Yeryüzünde 120’den fazla devletin şehirlerinde adına anıtlar yapılan başka bir Devlet Kurucusu, Devlet Adamı, Asker, Sosyal Halk Adamı var mıdır?

Mustafa Kemal Atatürk işte böylesi bir saygıyı hak etmiş T.C. bireyidir : -)

Dünyada da başka örneği yoktur. ATATÜRK adına anıtlar yaptıran yabancı ülke ve şehirleri sadece yarım saat araştırdım; çoğunu zaten bilirdim:

Canberra-Sidney ( Avustralya), Be’er Sheva ( İsrail ), Wellington ( Yeni Zelanda ), Mexico City ( Meksika ), Havana ( Küba ), Kuşimato ( Japonya ), Santiago ( Şili ),

Caracas ( Venezuela ), Bişkek ( Kırgızistan ), Aşkabat ( Türkmenistan ), Lima ( Peru ), Santa Domingo ( Dominik Cumh.), Üsküp ( Makedonya ), Dhaka ( Bangladeş ), İslamabad ( Pakistan )

Birkaç örnek daha yazıp, durayım, çünkü sonu gelmeyecek gibi, o denli çok;

Roma ( İtalya ), New Jersey ( ABD ), Amsterdam ( Hollanda, Karlsbad ( Çekya ), Vise ( Belçika ), Budapeşte ( Macaristan), Vroclaw ( Polonya )

Nice şehirde cadde ve sokaklar, parklar adını Atatürk’ten alıyor.

Mustafa Kemal Atatürk bunca saygıyı-hürmeti, sevgiyi neden kazanmış?

Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak için yurdu kurtarmaya çıktığı tarihi okuyun, öğrenin; 30 Ağustos Zafer Bayramı ile taçlanan muhteşem süreci anlarsınız.

30 Ağustos; 3 Kıtada hükümran Osmanlı İmparatorluğu’nun, emperyalist batı devletleri tarafından, Ankara çevresinde İç Anadolu’ya mahkum edildiği acılı yılların sona erdiği gündür.

Atatürk ve kahraman silah arkadaşları, O mücadeleyi yıllarca süren savaşlarda 11-12 milyon kalmış yaşlı, sakat, çocuk, kadın-erkek Anadolu Halkıyla kazanmıştır.

Buraya kadar her şeyi herkes biliyor da; bugünün Türkiye’sini düşünün? Hani, “ Tüm komşu ülkelerle sıfır sorun!” diyen halimizden nerelere geldiğimizi?

Atatürk Türkiye’si batıdaki komşuları Yunanistan, Yugoslavya, Romanya ile 9 şubat 1934’te Balkan Paktı’nı imzalar. Bulgaristan bu Pakt ile birçok hak sağlar.

Doğu sınır komşuları İran, Irak, Afganistan ile de 8 temmuz 1937’de Sadabat Paktı yapılır. Geride bir tek Suriye kalmıştır ki;

O Mustafa Kemal; Fransa yönetiminde, ama Suriye sınırları içinde kalan Hatay ilinin ülke topraklarına katılması için temmuz 1938’de Adana’ya gider;

Bugün O tarihi 81-82 milyon insan ezberlemeli:

10 Kasım 1938 günü ölen Atatürk, ölüm döşeğinde iken kalkıp Adana’ya giden ve tek kurşun atmadan Hatay’ı da ülkemize katan eşsiz bir Devlet Adamıdır.

İlk hedefi; “ Yurtta Sulh, Dünyada Sulh !” olan, Ülkesini Barış Huzur Bağımsızlık ve Muasır Medeniyetler Seviyesine Yükseltme’nin kurucusudur.

12 Eylül 1980 tarihi ile başlayan, Özal Hükümetleri ile dellenen ve son 17 yılda zirve yapan sürecin bizi nereye sürüklediğini de halkımız şimdi görmeli.

Eşsiz Cumhuriyetin, kurulduğu yokluk günlerinde hayata geçirdiği fabrikalar, yollar, rafineriler, tersaneler, limanlar, daha nice servetler özelleştirildi, satıldı.

Kime, çok büyük bir kısmı Yabancı Ülke ve Şirketlere. Dış borç gırtlağa kadar.

Atatürk Cumhuriyet’inin, Osmanlı İmparatorluğunun tüm dünyaya olan Düyunu Umumiye borçlarını son kuruşuna kadar ödediği de bilinmeli : -)

Hani; “ Osmanlı Hicaz’a kadar demiryolları yapmıştır.” diye bir efsane de var? Fransız, Alman O Demiryollarını bizi borçlandırıp yapmış ve kendileri Yönetmiş.

Kurtuluştan sonra, Cumhuriyet O Demiryollarımızı da son kuruşuna kadar ödeyip, devletleştirmiş : -) Yetmemiş;

O çok, ama çok yoksul Halk; kazma kürekle O Demiryollarını 10 yılda 2 katına nasıl çıkarmış? Kazma kürekle dağları delerek tüneller açan halk : -)

Nazilli Basma Fabrikası, Beykoz Kundura Fabrikası, Paşabahçe Şişe Cam, Hereke Halı, Şeker Fabrikalar O Yoksul Halkın alın terleriyle yapılmış.

Cumhuriyet’in eserleri bitti; şimdi toprakları-doğayı satmanın gafleti var gibi?

Sakarya’da yok edilen Cumhuriyet servetlerini hemen her gün sayıyorum.

Ülke Eğitim Tarihi’ne altın harflerle yazılan Arifiye Köy Enstitüsü’nü ben yazarım; şimdiki Arifiye Halkının ve Yönetenlerinin umuru bile olmaz!

Türkiye’nin Kurucusu- İlk Cumhurbaşkanı Atatürk’ün Hediye Erdemi’ni, dün yine muhteşem bir yazıyla Yılmaz Özdil kaleme almıştı;

1980 yılından beri unutulan, O Hediye Erdemi’nin konuşulduğu günler:

Kurtuluş Savaşı için alınan her kuruş borcun karşılığında imzalı senet bırakan, geri ödemeyi de asla ihmal etmeyen Atatürk’ün ülkesinde.

Türk elçiliklerine Sipariş ettiği kitaplara, verdiği ziyafetlere, Çankaya’ya aldığı fidanlara, Çankaya’da kendisine hizmet eden görevlilerin masraflarına kadar;

Osmanlı Subayı iken kişisel harcamaları kendi maaşından ödeyen Eşsiz Kurucu.

Benden iyi bilirsiniz; İnanmak başka, İnanıyor Görüntüsü Vermek başkadır.

30 Ağustos Zafer Bayramımızı yarın yazarım : -)