniz yerlerden bir gün sokağa bırakıldığınız gün ise, ne yazık ki büyüdüğünüz sokakta bile selam verecek dostlarınızı zor görürsünüz.  

       Sokağında, şehrinde, ülkesinde İsmi-Cismi ile yaşayanların ellerinden öpülür! Benim için Onlar en içten sevgileri, saygıları hak edenlerdir.

       Onlar Halkın verdiği görevi yapanlardır! Eve-Şehrine dönmenin, görevi gençliğe devretmenin zamanını doğru seçenlerdir. Azdırlar, ama vardırlar!