Biz Türk kültüründe hanımın rolünü ve Asena gerçeğini bilenler hariç, bir kısmımız ‘kadından lider olur mu, bir kadının peşinden gidilir mi’ tartışmaları yapaduralım, Dünya, günümüzün belası Koronavirüs salgınıyla mücadelede kadın liderlerin kararlılığını ve karşılığında başarısını konuşuyor.

Almanya, Danimarka, Yeni Zelanda ve Tayvan başta olmak üzere kadın liderlerin ortaya koyduğu başarı, uzmanlar tarafından örnek gösteriliyor.

Almanya’da Angela Merkel’in açık, şeffaf ve interaktif iletişim stratejisi büyük takdir toplarken, New York Times gazetesinde, Almanya’nın laboratuvar çalışmalarındaki başarısı, yüksek miktarda test uygulanması ve sağlık sisteminin başarısında liderliğin önemine vurgu yapan bir makale yayınlandı.

Buna göre, Alman vatandaşların yüzde 89’unun Merkel’in süreçteki tutumunu taktir ediyor.

Danimarka Başbakan Mette Frederiksen de, salgınla mücadelede başarılı olan bayan liderlerden bir diğeri. Bayan Frederiksen, katı tedbirleri ve açıkladığı ekonomik paketleriyle hem salgınla hem de salgının sosyal ve ekonomik etkileriyle mücadelede başarılı oldu.

Yeni Zelanda Başbakanı Bayan Jacinda Ardern, süreçte uyguladığı yöntem ve stratejilerle nüfusun yüzde 88’inin güvenini kazandı.

Tayvan’ın müthiş başarısı da yine kadın liderlere bağlanıyor.

Tayvan malumunuz, virüsün merkezi olarak görülen Çin’e komşu ama bölgenin en istikrarlı ülkesi durumunda.

Bu sonuçlarda, Tayvan’ın ilk kadın Cumhurbaşkanı olan Tsai Ing-wen’in büyük rolü olduğu söyleniyor.

Tayvan virüs konusunda ilk tedbir alan ülke…

Çin Hükümeti henüz resmi olarak koronavirüs açıklaması yapmadan önce tedbirler alınmaya başlandı. Wuhan'dan gelen yolcular kontrol edildi.

Çin'in bazı uçuşları henüz hiçbir Asya ülkesi farkında değilken askıya alındı.

Maske satışlarına sınırlama getirildi ve nüfusun maskelere eşit ulaşımı sağlandı.

Başkent Taipei'deki bütün halka açık binaların girişine el dezenfektanları yerleştirildi.

Vatandaşlara ücretsiz oyunlar, gıda ürünleri, dezenfektan gibi malzemeler içeren yardım paketleri ulaştırılarak evde kalmaları sağlandı.

Tayvan Birleşmiş Milletlere üye bile değil. Olmuş daha sonra Çin’in baskılarıyla çıkarılmış.

Çin'in etkisiyle dünyadaki pek çok ülke Tayvan'ı tanımıyor. Sadece 23 ülke. Onlar da, Afrika'da ve Okyanusya'da adı sanı pek bilinmeyen ülkeler. Biraz da Güney Amerika'dan Nikaragua, Paraguay, Guatemala, Honduras…

Avrupa'da tanıyan tek ülke ise Vatikan…

Ama şimdi bütün dünya tanıyor ve konuşuyor.

Bütün dünya Çin’in hemen yanı başındaki Tayvan’ın örnek alınması konusunda hemfikir…

Tayvan'da görülen virüs vaka sayısı sadece 429, sadece 6 (altı) kişi hayatını kaybetmiş ve yeni vaka yok.

Tayvan'da okullar, işyerleri açık, fabrikalar çalışıyor, spor karşılaşmaları seyircisiz de olsa devam ediyor.

Hayat normale dönmüş ama maskeli ve sosyal mesafeli sürüyor.

Tayvan bunu zamanında tedbir alması, zamanında sosyal mesafe uygulaması ve maskeye borçlu…

Korona Çin'de görüldüğünde, Aralık ayında, Tayvan Çin'den bütün uçak ve vapur seferlerini durdurmuş, diğer ülkelere kapılarını kapatmış.

Amerika ve Avrupa henüz ciddiye almazken, sosyal mesafeyi zorunlu kılan ve uygulayan, maskeyi zorunlu kılan ve uygulayan, test uygulamasını ilk başlatan, toplumun bulunduğu alanları sürekli dezenfekte eden ilk ülke Tayvan…

Bu arada Amerika, Japonya ve bazı Okyanus ada ülkeleri dahil, Tayvan'ı tanımasalar bile, ki, Dünya Sağlık Örgütü de tanımıyor, bu ülkelere toplam on yedi milyon maske gönderiyor.

Başkan Tsai Ing – Wen işin sırrını şöyle açıklamış;

“Virüsü yenerken, bizim başarımız bir kaç nedenden ileri geliyor.

Kurallara istisnasız herkes uydu, uymayan hiç kimse olmadı, maskeyi ilk günden itibaren herkes taktı,

sosyal mesafeyi herkes korudu ve korumaya devam ediyor.”

Ama asıl ve özellikle bizim için ders niteliğinde bir sebep daha var ki, yine Başkanın ağzından aktarayım;

“Biz demokratik bir ülkeyiz. Virüse karşı mücadelede her görüşü dinledik, her görüşü değerlendirdik ve onlardan yararlandık. Virüse karşı birlikte mücadele ettik.”

Peki, biz de işler nasıl yürüyor?

Sahil şeritlerimiz kapalı, yürümek bile yasak ama AVM’ler ve pazarlarımız açık…

Kural ihlali konusunda ilk sıralardayız…

Ama daha ve çok daha önemlisi;

Her görüşe değer vermek şöyle dursun, bilim adamlarının ve işin uzmanlarının tavsiyeleri bile havada kalıyor.

Hükümet her nedense, kimseyi ötekileştirmeden, muhalefet partilerine ve de iktidara muhalif olanlara çatmadan, virüse karşı topluca ve birlikte mücadele etmek niyetinde bile değil…

Baksanıza, Ulusa seslenişimiz bile, muhalefet partilerine çatmaktan ibaret...

Dolayısıyla bizim işimiz çok ama çok zor!..