1880’li yıllardan, 1919 yılının İşgal Günlerine gelene kadar geçen O Tarihi unutmayacaksın !

          Unutturma gafleti ve Başka Tarih Yazma çabaları görsen de usanmadan, yaşanmış doğruları herkesin önüne koyacaksın. Bir gün gerçekler görülür !

           Koskoca Osmanlı İmparatorluğu’nu yok edilişe sokan Emperyalizm Postalı Anadolu içlerine kadar uzanmış, toprakların çiğnenmiş, insanların kan ve gözyaşında boğulmuşsa;

          Düşman, camilerini ahır yapmış, ezan seslerini susturmuşsa, ırzına en büyük tecavüzler yapılmışsa; O gerçekler sana yeter…

          Afyon Kocatepe’den, O savaşın harekatını O tepeden bizzat gören ve yöneten, Kurtuluş’a giden emri veren Kahraman’ı; Nazım Hikmet, “ Kuvayı Milliye’de tarihimize kazır gibi şiirleştirmiş.

          95 Yıl sonra bile, O şiir tüm gazete ve dergilerde, tv ekranlarında:

          “ Düşündü birdenbire kayalardaki adam                                                                                        

             Kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri

             Kim bilir onlar ne kadar büyük

             Ne kadar uzundular ?

             Bir çoğunun adını bilmiyordu

             Yalnız, Yunan’dan önce ve seferberlikten evvel

             Geçerdi Gediz’in sularını başı dönerek

             Dağlarda tek

              Tek

           Ateşler yanıyordu.

           Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki

           Şayak kalpaklı adam

           Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden

           Güzel, rahat günlere inanıyordu

            Ve güzel bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında

            Birdenbire beş adım sağında O’nu gördü

            Paşalar O’nun arkasındaydılar.

            O, saati sordu.

            Paşalar: “ Üç “ dediler,

            SARIŞIN BİR KURDA BENZİYORDU.

            VE MAVİ GÖZLERİ ÇAKMAK ÇAKMAKTI.

             YÜRÜDÜ UÇURUMUN KENARINA KADAR,

              EĞİLDİ, DURDU.

              BIRAKSALAR

              İNCE, UZUN BACAKLARI ÜZERİNDE YAYLANARAK

              VE KARANLIKTA AKAN BİR YILDIZ GİBİ KAYARAK

             KOCATEPE’DEN AFYON OVASINA ATLAYACAKTI.”

                             MUSTAFA KEMAL ÇANAKKALE’DE DE;

                               HER CEPHEDE DE BİZZAT VARDI

           Osmanlı’nın Afrika cephesinde de, Orta Doğu çöllerinde de, Çanakkale’deki vatan savunmasında da; bizzat ateş altındaki savunma mevzilerinde ve cephelerin en önlerinde ordumuzu yönettiği bilinir.

           Çanakkale’de, Osmanlı’nın ordumuzu yönetme yetkisi verdiği Alman Generali’ne, “ Kumandayı bana ver !” dediği;

          Alman General, “ Çok gelmez mi ?” deyince, “ Az bile gelir !” diyerek, kumandayı alıp, Payitahtı düşman işgalinden kurtardığı bilinir.

           Ama; Osmanlı SEVR’i imzalayınca O Payitaht İngiliz, Fransız, Yunan işgaline mahkum olur;

           Yunan İzmir’i işgal ettiği gün; O muhteşem Mustafa Kemal Afyon Kocatepe’ye kadar uzanan inanılmaz Kurtuluş Savaşı Ateşi’ni yakmaya koşar…

                          BU YÜZYILDA O BÜYÜK DAHİYİ TÜRKLER YETİŞTİRDİ

          Biz var olan kendi insanlarımız, kendi topraklarımız, kendi değerlerimiz, kendi gücümüzle gururlanmayı, yetinmeyi, çalışıp üretmeyi, bağımsızlığı, ayrımsız bütünleşmeyi beceremezsek;

          Elimizde var olan tüm servetleri kaybettiğimizde dövünmek hiçbir şeyi geri getirmez. Emperyalizmin gözü her zaman eşsiz coğrafyadaki O servetlerdedir.

          Türkiye’de yaşayan 80 milyon insan da bugün, İngiliz Tarihi’nin en değerli devlet adamlarından birisi olan, Lloyd George’un;

           Türkiye Cumhuriyeti’nin, uluslar arası barış anlaşmaları masasında varlığını yedi düvele kabul ettirdiği günlerde ettiği şu sözlerini doğru yere koyabilmeli:               

       “ YÜZYILLAR, NADİREN DAHİ YETİŞTİRİR, ŞU ŞANSSIZLIĞA BAKIN Kİ, BU YÜZYILDA O BÜYÜK DAHİYİ TÜRKLER YETİŞTİRDİ.”