Sakarya AK Parti İl Teşkilatı, önümüzdeki 3 seçimde kendilerine sorulacak ilimizle ilgili sorulara kuşkusuz cevap hazırlıyordur.

sorunlarını ve beklentilerini AKP İl Yönetimi’ne taşıma görevi yerel medyaya da düşer. Bu benim için onur vericidir.

*

2018 Yılı sonunda açılacak Halkalı-Sirkeci Tren Hattı havadan fotoğraflandı. Tren ve Banliyö seferleri 2018 yılı içinde başlıyor.” haberi ulusal medyadaydı.

Dehşetten değil ama, sevinçten tüylerim ürperdi.

Çünkü, 128 Yıllık Adapazarı Tren Garı zaten hazır. Haydarpaşa Ekspresi için bugün karar verilsin; eylül-ekim 2018’den önce bile Tren Adapazarı Garına gelir.

*

AK Parti İl Yönetimi hadi Sakarya halkı ile samimi istişareler yapsın! “Adapazarı Tren Garı’na trenimiz gelsin !” cevabı % 99 çıkacaktır.

TCDD Genel Müdürlüğü asla kendisini inkar etmez. TCDD, Adapazarı Garı için, “2 ayda açarız!” bile der. Üç ayda kesin O treni Adapazarı Garı’na getirir.

*

AK Parti İl şunu da biliyor. ADARAY neden yapıldı, kaç para harcandı, ne kadar zarar etti; neden kalktı, bir Allah kulu sormadı.

ADARAY, Haydarpaşa Ekspresi’nin 2 katı kadar sefer yapıyordu ve yıllarca Şehir içi ulaşımını hiç engellemedi.

Adapazarı Garı’ arkasındaki gıllı gışlı oyunlar bu şehre asla bir şey kazandırmaz. AK Parti, gariban halkın kullandığı güvenli, ucuz ve kolay ulaşımla oynatmasın.

Sirkeci’ye demiryolu döşeniyor ve açılıyor. Demiryolu da, Gar da hazır. AK Parti seçimlerde hiç yere öyle bir hesap verme konumuna düşmemeli.

TÜRKİYE TARIM VE HAYVANCILIĞI

EKİM 2018’DE SAKARYA’DA : -)

Ticaret Borsası, Türkiye’nin tarım ve hayvancılık sektörleri için 25-28 ekim 2018 tarihlerinde Hendek’te büyük bir fuar düzenliyor.

Fuar; Sakarya Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, SATSO, Et ve Sür Birlikleri, Ziraat Odaları ve Sakarya Üniversitesi iş birliği ile koordine edilecekmiş.

*

Gıda ve Tarım alanları giderek azalan Sakarya’da dilerim bu bir milat olacaktır. Kurak bir bahar-yaz yaşanmasın diye kıvrandığımız bir süreçte fuar bir ışık oldu.

Cennet bir gıda ve tarım ülkesi iken; et, süt, saman ithal eden bir ülke olmak acı verici bir tabloydu.

*

Borsa Başkanı Sn. Cevdet Mete’nin; tarım ve hayvancılığın taşıdığı ekonomik değeri vurgulaması, hiçbir zaman önemini yitirmeyeceğini hatırlatması önemli.

Tabii; Üreticilerin ve sanayicilerin sektörlerindeki çağdaş yenilikleri takip ederek, ileri teknolojileri kullanmalarını önermesi de çok doğru.

Ülke ve uluslar arası rekabet piyasalarında verimlilik ve kalite artışı artık bir zorunluluktur. Düzenlenecek fuarda bu görevin üstlenileceği de önemli.

*

Tarım ve Hayvancılık ile Yem sektörlerinin en önemli kuruluşları Hendek Fuarı’nda buluşacak. Sakarya Tarım ve Hayvancılığı için büyük fırsat kapısıdır.

tarihin tüm zamanlarında, Tarım ve Hayvancılık sektörleri önemli bir potansiyeldir. Gıda ve Süt ürünlerinde de; Gıda ve Süt Makine sektörlerinde de önemli bir Türkiye markasıyız. Bu fuar başka gündemlerle aman boğulmasın : -)

5 TON GİYECEK ATIĞI TOPLANMIŞ ?

İzmit Belediyesi’nin bu haberini ulusal basında okudum.

İzmit’in 94 ayrı noktasına kocaman tekstil kumbaraları konmuş. Sakarya’da da kimi yerlerde bu kumbaraları görmeye başladık. Çok sevindirici bir uygulama.

Hoyrat ve sorumsuz olmanın kaybettirdiği servetler kolayca çöpe gitmemeli.

*

Eski giysiler, ayakkabılar, kumaş, yorgan, perde gibi; bir dolu giysi-tekstil atığı geri dönüşümle değer yaratılıyor.

Ayrıştırılıyor; kullanılabilir olanlar, elden geçirilip, ihtiyaç sahiplerine dağıtılıyor. Kullanılamaz olanlar da tekstil geri dönüşümüne gidiyorsa harika.

*

Çöp işi insanoğlunun en büyük nankörlüğü gibidir. Kısacası, nimet nankörlüğü. Naylon poşet bile öyle; doğayı ve canlıları yok ediyor; önleyemedik.

Ekmek, Türk halkının en çok tükettiği gıda malzemesidir. Çöpe atılan her ekmek parçası nimete nankörlüktür. Bu nankörlükte de en başlardayız.

Cam, naylon, kağıt atıklarından servetler kazananlar var.

Dünyada en çok gazete okunan Japonya’da basılan gazetelerin kağıtlarının % 80’i okunmuş gazetelerden kazanılırmış.

Yıllardır, “ Sakarya’da öğrenciler evlerindeki okunmuş gazete atıklarını haftada bir gün okula getirse; O gazete atıkları ile her yıl 2 okul yapılır!” derim. Tabi, ben yazar ben okurum, okunmuş gazeteler de çöpe gider.