Sevgili okurlar,
Sanal ortamdaki sayfalarımız da , zaman, zaman kendi görüş ve düşüncelerimizi paylaşarak, insanımızın bilgilenmesine, hafızasını tazelemesine katkı sunuyoruz..
Bunu bazen de; haber sayfalarımızda, haberlerin altına düştüğümüz, “Donk” başlığı altında da yapıyoruz..
Son olarak yine, “Donk” başlığı altında bakın neler yazdık?
DONK!

Ülke gündemini sarsan olaylar var..
Bir yanda KIZILAY konuşuluyor..
Bir yanda ENSAR Vakfı konuşuluyor..
Bir yanda TÜRGEV Vakfı konuşuluyor..
Bir yanda Elazığ ve Malatya deprem sarsıntıları  ve acıları..
Bir yanda Van-Bahçesaray’dan gelen acı haber..
Kurtarmaya giderken, nasıl da kurtarılmayı bekledi insanımız?
İhmal, tedbirsizlik, beceriksizlik ötesinde cahilliğin getirdiği çığ üstümüze düştü..
Ülke olarak, doğadan ne kadar uzak olduğumuzu bir kez daha yaşarak, yani ölerek anladık!
Tam bu büyük acının yaralarını sarmak üzereyken, bu defa İstanbul Sabiha Gökçen’den gelen acı haber ile yakıldık..
Uçağımız yine ihmal ve tedbirsizlik, paragözlük nedeni ile rüzgarda savruldu ve dünyamız karardı..
Bir yanda Amerika’nın Kudüs kararı..
Bir yanda Libya ve Hafter..
Bir yanda Erdoğan’ın Ukrayna gezisi ve Kırım hakkındaki demeçleri..
MHP ise suçluyu buldu..
Golü attı..
Meğer, bizim bilmediğimiz bir suçlu varmış, bu ülkedeki kötü gidişle ilgili…
CE HA PE ve Kemal Kılıçdaroğlu!?
Bulduk suçluyu ya, gerisini boş veriniz artık!?
Öte yanda eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, “FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili” önemli bilgi veriyor, belgeye işaret ediyor..
AK Parti’den tehdit gibi “dava” açıklaması..
KORONO VİRİSÜ GİBİ, korku, endişe ülkenin başında bela!?
Vay be Türkiye!
Deprem de 41 vatandaşını kaybetmiş Türkiye, Van’da çığ altına 41 vatan evladını ezdirdi!
Suriye’den gelen acı haber ile 8 Mehmed’imizi bağrımıza bastık..
Uçak kazasında gitti mi üç canımız!..
Neyi konuşacağız, ey Türkiye?
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Kırıkkale’de teşekkür mitinginde, keyif çayı dağıtıyor!..
MHP Genel Başkanı ve Hükümet Ortağı Devlet Bahçeli nerede acaba?
Aşk olsun Türkiye!
Bu da yeni bir linç girişimi değilse, nedir?
Siyasetinde de b..k’u çıktı!
Kokuyor!
Uzak durunuz!

***
Sevgili okurlar,
Bu yazı ile ilgili olarak, Sakarya Akyazı’dan sevgili dostum, Akyazı Belediyesi eski çalışanı Nail Kahveci’den bir not geldi:

“Yusuf abi...
Bizimkiler, denizde yürüse "şunlara bakar mısın, yüzme bile bilmiyorlar!!, " diyeceksin gibime geliyor....
Cumhurbaşkanının (devletin) izlediği dış politika halkımız sürekli tedirgin olsa da onurla izlenmesi gereken en güçlü seçeneklerden....
İki tane süper gücün ikisinin de öncelikleri var ve bu öncelikler Türkiye’nin çıkarlarının, bırak çıkarlarını varlığının tam,
hem de cepheden karşısında ........
Türkiye bu durum da zaman, zaman gözünü karartmaktan başka çıkar yol bulamazken, hala sözüm ona batılı ve küresel sömürü odaklarına şirinlik yaparak, sözde demokrasi ,insan hakları ambalajlı politikaların ne kadar yapay ve yapmacık durduğu belli değil mi..?
Bazen gerçekten de bir-çok eleştirilebilecek tarafı olsa da Recep Tayyip ERDOĞAN 'ın Türkiye nin varlığı ve bekası için bir şans olduğunu düşünüyorum.....
Yurt dışında yaşayan soydaşlarımızın kahir ekseriyeti de böyle düşünüyor
.....!!
Sevgili Nail Kahveci kardeşime;
“Böyle düşündüğünüz için, ülkenin başı beladan kurtulmuyor!
Yazıktır ülkeye, insanımıza!?
Biri Kırıkkale’de, bir suçlu avında?..
Birlik olmadan, dirlik olmaz!
Anlamıyorsanız, neyi anlatalım?
Esad’ı izaya getirmek bize mi kalmıştı!?.
Üstelik, Irak örneği önümüzde varken!?..
Kendini üzme güzel kardeşim!

“Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini.
Bulunur kurtaracak, bahtı kara maderini!!”
diye cevap verdim..Hala yazı altına notlar düşenler var.. Mustafa koyuncu ise,”
Sayın meslektaşım Yusuf Cinal, ne güzel özetlemişsiniz.. Sizi takdir ederim.. Sizin bu yazınızı anlamayanların yazdıkları, reaksiyon yazılarına bakın, bir şey anlaşılmıyor .. Başını kuma sokmuş deve kuşu gibiler?  “Cumhurbaşkanı telefona büyük ekran televizyon” desin, cümlesi bitmeden, alkışlamaya hazırlar.. Allah aşkına, eleştirmek yanlışı yazmak yapıcılıktır, doğru yolu göstermektir.. Demokrasinin gereğidir.. Saygı ve selamlarımla..”
Son olarak, Bahattin Dertlioğlu”nun notunu paylaşarak, konuyu noktalamak istiyorum:”
Yusuf Cinal Hocam, yazılarınızı büyük bir zevkle okuyorum, zatı Ali’nizi en kalbi duygularımla kutluyorum. Avusturya’dan selamlar, sevgiler.”
***
Sevgili okurlar,
Tartışmak, eleştirmek,yapıcı uyarılarda bulunmak sadece bizim değil, hepimizin görevidir..
Bakınız, Bizim Sakarya Gazetesi’nden Bıçkıdere’de yapılacak talana karşı çıkanların zaferini okudum..
Ne güzellik bu!
İnsanın, insanımızın kendi doğasına, deresine, ağacına, suyuna, kuşuna, toprağına, ormanına sahip çıkması kadar önemli ne olabilir..
Tebrikler Bıçkıdere, tebrikler!..
İkinci olarak, Sapanca, Kırkpınar’daki “teleferik “konusu, Sapanca Belediye Meclisi’ne kalmış..
Bu da güzel bir haber..
Şimdi Belediye Meclisi’nin, halkın istekleri doğrultusunda karar alması, en büyük temennimizidir..Unutulmasın ki, halka rağmen alınan kararlar yıkımdır, gözyaşıdır,nefrettir..Buna göldeki martılar bile razı olmaz! Kararı bekliyoruz..
Bu konu ile ilgili olarak sevgili dostum, eski MHP İstanbul milletvekili Nazif Okumuş’ta ekranlardan çağrıda bulundu ve talana son verilmesini, teleferik projesinin kaldırılmasını istedi..
Umarım, halkın sesine kulak verilir..