Devlet Tarihimiz’de ilk kez bir Cumhurbaşkanı, tüm siyasi partileri sanki bir kenara atmış, bir siyasi partinin İktidarı için meydan mitingleri yaparak İl İl dolaşıyor…

           Bunu halk da, O mitinglere koşan siyasi parti taraftarı da, eskisi gibi içten inanmadı…7 Haziran Genel Seçimi’nde AK Parti’nin Gerileme Süreci’ni başlatan en büyük neden de bu tavırdı… Cumhurbaşkanı yine mitinglere başlayacakmış.

          Görünen o ki; sadece TEK ADAM konumu için kavga veren siyasiler, halkın ve partililerinin geleceğini düşünmemekle büyük hatalar yapıyorlar…

            İhtiras hamuru ile fazlaca yoğrulmuş insanoğlu, durması gereken noktayı göremezse, sadece kendini değil beraberindeki herkesi ve ülkeleri de badirelere sürüklüyor…Oysa,  Cumhurbaşkanlığı kime yetmemiş ki?

            Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 12 yıl başdanışmanlığını yapan, gazeteci Ahmet Sever’in, “ Abdullah Gül ile 12 YIL “ kitabını okuyorum…

           Halen AKP’de Yönetme görevi üstlenen hemen herkesin ve partiye gönül verenlerin bu kitabı mutlaka okumasını tavsiye ederim… Etten, kemikten, ruhtan ibaret insanoğlunun “ çiğ süt emdiğini “ bilenler kendini siga’ya çeker…          

           Aynı siyasi parti içinde ne kişisel hırslar, ne koltuk savaşları olurmuş… Bu dünya imtihan deyip; gerçek yaşamında dünya malına, rütbesine, sarayına, hırsına, intikamına doymayanlar ülke insanını aklına mı getirir?..

           Yakın Tarih nice örneklerle doludur; son 100 yıla bakın:

          Yer üstü, yeraltı zenginlikleri sıfıra yakın; küçük bir Ada Devleti olan JAPONYA dünyayı ele geçirmeye kalkmadı mı?

           Biraz teknolojisini geliştirip, sanayisini devleştiren; denizde ve havada muhteşem savaş filoları kuran Japonya, Çin’den başlayarak, Amerika’ya bile sulandı...Sonuç; milyonlarca Japon’un ölümü, ülkenin dipten yıkımı!..

            Hitler bunun çok çok mislini, hem dünyanın bir çok ülkesine, hem de Alman Halkına yaşatmadı mı?..

           Bu iki örneği bilerek seçtim. Çünkü, Japonya ve Almanya halkları karmaşık kökenli uluslar topluluğu değildir. Halk bütünlüklerini hemen göstermiş.Üstelik de, teknoloji bilgi altyapısı hazır, birikimli, eğitimli ve çalışkan halklar…

          Japonya ve Almanya halkı tarihten gereken dersi almışlar ki; yine kalkınmış, yine zengin ve güvenli ülkelerinde huzurlu yaşıyorlar…

           TÜRKİYE’DE yaşayan 77-78 milyon insan da YETERİNCE VARLIKLI, GÜVENLİ VE HUZUR İÇİNDE YAŞAMAYA LAYIKTIR…Gönül verdiğimiz siyasilerin, siyasi partilerin bitmez hırsları bizi badirelere sürüklüyorsa, sürüklenmeyeceğiz.

            

                      KIBLESİ YANLIŞ CAMİ, YENİSİ YAPILMAK İÇİN YIKILMIŞ

          Aynı yere yapılacak camiye de, Allah sağlıklı ve uzun ömür versin, Sayın Cevat Ayhan’ın adı verilecekmiş…

           Sayın Cevat Ayhan’a olan saygımı yıllardır yazdığım her gazetede yazdım… Çünkü, TZDK Donatım Fabrikası’na kazandırdığı eşsiz arazi ve fabrikaları bilirim.

           Günün, İktidarı kaybetmiş İktidarı da; O Donatım arazi ve mülklerini sata sata bitiremedi… Ki, yenen sadece O miras da değildir…Kendilerini İktidara taşıyan Siyaset Büyüklerini de bitirdiler…

           Rahmetli Erbakan ve nice siyaset büyükleri neredeler?.. Onlar çok makam görmüşlerdi…Ülke ve halk yaşamı tehdit altına girince; her makamı terk edebilme erdemi gösterdiler. Görüyoruz ki, Kalıcı İtibar Başka Bir MAKAM’mış.

           Sakarya’ya, 13 yıllık AK Parti İktidarı’ndan ve Sakarya Milletvekillerinden daha fazla, büyük ve kalıcı eserler bırakan, Sakaryalı Bakan Sayın Cevat Ayhan’ın adı Fen Lisesi’ne de, Akyazı’da camiye de verilir… HAK’tır; diyorum…

           Siyasiler, şu gün Cevat Ayhan’ın adını ağızlarına alırlarken, yakın zamanda yaşanan, çok insanın hayatında kalıcı izler bırakan, kimi İktidar Çalımları’nın asla unutulur gibi olmadığını bilecek…

            Sayın Cevat Ayhan, tabii ki benden iyi bilir, hiçbir gün aynı siyasi görüşte olmadık…Ama, Sayın Genel Müdürümdü, Sayın Bakanımdı;

             O makamlarda iken saygım ve tavrım neyse, hayat boyu aynı saygı ve tavrı gösterdim…Hatta, çıkar ilişkim bitince, saygım çok daha büyük olmuştur.

           Sakarya’da köşe yazısı yazdığım gazetede kendisi de yazmaya başlayınca, nefis ve çok özgür bir demokrasi örneği de oluşmuştu…

            O zamanlar Sakarya’da bir Allah Kulu, ( benim için),  “ Bu herife gazetede yazı yazdırmayın!” gibi ilkel bir tavırla baskı yapmayı da düşünemezdi…                         

          “ Düşmez, kalkmaz BİR ALLAH!..”… Sayın Cevat Ayhan’ın adı camiye veriliyor. İşte; insanız düşeriz; İktidar için inkar ettiğimiz kapılara mecburcu olabiliriz. Peki, “ İnsan 7’sinde neyse, 70’inde de O’dur !” sözü unutulur mu?

             Siyasi kapınıza gelenlere bunu hatırlatın…Bilin ki, Sizi asla hak ettiğiniz saygın yere koyamazlar…Siz, Sizi yolda bırakanları değil, Sizlerle devam eden VEFALI HALKI İNKAR ETMEYİN!..