17 Ağustos depremi sadece 1 kişiyi öldürdü!..

   

    Yazımın başlığındaki ifade bana ait değil.

    Fakat oldukça düşündürücü ve şaşırtıcı bir ifade…

    “Nasıl olur da 17 bin 118 kişinin yaşamını yitirdiği 17 Ağustos depreminde sadece 1 kişi ölür?”

    Fakat, bu ifadenin çok mantıklı ve bir o kadar da isabetli bir açılımı olduğunu biliyorum.

    Bu ifadeler, AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker’e ait…

    Şeker; bu çarpıcı ifadeyi geçen hafta içinde, SAÜ’de düzenlenen Kentsel Dönüşüm ve Sakarya Paneli’nde dile getirdi ve bu ifadenin ne anlama geldiğini şöyle izah etti.

    “Bilim adamları, 17 Ağustos Marmara Depremi nedeniyle sadece 1 kişinin öldüğünü söylüyor. O vatandaşımız da yarılan fay hattına düşmüş. Geri kalan binlerce insanımız da binalar nedeniyle öldü.''

    Evet.

    Sanırım, 17 Ağustos depreminde 17 bin 118 kişi yaşamını yitirirken, Milletvekili Şeker’in “O deprem nedeniyle Sadece 1 kişi öldü” şeklindeki ifadesinin ne anlama geldiğini çok daha iyi anlıyoruz…

    Demek ki; insanları öldüren deprem değil, binalar!..

    Çok doğru bir tespit.

    Taktir elbette yüce Alah’ın…

    Bir binanın demiri, çimentosu bilimin öngördüğü şekilde yerli yerince kullanılıyorsa ve o binalar deprem güvenli alanlarda yapılıyorsa depremden yana korkulacak çok fazla bir şey yok demektir..

    Aksi taktirde, binanın demiri ve çimentosu çalışmışsa, zemin faktörü göz önüne alınmamışsa o bina er veya geç öldürecektir…

    Milletvekili Şeker’in bu uyarısına aynen katılıyorum.

    Deprem öldürmez, bina öldürür…

 

--------------------------------

 

Büyük haksızlık olur!..

   

    Geçen yıl 1 Şubat’ta ulaşıma kapatılan Adapazarı-Haydarpaşa tren hattıyla ilgili sıkıntılar yaşandığını bugün gazetemizin birinci sayfasından sizlere duyurduk…

    Bu gidişle 2014 yılının yaz aylarında yeniden ulaşıma açılması planlanan bu hattın 2015 yılına sarkabilecek gibi görünüyor.

    Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın, Anadolu seferi yapan trenler ile Yüksek Hızlı Tren hattından sonra “3’ncü hat” olarak isimlendiren Adapazarı-Haydarpaşa hattında bazı sıkıntılar olduğunu dile getirdi ama sıkıntıların ne olduğunu söylemedi.

    O sıkıntıların ne olduğunu bizler biliyoruz.

    Yıllardır, imar düzenlemeleri sağlıklı yapılamadığı için bu hattın üzerinde devasa fabrikalar kurulduğu gibi yollar da inşa edildi. Şimdi bu fabrikaları istimlak etmek, yolları devre dışı bırakmak pek mümkün olmuyor.

     Bakan Yıldırım’ın sözünü ettiği ancak adını koymadığı sıkıntı işte bunlardan kaynaklanıyor.   

     Haliyle, Adapazarlıların 100 yıldır en ucuz ulaşım aracı olan trenin geri dönüşü gecikiyor.

    İyimser olduğum için “Gecikiyor” diyorum.

    Belki de bu hat 2015’te de ulaşıma açılmayabilir!..

    Çünkü, sözünü etiğimiz 3’ncü hattın üzerindeki yapılaşma öyle kolay kolay temizlenebilecek bir yapılaşma değil…

    O hattın üzerinde tersane, liman dahi bulunuyor!..

    Sıkıntı her ne olursa olsun, bir çıkış yolu bulup sorun aşılmalıdır.

    Adapazarlıları trenden mahrum bırakmanın anlamı yok.

    Hükümet her türlü yatırıma para bulurken, insanların 100 yıllık sevdasına, dahası en ucuz ulaşım aracına para bulamaması kabul edilecek gibi değil…

    Bunun vebali de büyük olur.

    Adapazarlılar tam 1 yıldır trene ödedikleri ücretin neredeyse 2-3 katını otobüs firmalarına ödeyerek İstanbul’a gidebiliyorlar.

    Kaldı ki, kar, kış, yağmur, güneş gibi olumsuz hava şartlarına katlanılması da bu sorunun Bonus’u oluyor.. 

    Uzun lafın kısası; Adapazarı-Haydarpaşa tren hattının biran önce, en azından planlanan tarih olan 2014’ün yaz aylarında yeniden ulaşıma açılması için herkesin duyarlı olması gerekir…

    Özellikle de Sakarya AK Parti Milletvekillerinin…

 

    ----------------------------