Sevgili okurlar,
Türkiye, "31 Mart 2024 Tarihinde yapılacak olan yerel seçimlerin" son günlerine girdi..
Ülkenin, hemen her köşesinde, farklı seçim çalışmaları, yani propagandalar sürüyor..
Üzülerek ifade edelim ki, "yine eşit, adil, hak, hukuk esaslarına uymayan", bir seçim daha yaşayacağız!..
Maalesef, adına "Cumhurbaşkanlığı Sistemi" denilen bir süreçte, yapılan seçimlere baktığımızda," eşitsizliği, adaletsizliği, orantısızlığı" görmemek için kör olmak gerekir!
Evet, "bir tarafta tüm devlet gücünü arkasına almış, bir Cumhur İttifakı içinde, AK Parti ve MHP seçimlerin yine favorisi" olarak gösteriliyor..
Nasıl gösterilmesin?

ORONTASIZ YARIŞ?
Başta, "TRT olmak üzere, medyanın büyük bir bölümü, bangır, bangır iktidar reklamlarını" yayımlıyor..
Hemi de, soluksuz!
Şurada, "Macaristan-Türkiye Milli maçını" izledik..
Televizyon ekranlarında, "yine siyasi propagandalardan kurtuluş" yok!
Bir başka kanalı açıyorsun, "orada da iktidar adına adayların, çocukların bile siyasete alet edildiği görüntüleri", insanı usandırıyor..
İller, ilçeler bazına inildiğinde ise, daha vahim olaylar, inanın "yok ya" dedirtiyor?
Hatta daha ileri gidenler, "işi tehdide kadar" götürüyor..

Oy vermezseniz, hizmet gelmez ha?
Maaşlar kesilir ha?
Yavan kalırsınız ha?
Suyunuz akmaz ha?
Ekmeğiniz kesilir ha?
Üzülerek ifade edelim ki, bunları da gördük!
Her şey, kılıfına uyduruluyor!..

SİSTEM YA?
Cumhurbaşkanı ortada, il, il dolaşıyor, adaylar için oy istiyor!..
Sistem ya?
Vay anasını sayın seyirciler?
Bakanlar yollarda!
Böylesine, hiç tanıklık etmemiştik!?
O eski Türkiye özlemi içinde, gel de olma?
O eski Türkiye ki, seçimlerde kamu malları, araçları,
imkanları kesinlikle kullanılmazdı..
Valiler, kaymakamlar, her adaya, her partiye eşit mesafede olurdu..
"Afiş indirmeler, bayrakları sökmeler, logolara takmalar..", inşallah seçim gününe kadar, bir arıza çıkmaz..
Korkarak, yatıyoruz, korkarak kalkıyoruz!
İnşallah, tahammül sınırı aşılmaz!

MOSKOVA SALDIRISI?
Bakınız, yanı başımızda Rusya Federasyonu başkenti Moskova'da, eli kanlı teröristler, konser salonunu bastı..
Yine masum 150'ye yakın insan, bu menfur saldırıda hayatını kaybetti..
Bu menfur saldırıyı gerçekleştirenlerden biri yakalandı, diğerleri ise aranıyor..
Saldırıyı İŞİD bağlantılı HORASAN Grubu üstlendi..
Ne marifet ya, ne?
Bir kere, bu menfur saldırıyı şiddetle kınıyor, terör silahını kullanan güçleri lanetliyoruz!..
Bu bağlamda, "tüm dünya ülkelerinden, devlet başkanlarından, başbakanlardan, bakanlardan ve her kesimden Rusya Federasyonu'na, taziye mesajları" yağdı..

LANETLENDİ?
Herkes, her kesim, "terörün, terörizmin karşısında olduğunu" paylaştı..
Terör ve terörizmden çok çekmiş olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'da, taziyede bulunanlar arasındaydı..
Türkiye'nin başını ağrıtan terör örgütleri arasında PKK, ilk hatırlanan örgüt olarak akla gelir..
40 Yılı aşan bir süre zarfında, PKK Terörünün mesuliyeti altında binlerce insanımızı şehit verdik!..
Bunlar arasında, askerler, memurlar, öğretmenler, sağlıkçılar, masum vatandaşlar olmak üzere, her yaştan insanımız vardı..
Adı "bebek katiline" çıkan, "APO" olarak adlandırılan Abdullah Öcalan ve güruhunun sebep olduğu terör saldırılarında, ne canlar kaybettik, ne canlar?
Allah gani, gani rahmet, cennet mekan eylesin!
Brüksel'de görev yaptığım yıllarda, terör örgütlerinin Brüksel'de nasıl himaye gördüklerini, nasıl gövde gösterisi yaptıklarını haberleştirdim..
Ayrıca, diğer terör örgütleri ile ilgili birçok habere de imza attım..

İŞTE ONLAR/TERÖRÜN BRÜKSEL BOYUTU?
Bunlarla yetinmeyerek, 1998 Yılında "Mümtaz Alperenler" mahlası ile "PKK Terörünün Avrupa Boyutunu" anlatan "İşte Onlar" adlı, 176 Sayfalık bir kitap yazdım..
Kitabın ikinci baskısı ise, "Yusuf Cinal adı ve Terörün Arka Bahçesi Brüksel" olarak basıldı..
Terörden mustarip olduğumuz o günlerde zamanın Günaydın gazetesi, bir PKK Terör haberi ile ilgili olarak,

"Avrupa Yıllarca PKK'yı kucağında büyüttü. Amacı her fırsatta onu Türkiye'ye karşı koz olarak kullanmaktı. Fakat PKK, öyle büyüdü ki, sonunda kendisini kucaklayan Avrupa'yı da rahatsız etmeye başladı. O denli PKK'nın katilleri bile Avrupa'ya maddi ve manevi bela oldu" diye tarihe not düştü.

ÇAĞIMIZ TERÖRE GEBE?
O yıllar kaleme aldığım yazılarım ile kitaplarımda, "çağımızın teröre gebe olduğunu" ifadeyle, ülkelerin direkt savaş içinde olmak yerine, "terör örgütlerini, teröristleri" kullanabileceklerine dikkat çektim..
Sadece bunu, ben mi söyledim?
Elbette hayır, bu işi yakından takip eden "gazeteciler, istihbaratçılar, güvenlikçiler de" aynı kanıdaydılar..
Latince 'de"terör", korku ve şiddet anlamına gelir..
En kısa tanımıyla terör, "siyasi amaçlara ulaşmak için, örgütlü, sürekli şiddet kullanmak ve bir surette toplumu korku ve paniğe" itmektir.
Terör kelimesi günümüze, Fransız Devrimi sırasında ki dehşet günlerini içeren "5 Eylül 1793 ile 27 Temmuz 1794 tarihleri arasındaki terör rejimi" hatırasıdır..
Ne kötü, hatıra ya?
Ders alan olmamış!?

ABD'Yİ VURAN TERÖR SALDIRISI?
"11 Eylül 2001 ABD kentlerini, kuleleri vuran terör saldırısının faili olarak, yine ABD'nin desteklediği, El kaide adlı terör örgütünün lideri Usame Bin Laden adı" paylaşılmadı mı?
Şüphesiz, "dünyayı sarsan, büyük panik ve yankı uyandıran terör saldırılarını hep yaşadık ve bu son Moskova saldırısı da yaşayacağımızı" gösteriyor!..
Acı ama gerçek bu?
Daha 1995'li yıllarda, teröre destek verenleri uyararak," terörün bir gün, teröre destek verenleri de vuracağını" söylediğimizde, bizleri kahinlikle suçlayanlar vardı!?..
Ne oldu?
Keşke, tespitimiz doğru çıkmasaydı!..


TERÖR BAŞKENTLERİ DE VARDU?
Bu terör olgusu ki, "Brüksel'de Paris'te, Londra'da ve birçok ülkede acı izler bırakarak, büyük acıların yaşanmasına, birçok insanımızın hayattan koparılmasına" vesile oldu..
Belçika'da yaşayan bir Türk kızı Paris saldırısında, bir Türk delikanlısı İstanbul'da, teröre kurban gitti..
Ülkelerin, ailelerin, toplumun acıları karşısında sessizlik, sabır, dualar, tedbirler yetersiz kaldı..
Şimdi Moskova'da ki bu saldırının etkileri, tepkileri büyük olabilir..

Bugün Ukrayna ile savaşta olan Rusya Federasyonu'nun başkentinde bir saldırı düzenlemek, kimin işine gelir?
Bundan kimler fayda mülahaza,
edebilirler ki?
Soruları, çoğaltmamız mümkün!..

SOYKIRIMA VARAN ŞİDDET?
Şunu unutmayalım ki, İsrail Devleti 'de "Hamas militanlarının böyle bir konser baskını sonrası Gazze'ye harekât" başlatmıştı..
Ne oldu?
Gazze yerle bir ve 73 Bin yaralı, 25 Bin insanın hayatını kaybettiği Gazze'de, İsrail'in başlattığı saldırılar "soykırım" boyutunda devam ediyor!..
Unutmayalım ki, bu gidiş ile dünyada ebedi bir barışı temin etmek, gittikçe güçleşiyor..

BAŞARABİLİRİZ!
Şurada," Trabzon'da bir maç için yaşanılanlar bile, bir başka terör estirmek değil de" nedir?
Öyleyse, "hepimize terör ile terörist ile mücadele de önemli görevler" düşüyor..
"Terör silahını destekleyen, teröre baş vuran, terörü himaye eden kim olursa olsun, onlardan uzak durmak, onlara destek vermemek, barış içinde yaşanıla bilinecek bir dünya için" şarttır..
Zor ama, barış adına bunu başarabiliriz!

Zira, korkunun ecele faydası yoktur!
Yusuf Cinal yazıyor, 25 Mart 2024